CHP Kurultayı, Sayın Kılıçdaroğlu ve Demokrasi

Günlerdir CHP kurultayı konusunda yazılıp çiziliyor. Sade bir vatandaş olarak izlemeye çalışıyorum. Bugün gazeteleri aldım ve gazetenin birinde bir köşe yazarının yazısının alt kısımlarında bir  bölüm dikkatimi çekti ve okudum. Adeta kan vücudumdan çekildi ve bir süre sonra bu konuda yazmalıyım dedim. Yazıda şu yazılı idi. CHP kurultayına delegeler haricinde kimse alınmayacakmış.  Demokraside partiler olmazsa olmaz bir parçadır. Lakin bu demokrasinin işlemesi parti içi demokrasinin işlemesi ile mümkündür.

Bir kurultayın gerekliliği ve gereksizliği parti üyelerini, delegeleri , parti yönetimini direkt olarak bağlar. Böyle bir kurultay kararı alınabilinir mi. Evet , gerek varsa alınabilir. Buraya kadar demokratik çerçevede sorun yoktur. Kurultaya kadar olanlarla ilgili bir ifade kullanmayacağım. Çünkü yaşanan sürecin içinde değilim. Fakat seyir eden ve yorumlayan  taraftayım.

Gazetede okuduğum konu beni vatandaş olarak bağlar.Çünkü demokrasi benim içindir. Sizler içindir. O zaman demokrasi kuralları doğru işlemelidir.  Bu günlerde ülkemde olanları hayretler içinde izliyorum. Yalnız kaldığımda Allah(c.c) a yöneldiğim anlarda içime korkunç bir ürperti geliyor.  ”Allah(c.c) ım bunun hesabı bu dünyada verilecek noktadan o kadar uzak ki senin huzurunda nasıl cevap vereceğiz” diye düşünüyorum ve titriyorum.  Hızlı tren kazasında  7,5 yıl geçti 41 Allah(c.c) kulu hayatını kaybetti ve sonuç alınamadı.  Allah(c.c) huzurunda ” Kulum sen o kendini savunamayacak konumdaki kullarımın haklarını savunmak için neden avazın çıktığı kadar bağırmadın diye sorarsa”  bunun cevabını ben veremedim. Sizler verebiliyor musunuz.

Gelelim Demokrasiye. Kurultaylar bir partinin aynasıdır ve olmalıdır. Lakin bu kurullara imkan dahilinde tüm insanlar girebilmelidir. Özellikle basın önemlidir. Çünkü ülke insanına bu demokrasi şölenini anlatacak ve gösterecek olan onlardır. Demokrasinin güzelliği olan farklı sesleri duyuracak olanda  onlardır. Fakat yansız olarak . Parti üyeleri girebilmeli mi. Evet girebilmeli. Bunlar yoksa demokrasinin bir bacağı kırılmış olur ki o zaman Allah(c.c) korusun  Mahşerde böyle bir demokrasinin de hesabını veremeyiz. Günümüzde siyaset içinde olanlar İslamiyetten bahsediyorlar ya.  Lakin;  bunun içinde ilk başta her anın hesabının olduğunu asla unutmamak gerekiyor. Benden acizane ufacık bir hatırlatma.

Şimdi gelelim gazete haberine . Şayet bu doğru ise o zaman demokrasiden bahsetmemiz mümkün olmaz.  Şayet bu karar alınmadı ise Sayın Kılıçdaroğlu  hemen bu yazıları bugün tekzip etmelidir. Ayrıca parti içinden birisi bu ifadeyi kendi kişisel düşüncesi olarak söyledi ise parti içi disiplin kurulunu harekete geçirmelidir.  Hayır bu ifadeler doğru ise işte bura da durum daha vahim olur ki  demokraside yapılan bir çok yanlışı eleştirirken kişi kendi yanlış içine düşer ki, bu ise “istifa”yı getirmesi gereken bir durum oluşturur.  Demokrasinin kuralları nettir ve günlük olarak değişmez. Önce demokrasinin ne olduğunu öğrenmeliyiz. Demokrasi ; ” Başta Allah(c.c) yaratığı en değerli varlık olan insandan başlamak üzere tüm yaratılanların hakkını savunmak ve onların haklarını hakkaniyetli bir şekilde almasını sağlamaktır. ” Benim hakkım olduğu gibi, sokakta yatan insanında  benim hakkım kadar hakkı olduğunu görüp ona teslim etmek,  uçan kuşunda dünyada yaşam hakkına saygı duymak, karıncayı incitmemek için ne yapmamız gerektiğini  düşünebilmektir. Bunu beceremediğimiz taktirde gerçek demokrasiyi gerçekleştiremeyiz.

Unutmamalıyız ki demokrasinin temelinde saygı, hoşgörü, anlayış yatar. Bu kavramlar inancında temelinde vardır. İşte bu nedenledir ki inanç demokrasi ile çekişmez. Şimdi söz sırası siyasetçilerde. CHP de ise Sayın Kılıçdaroğlu’nda olduğunu düşünüyorum.

Sağlık ve esenlik içinde kalın..

www.selcukefendi.com. sayfasında yayınlandı.