Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '07

 
Kategori
Gelenekler
 

Çeyiz

Çeyiz
 

Bir kız bebek doğduğu zaman başlar anneler, yastık kenarı, nevresim takımı, havlu kenarı, dikişler, nakışlar, yorganlar, yastıklar biriktirmeye.

Derken kızımız büyür. Okur. İşe girer bu sefer kendisi başlar maaşıyla beyaz eşyalarını almaya evlenince yük olmasın diye. Ütü, fön makinesi, fırın, tost makinası, çatal kaşık, tabak çanak takımı ile başlayıp çamaşır, bulaşık makinesine kadar gidebilecek bir yolculuğu vardır çeyizin. Çeyiz kimi yörelerde tamamiyle kız tarafına, kimi yörelerde tamamiyle erkek tarafına ait olsa da en yaygın olanı her iki tarafın üzerine düştüğü kadarı ile eşit paylaşmasıdır.

Evlilik söz konusu olunca en önemli konulardan biri olur çeyiz. Çeyizi oluşturan objelerin evlenmeden önce ve biriktirilmeye başlanması adettendir. Her gelin kızın rüyasıdır çeyizlerin en zenginine sahip olmak. Kız annelerinin, genç kızların, tığ işi, iğne oyası, kasnak işi, el örgüsü, kanaviçe diye adlandırılan binbir çeşit yöntemle tel tel, ilmek ilmek, nakışnakış geleceklerini dokumaları hayallerini, umutlarını dokuduklarna gömmeleridir çeyiz.

Evlenmeden önce çeyizi kız evinden almak o kadar kolay değildir. Çeyiz görmeye gelenler yanlarında hediye getirmeyi ihmal etmemelidir. Çünkü evden çeyiz çıkarken erkek tarafı bir bedel ödemek zorundadır. Kız tarafı sandığı bırakmak istemez kolayına.

Ne acıdır ki yüzyıllardır evlilik hazırlığının baş tacı olan çeyiz geleneği, kırsal kesimde el emeği göz nuru içeriğini hâlâ korusa da özellikle büyük şehirlerde değişime uğradı. Çalışan genç kızlar, artık bakım isteyen danteller, oyalar yerine, pratik örtüleri tercih ediyor ve hatta hiç örtü olmaması gibi bir alternatif dahi var. Özellikle millenium evliliklerinde annelerin özene bezene hazırladığı çeyizler annelerin elinde patlak veriyor. "Ay anneeee ben ne yapacağım onu?" "Ay anneee bırak ha olmuş, ha olmamış ne fark eder." "Ay anneeee ben uğraşamam onun ütüsü ile kolası ile."

Hayallerimin sedef kapısını açınca
Gül kokusu döndürür başımı
Solgun, nazlı rüzgarda
Saçında çiçeklerle gelirsin bana
Gül kokulu çeyiz sandığı
Yalnız gecelerde kıvranırken dalga dalga
Gül kokulu çeyiz sandığını açınca
Solgun, nazlı rüzgarda
Saçında çiçeklerle gelirsin bana
Ve örteriz üzerimize geceyi
Unut unut bunları !
Unut unut bunları !
Hayalleri, yalanları ez / ez / ez çiçekleri ez,
Hayalleri, yalanları ez / ez
onbir pondluk ökçelerle G
üzellikleri çerçeveler gibi boya dudaklarını
Kır aynaları kır / kır / kır / kır kopar bağlarını
Bir omuzunu göz kırpar gibi açıkta bırak
Birşeyleri savur, birşeyleri yak !
Yüreğini kapa ne kaldıysa senden sana, benden sana
Sıkı sıkıya / sıkı sıkıya / sıkı sıkıya
Yüreğini kapa ne kaldıysa senden sana, benden sana
Sıkı sıkıya / sıkı sıkıya / sıkı sıkıya
Tamamlanınca eksik kalıyor birşeyler

Diyor İlhan İrem ve ben de adetlerimiz mazide kalmasın diyorum.

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..