- Kategori
- Şiir
Buzdan Düşler
/bağışlamak affetmekle unutmaktır
unutmadıysa affetmemiştir kişi/
bu şehir/ bu yer/ bu deniz
bu salkım söğüt ağacı/nın saçlarından
uzun olan kederin
vazgeçmedin / vazgeçemedin
içinde derinleşen uçurum, dünden daha derin
dünlerindeki düş/ vurgunun geçmedi
geçmedi /delirmiş yüreğinin sızısı
buradasın / yine nöbettesin işte
denizin ortasından geçen mavna
bulaştırırken karasını ruhuna
boşaltıyor ağır yükünü kalbine
ve zaman aynı çığla yeniliyor kendini
kuş uçmaz, kervan geçmez yollar ‘ıssızın’
diriltmeye çalıştığın ‘soluğu tükenmişin’ le
sabahı süremeyen sen, sürgünsün kendinden
dün nerdeysen, bugün aynı yerdesin
bile isteye koşuyorsun canını yakmaya
sırtında çoğalıp duruyor acının kırbaç izleri
aşk mezarlığında, hüzünden gayri neyi soluyabilirsin ki
dilinden düşür artık o vefâsızı
kederi çokça arabesk
bölük pörçük olan şarkıyı
bütünlemeye çalışma
gözü yola düşmeye görsün, giden gider
kıyma kendine/ sen seninle kal
baktığın resim, gerçekte farklı/ gör
devranın hükmü değişmez bil
ateş olduysan, su da olursun
varılmaz bir durak için çırpınıp durma
biten her şeyin boşluğu ağırdır
güneş kaybolur önce
ay kararır, söner yıldızlar
kesilir kuşların kanat sesleri
hayat bu işte / insanlar yanar döner
değişmez devranın hükmü
bükemediğin eğri demir için
kendini kendine düşman etme
yaşamak için ıslah edeceksen eğer kendini
soluğuna cellâdın olma
inan/ki unutulmaz değildir hiçbir aşkın adresi
yeter ki oynat aklındaki kalemi
masallardakiler hep masallarda kalır
ah ahraz kadın / bırak buzdan düşlerini
toprağa gömdüğün tin’inin
artık filizlenme vakti
5 Haziran 2012
Hâdiye Kaptan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.