Cennet Vadi İkizdere

Dünyada bilinen, flora, fauna zengini 100 vadiden birisi olduğunu bilmek. İkizdere deyince, bir çok şey daha demek gerek. Dağ başlarına gider insanın aklı. Yağmurun bir başka yağışını, güneşin başka bir parıldayışını bu vadide görmek. Güneşle gözlerin farklı kamaşmasını, yağmurla farklı ıslanılmasını hissetmek. Dumanı atlamamak, onları derelerin aldığını bilmek. Onurlu, erdemli, namuslu, çalışkan insanları içinde barındırmak. 

İkizdere ile özdeşleşen, İlçenin sembolu Dağ Horozunun sesini duyuyor olmak uzaktan. Çocukluğumuzda beklediğimiz ineklerimizin sesleri, köpeklerimizin havlama sesleri, kedilerimizin miyavlaması, kuşların cıvıldak sesleri, pardinin uğursuz bağırtı sesleri, en önemlisi ikizderenin o şiirsel seslerinden oluşan vadideki çok sesli müzik konserlerine bilet almak sezonunda.

İkizderenin Sevgi ile yoğrulan suyunun akışındaki çoşku, kimi zaman sevdalıkların içine girdiğini, kimi zaman üzüntüleri acıları bal eyleyenlerin gözyaşlarını aldığını ve çoşku ile akmaya devam ettiğini bilmek. Mayıs deresi azameti ile akan dereye özlem duymak. Gitmek istemek, gidememek, gidemeyişlerdeki neden, korkuların varlığı ve korkularla yüzleşememek?

İkizderenin sesini en düşük desibelde duymak, Ayının ırmağındaki o kasvetli havanın, piçeflerdeki yoğun yeşilliklerin daha da vahşileşmesi,  Kukuli kayalardan ikizdereye bakarken derenin çocukluğumuzdaki o güzellikte kıvrıla kıvrıla akmaması, Likapanın, hendekukanın, çilonun, gorgoşların tadlarının değişmesi ihtimali? Mayıs deresinin top oynayanları, peşinde  topu kovalayanları kendine katması? Seyfullah Karagöz Amcanın ayakkabı dükkanının köylülere sığınaklık yapmaması? Derenin üzerinde sallanan çelik halat köprünün halen sallanmıyor olması? Çelik karkas köprü, taş tonoz köprünün durup durmadığı? Deli Nazırın Maltepe istemediği, akıllanıp akıllanmadığı, küfür edip, etmediği?

Ben gitmeyeli epey şey yapılmış ikizderede. Ancak yapılan şeylerin üzerine uydurulan hikayelere inat, Vadi güzelliklerin yoğun insan çektiği, vadinin halen erdem dolu onurlu insanlar yetişdirdiği, Anzer Balına ilginin azalmadığı, Ovit dağının yüksekliğinin değişmediği, vadinin maksat yeşillikten daha fazla yeşillik içerdiği, vadinin üzerinde temizliğin en gök mavisine sahip olduğu, Halen Likapanın tadının değişmediği, tüm ağaçlar ile çam ağaçların ve çiçeklerin vadiye kokular yaydığı, vadinin insanlık koktuğunu biliyor olmak.

Horozu da farklı, likapası da!  Hepsi yabanıl tada, hepsi birer karakter. Komar yaprağı. Ama hepsi organik hepsi GDOsuz, Masalsı bulutlar üzerinde yüzen dağ tepelerinden dem vurmak. Yağmurun demlendiği şehirde insandan çok sözlerin nemlenmesi. Vadi lisanin, titreten içli kemençe sesi ile gür sesli türkünün sesi olması. 

Yağmur, bardak bardak boşalırken, ormanların gülünü başımıza taç yapması.   Mağaralar, göller, dereler, şelaleler, yokuşların düzü bulduğu coğrafyanın varlığı. Asma köprülerde sallanmak, tonoz taş köprülerde yürümek. İlk medrese, köy evlerinin mimarisini seyretmek. Hayatın gerisinden, Demirkapı'da tarihin izlerine bakmak. Yöresel nefis lezzetleri tatmak. Az gitmek, uz gitmek, yüzmek ‘uzmek’ sonuna gelmek. Karadenizin ince, keskin, kıvrak zekasını her yerde görmek.  Snowboard'ın atası, yüzme tahta el yapımı arabalarla karşılaşmak. Karlar eridiğinde derelere atılan botlar. Ümitle kesilen çaylıklarda, çayırlarda yorulmak. Takvimleri nezrin bozulmasına, yayla çıkımına ayarlamak. Yaylalar, şenlikler, ‘kuyis kıyamet’ bağırmak. Ilıca otelinde sağlık almak, enerjiyi santralinde görmek. Dünya starı Tarkanın, vadideki Baba köyünü  ziyareti

İhmal edilebilir çok az miktardaki enerji adına, can suyu ile haps edilen İKİZDERE, sen esarete götürülürken seninle hasletler yaşayan, seni seven, sana aşık olan, senin coşkunla duygulanan, aklınla beslenen, senin kenarında üzüm peynir ekmek yiyen, seni fotoğraflayan, ben bu deredenim diyerek övünen, senden faydalanan, balığını yiyen, enerjinden aydınlanan, senin suyunda yüzen gençler, senden kum çıkarıp satan, senin kenarında mesire yaparak hoş seda geçirenler, senin sesini dinleyerek hüznünü atıp şiir yazanlar, senin kenarında kemençe çalıp horon edenler, türkü söyleyenler, çatma türkü atanlar, sana her yıl tekrar tekrar gelenler nerdeydiler.?

Hani kıvrım kıvrım akacaktın, suyun taşlara vurdukça köpüklerin özgürce sıçrayacaktı, kanolarla üstünde yüzülecekti hani. Kano spor merkezi olacaktın ikizdere. Bu can suyuyla yaşayan ölü oldun İKİZDERE.

Oy dere ikizdere böyle akışın nere,

Senin suyun bitmezdi sana can vere vere.

Bütün insanlar özgür yaşamalı, sular özgürce akmalı.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi