Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '09

 
Kategori
Yolculuk
 

Değmeyin keyfime

Değmeyin keyfime
 

Yazmak için bir bahane değildir bu bahsedeceklerim. İnanılmaz görünen bir güzelliği kelimelere dökme çabamı okuyacaksınız az sonra. Ne zamandır özlediğim, sonsuza dek uzanan bir güzelliği. Açık denizlerin vereceği huzurun kestirme halini.

Dün vapura bindim ben.

Vapura binmeden evvel maçtan dolayı (UEFA Finali) Kadıköy inanılmaz bir kalabalığa bürünmüştü. Werder Bremen’in bugün üzgün olan taraftarları, ellerindeki biralarla birlikte adeta tüm Rıhtımı (formalarından dolayı) yeşile boyamışlardı. Vapura koşa koşa o kalabalığı delerek yetişme çabamsa görülmeye değerdi.

Boğaziçi’nde yeni yeni kendini göstermeye başlamış, şu son model vapurlardan birine. Daha evvel de bir kez bu vapuru karşıya geçerken kullandığımdan, çok da şaşırmadım açıkçası. Sadece konforlu bir yolculuk yapacak olmamdan dolayı mutlu oldum. Eski vapurların o melankolik havası yok bunlarda ama insanın içine huzur veren, sakin bir havası var. Geniş pencerelerinden dolayı, dışarıda oturmak zorunda hissetmiyor insan kendini. Acelem olmasına rağmen, zaman konusunda artık yapabileceğim bir şey kalmadığından elimden geldiğince keyfine vardım, hem vapurun hem de İstanbul’un. Bu defa çantamdan kitabımı da çıkarmadım. Sol elimi çenemin altına yasladım ve o sonsuz görünen mavi, gri ve pamukların tadına vardım.

Evet, muazzam bir manzarası vardı bu kez Marmara’nın. Ucu görünmeyen bir deniz vardı ki rengi havanın kapalı olmasına rağmen laciverte yakın bir maviydi. Gökyüzü ise grimsi bulutlarla kapanmış ama aradan da muhteşem tepelerinden güneşin vurduğu pamuk hissi uyandıran güzelliğini gösteriyordu. Oradan aşağıya inen bir ışık yoktu ama güneşin yansıması, bulutların üzerinde olsa dahi varlığı göstermesi, kelimelerle tarif etmemim güç olduğu bir ihtişamlı sevince gark etti beni.

Kendi halinde kıpırdaşan denizin o her kabartısı, ileride sadece ve sadece onun olması beni sanki bu dünyanın farklı bir yerine bırakıp attı. Açık deniz özlediğimi fark ettim. Her ne kadar boğazın muhteşem olduğunu düşünsem de açık denizlere olan özlemim de almış başını gitmiş içimde bir yerlerde.

Neden böyle hissettiğimi, bulutların ve denizin benim içimde böyle kıpırdanmalara neden sebep olduğunu hala anlamış değilim. Ama her ne olursa olsun, o ufuk çizgisinin bulutlarla buluşmadan önceki koyu lacivert rengi, dün akşam, gün batımı saatlerinde görülmeye değerdi.

Şimdi bir karar verdim. Karayolu yerine, vapur ya da motor ile karşıya geçip, yaz boyunca bu muhteşem manzaranın tadını çıkaracağım. Belki seyreylemekten daha az kitap okuyabilirim ama içimin huzurla dolmasını sağlayan bu tadı, akşamları okuyabileceğim kitabımla bütünleştirdiğimde, söyleyebileceğim ilk cümle “değmeyin keyfime” olacak.

 
Toplam blog
: 33
: 611
Kayıt tarihi
: 05.05.09
 
 

Yazı genelde beni rahatlatır... Ancak yazabiliyorsam... Bazen içimde düğümlenir herşey... Bazen de ç..