Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '09

 
Kategori
Kitap
 

Çocuk kitapları ve Erdoğan Baysal duyarlığı...

Çocuk kitapları ve Erdoğan Baysal duyarlığı...
 

Oğuz TÜMBAŞ

Çocuk edebiyatı, çocuk yazını deyince usumuza gelen 15 yaş altı çocuklar için konuları, karakterleri ve kullanılan dil özelleştirilerek hazırlanmış yapıtlar gelir. Anton Çehov gibi yazın dünyasının önemli bazı adları, bu kavramın bir yazın türü olamayacağını yazmış, söylemişler geçmişte. Yakın zamanlara dek bu konuda tartışmalar da yaşanmıştı.

Ne ki günümüzde artık çocuklar yönelik kitaplar, bir edebiyat türü olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Bu konuda bir iş alanı oluştu, ilgi görmeye başladı, çok sayıda ürünler yayımlanıyor. Kuşkusuz çocuk yazınına katkı vermek, doğru, sağlıklı, işlevi olan yapıtlar sunmak çok önemli. Türkiye’de son yıllarda çocuklara yönelik olarak hazırlanan, basılan kitap sayısı çok arttı. Öyküler, şiirler, romanlarla çocuk dünyasına güzel, yararlı kitaplar sunuluyor. Ancak yayınlanan bu kitapların hepsinin gerçekten bir sorumluluk bilinciyle, işi bilenlerce yapıldığından kimi zaman kuşkuya düştüğüm oluyor. Bir çok kitabın tecimsel amaçla çıkarıldığı, az sayfalı bu kitapları okullarda, kitap fuarlarında çocuklara satıldığına tanık oluyoruz.

Elbette bu işe gönül veren, çocukların dünyalarını algılayan, onlara tutarlı, düzeyli yapıtlar yayımlayan yazarlara sözüm olamaz. Özellikle öğretmen kökenli yazarların bu konuda çok sayıda yapıt verdiğini de biliyorum. Kuşkusuz çocuk kitabı yazan salt öğretmen kökenliler mi? Hayır, yazın bilincine sahip, bu konuda emek veren, çaba gösteren, çocuk sevgisine ve eğitimine önemseyen yazarlarımızın çocuk kitaplarını arada ben de severek okuyorum.

Türkiye’de çocuk yazını denince –yaşayanlar içinde- ilk usa gelenler: Muzaffer İzgü, Hidayet Karakuş, Zehra Ünüvar, Mavisel Yener, Hamdullah Köseoğlu, Bilgin Adalı, Aytül Akal, Gülsüm Cengiz Alkyüz, Abdülkadir Budak, Ayla Çınaroğlu, Ayşe Kilimci, Gülten Dayıoğlu, Mehmet Başaran, Sadık Yalsızuçanlar, Yalvaç Ural… Kuşkusuz daha çok sayıda roman, öykü yazarı, şair var çocuk yazınına ürün veren. Onları yazmak, anmak, bilgiler sunmak bu yazının sınırlarını aşar.

Ben bu kez Moribik, Burcunun Muhabbet Kuşu, Onur ile Keklik, Kanadık Kırık Leylek, Baba Tekir’in Sürprizi, Bizim Tavşan Ailesi’ yle kitaplığımın raflarına yerleşen Erdoğan Baysal’ın çocuk kitaplarından söz edeceğim. Altı kitap, altısı da çocuklar için yazılmış şirin kitaplar.

Baysal’ın çocuk yazınıyla ilgilendiğini bilmiyordum doğrusu. Daha önce çıkmış olan romanlarından haberim vardı.Sokağın Umudu ve Tutku adlı romanlarını imzalayıp vermişti. Ayrıca Tütün Parası, Yaşar Yaşamıyor adlı romanlarının yayınlandığını da biliyordum. Baysal’ın 6 çocuk kitabı bu yılki İzmir Kitap Fuar’ına yetişmişti. Sağ olsun bana da ulaştırdı kitaplarını.

Sürekli gördüğümüz, kimi zaman acıma duygularıyla sarsıldığımız, kimi zaman aldırmazlık içinde bakıp geçtiğimiz, burun kıvırdığımız sokak çocuklarının romanı Sokağın Umudu, belki de Erdoğan Baysal’ı çocuk yazınına yapıtlar üretmeye yöneltti. Aslında Erdoğan Baysal çocukları seven, önemseyen, geleceğin ışığı, aydınlığı, umudu olan çocukları içinde duyumsayan bir yapıya sahip.

Baysal öykülerini çocuklarla evcil hayvanlar üzerine kurgulamış. Bir bakıyorsunuz kanadı kırık bir leylek yavrusuna gösterilen ilgi, özen, sevgi karşılıyor sizi. Bir bakıyorsunuz horoz dövüşündeki kavgacı, intikamcı duygulara karşı oluşan nefreti duyumsuyorsunuz. Bir bakıyorsunuz, kırlangıçların yuva yapma ustalığını, insanlarla duygu iletişimini yakalıyorsunuz. Hatta kırlangıçların türlerini, yaşadıkları ortamı, mimarlıklarını da öğreniyorsunuz. Tavşan ailesini, muhabbet kuşunu, arı kuşunu, kekliği bir başka seviyor, sıcak iletişimler kuruyorsunuz.

Öykülerin hepsinde dayanışma, sevgi, yardımlaşma, paylaşma, dostluk kavramları öne çıkıyor. Erdoğan Baysal, öykülerini sade, akıcı, anlaşılır bir dille anlatıyor. Çocuk okurlarını sıkmamaya, ağdalı dille uğraştırmamaya özen gösteriyor.

Peki kitaplardan bunca söz ettik, Erdoğan Baysal’ı ne kadar tanıyoruz, onun hakkında neler biliyoruz? İsterseniz kitaplarının arkasındaki özgeçmişini gözden geçirelim: 1943 yılında Uşak’ın Eşme ilçesi Köseler köyünde doğar Baysal. Kendi deyimiyle “Veteriner Önlisans çıkışlı” olup 33 yıl yurdumuzun değişik illerinde teknikerlik yapar. Yanlış bilmiyorsam Urfa’da görev yaptığı sıralarda, yerel gazetelerde yazıları çıkmış. Belki de aynı yıllarda Urfa’da bulunmuş, aynı gazetelerde yazmışız. Ben de Urfa’da okudum liseyi, bir çok gazetede sanat sayfası hazırladım, şiirler, yazılar yazdım. Ne ki o zaman tanışamamışız, buluşamamışız.Şimdi emekli ve İzmir’de yaşıyor. Arada karşılaşınca güleç yüzüyle dostluğunu paylaşıyor benimle. Ne güzel.

Baysal Alaz, Aykırı Sanat, Berfin Bahar, Ardıçkuşu, Çalı… gibi dergilerde yazılar yayınladığını da biliyorum. Özet olarak Erdoğan Baysal 1963 yılından bu yana yazın yaşamını sürdürüyor. Az buz zaman değil elbette, tam 46 yıl… İnsan yaşamında önemli bir zaman kesiti. Bir yazar için anlamlı bir süreç. Ben Baysal’a daha nice yazın yaşamı diliyorum. Onun daha nice yapıtlar üreteceğine de inanıyorum. Çünkü Erdoğan Baysal yazmayı, üretmeyi, yararlı işler yapmayı, paylaşmayı, dostluğu seven bir kişi.

Milliyet Blog’un baba ve anne olan sevgili yazar ve okurları, ola ki Erdoğan Baysal’ın çocuk kitaplarına rastlarsanız, okumaları için almanızı öneririm çocuklarınıza. Seveceklerine inanıyorum.

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..