Davaya bakar mısınız?

“Hakkında bir avukat ile kamu görevlisine hakaret ettiği gerekçesiyle fezleke bulunan (CHP milletvekili) Atilla Kart, Meclis'te dokunulmazlığı kaldırılmadığı için yargılanamayınca 2005 yılında Strasbourg Mahkemesi’ne başvurmuştu. Atilla Kart, yargılanmak için dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle Strasbourg Mahkemesi’ne başvuran ilk Avrupalı politikacı ünvanına sahip bulunuyor.

AİHM, hükümetin, Kart'ın dokunulmazlığının kaldırılması için yaptığı talebin yerine getirilmesine zemin sağlamayarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkkıyla ilgili maddesini ihlal ettiği ve bu mahrumiyetin orantısız olduğu sonucuna varmıştı. Karar, 7 yargıçlı 2. Daire’de 3'e karşı 4 gibi çok kısa bir oy farkıyla alınmıştı. Türk hükümeti karara itiraz ederek, konunun AİHM'nin temyiz organı olarak da anılan, 17 yargıçlı Büyük Daire’sinde esastan yeniden görülmesini istemişti.”

http://www.ntvmsnbc.com/id/24943073/

Dava burada karara bağlanacakmış.

Ancak, konunun özünü görelim:

Bir muhalefet milletvekili, yargılanabilmesi için, dokunulmazlığının kaldırılmasını istiyor, iktidar da bunu reddediyor.

Bu ve benzeri örnekler ve içtihatlar, gelecekte milletvekillerinin yargılanmasını zaman aşımına bırakma veya sürekli dokunulmazlık zırhını kullanma gibi, kaçamakları engelleyecek.

Daha önceleri hep olduğu gibi, bu kez de birileri paçasını kurtaracağını sanıyor.

Zaman gelecek, devran dönecek. 500 milyar dolarlık borçları yapanlar, milyarlarca dolarlık seçim rüşveti dağıtanlar, zaman aşımsız yargılanacaktır.

Türkiye, AB’ye demokrasi dersi verdi: Elini taşın altına bizzat kendin sokarsın ve gerekirse hapise girersin ki devran aynen sürüp gitmesin ve çarklar aynı dönmesin.