Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '10

 
Kategori
Haber
 

CHP'nin "kralı çıplak" mı?

Yargıtay’ın uyarısı üzerine PM’ni toplayıp, tüzüğe uygun görevlendirme yapılmasının çatışmaya dönüştüğü dünkü CHP’yi görünce Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu Kurultay gözümün önüne geldi. 23-24 Mayıs Kurultayı’ndaki coşkulu hali gören bir partili, “seçime kadar kavga etmezlerse, en az yüzde 30 alırlar” demişti. “Ne öneriyorsun” sorusuna; “en iyisi seçime kadar evlerinde otursunlar” cevabını vermişti.

Ama olmadı; evlerinde oturmadılar. Birinin dediğini diğerinin yalanladığı bir sürecin ardından bu noktaya gelindi. Son grup toplantısına “fırtına öncesinin sessizliği” hâkimdi. Partililer, geleceğe dair konuşurken kantarın topuzu kaçsa da, buluştukları nokta, Sav’ın örgütteki ağırlığının değişime izin vermeyeceği noktasındaydı. Bir partilinin, “herkes fani, Sav gerçek” mealinden esprisi, sohbete sıcaklık getirmişti ki, Türkiye’nin de yabancısı bir PM üyesi, “merak etmeyin, çok şey değişecek” dedi.

“Siyasetçi refleksi” diye değerlendirmiştim; öyle ya, Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildiği Kurultay’da Gürsel Tekin’den sonra 978 oyla en az oyu alan Sav’ın duruşu hesaba katılmadan, ağrısız, sancısız bir “değişim” pek de merak edilmeyecek gibi değil.

Nitekim Sav’ın, her fırsatta, Kılıçdaroğlu’nu, kendisinin “genel başkan” olarak tercih ettiğini ima ettiği bir sürecin daha fazla gitmesi olanaksızdı.

Kılıçdaroğlu’nun beş ay gibi kısa bir sürede CHP’de “kralın çıplak” olduğunu fark etmesini, bürokrasinin engin girdaplarında kulaç atarak kazandığı tecrübeye bağlamak gerekir. Kılıçdaroğlu, delege ağırlığını elinde bulunduran Sav’ı, “korku imparatorluğu” kurmakla suçlayıp, bir diğer en az oy alan Gürsel Tekin’i, Sav’ın istediği örgütten sorumlu genel başkan yardımcılığı koltuğuna oturtunca ipler koptu.

Bu saatten sonra ne olur sorusuna karşılık olarak Ankara’da yorumlar uçuşuyor. Delege yapısına ve sayısal hesaplara bakıldığında Sav ekibinin Kılıçdaroğlu’nu evine gönderebilecek gücü olduğu görülüyor. Çıplak gözle görünen, bir kurultay uzmanına dönüşen Sav’ın, hayatı, hesap uzmanlığıyla geçmiş Kılıçdaroğlu’nu alt edeceğidir. Nitekim “size artık genel başkan demeyeceğim, Kemal Bey” deme gücünü de buradan alıyor.

CHP, hacmi bilinmeyen bir büyük buzdağı gibidir. Bu nedenle görünene bakıp sonuçlar çıkartmak yanıltıcı olur. Bu açıdan, “görünenle yetinilseydi, bilime gerek kalmazdı” sözü, sanki CHP için söylenmiş bir söz! Beş aylık tecrübesini somut bir tepkiyle halkın kucağına atmayı planlayan Kılıçdaroğlu’nun çıkışı da bunu gösteriyor. Kılıçdaroğlu, çoğunluğu Sav tarafından “tayin edilmiş” delegeleri, mantığı ve vicdanı arasına sıkıştırarak sonuca gitmeyi hedefliyor. Üstelik delegelerin de halkın içinde yaşadıkları dikkate alındığında, bu süreçte, Kılıçdaroğlu’nun “hesap uzmanlığı”nı da fazlasıyla ciddiye almak gerekiyor.

Mayıs Kurultayı sonucunda halkta oluşan coşku ve Kılıçdaroğlu ile sınırlı referandum performansı, CHP’nin iktidara uzanmasına yetecek sinerjiyi yaratamamıştı. CHP, son beş ay içinde, hak talebinde bulunan Kürtleri, başlarını örtmek isteyen üniversiteli kadınları ve inançlarına uygun düzenlemelerin bir an önce yapılmasını isteyen Alevileri dikkati alan özgürlükçü programa kapı açmak isteyenlerle bildik refleksler arasında gidip gelen bir görüntü sergilemişti.

CHP’nin, artık, bu med-cezirlerin hangisiyle yol alacağına karar verme zamanı geldi. AKP’nin her seçimde, bir öncekine oranla daha güçlü çıkması da bu med-cezirlerden kaynaklanıyor. Bakalım; CHP’de “kral çıplak”mıymış!

 
Toplam blog
: 102
: 682
Kayıt tarihi
: 06.07.10
 
 

8 Ocak 1961'de doğdu. Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Gazetecilik ve Halkla İlişkiler..