Canan Arıtman'ı destekliyorum

Irkçılığa karşıyım.

Kişilerin etnik kökenleriyle ilgilenmiyorum.

Etnik kökene dayalı bir anlayış, dayatma, ülkemin bütünlüğü ve geleceği için zarar veriyorsa buna karşıyım.

Uzaktan kumandalı bir grup, Ermenilerden özür dilenmeli imza kampanyası düzenledi.

Özür, bir suç, hata işlendiği zaman dilenir.

Bir grup uzaktan kumandalı sözde aydın , Türklerin Soykırım yaptığını kabullenip, Ermenilerden özür diliyorlar. Kendilerini savcı, yargıç sanarak, bunu imza kampanyasına dönüştürüyorlar. Bir toplumun alnına en yüz kızartıcı bir insanlık suçunu yapıştırmak istiyorlar.

Cumhurbaşkanımızın bu konudaki açıklamalarını ben de imza kampanyasına bir destek olarak algıladım ve doğrusu çok üzüldüm.

Geçen haftalarda Yaşar Kemal' e verilen Cumhurbaşkanlığı Edebiyat ödülü ile ilgili bir yazı yazmıştım. Yaşar Kemal'in romanlarındaki Ermeni olgusunu dile getirmiştim

Özellikle Yaşar Kemal'in yarı özyaşam niteliğindeki kitabı, Yağmurcuk- Kimsecik-1 kitabında Van'dan Çukurova'ya uzanan süreçte Ermeni olayını anlatırken "Belli sayıda! Ermeni öldürenin Cennete gittiğini" bu kitaptan öğreniyoruz. Bu kitap Fransa'da yayımlandığında bir roman olayı olarak karşılanıyor. Biz de, Ermeni soykırım tasarısını desteklediği, anıtlar diktiği için Fransa'yı kınıyoruz. Ben de bir Fransız olsam, Ermeni olsam, Yaşar Kemal'in o kitaplarını okuduktan sonra, Soykırım tasarısına destek verirdim.

Cumhurbaşkanı hepimizin Cumhurbaşkanıdır. Her konuda düşüncesini açıklamak, konuşmak zorunda değildir. Bazı kişisel görüşlerini kendisine saklamalıdır.

Yoksa insanın aklına bazı şeyler gelebilir. Ermenistan Ziyareti, Yaşar Kemal'e verilen ödül, Orhan Pamuk'a destek, Özür kampanyasına destek anlamı taşıyan açıklamalar, ister istemez akılları karıştırıyor.

Milletvekili Canan Arıtma'nın tüm açıklamalarını dikkatlice dinledim. Arıtman'ın sözleri, bir oluşuma tepkisini dile getirirken duyduğu kaygılardan kaynaklanmaktadır. Bu tedirginliği gerçekte çoğumuz yaşıyoruz. Ülkemiz üzerine oynanan oyunların bir senaryosu sergileniyor gibi. Cumhurbaşkanlığı makamının bu tür girişimlere tepkisini haklı olarak bekliyoruz.

Özür dileme kampanyasının uzaktan kumandalı olduğunu artık herkes biliyor.

Özür dilemek kabul etmektir. Avrupa ve Amerika bu işin içindedir.

Özür dileme kampanyası bir aşamadır. Daha sonra arkasından nelerin geleceğini bilmek o kadar zor değildir.

Soykırım bir insanlık suçudur. Bunu kabul etmek, gelecek kuşakları ipotek altına almak ve iğrenç bir miras bırakmaktır.

Tarihçiler deniyor, belgeler deniyor arşivler açılsın deniliyor. Kimse buna karşı değil. Asıl karşı olanları hepimiz biliyoruz.

Bu konuda konuşan, yazan, Dünya tarihçilerinden bazıları yaşanan olayların " Soykırım" tanımına uymadığını söylüyorlar. Bu tarihçiler hemen Ermeniler tarafından kara listeye alınıyor.

Canan Arıtman'ın tepkisinin, Cumhurbaşkanımızın etnik kökenine değil, "Özür kampanyasına" destek anlamı taşıyan davranışına olduğuna inanıyorum.