- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Demir geldi ağacı kurtardı, kömür geldi ormanı kurtardı; doğalgaza selam olsun
Kerestecilik diye bir iş/sektör olmaz. Dünyada 7 milyar insana 7 milyar sandalye yapın ne kadar ağaç gideceğini görün. Kaldı ki bize sadece oturmak için sandalye lazım değil.
Tam da söylediğimiz gibi olmamakla birlikte artık her şey ağaçtan yapılmıyor. Esas itibarıyla sanki ağaçtan yapılan iki şey kaldı: Kâğıt ve tabut. Tabut bir şey değil; kağıtın da şunun şurasında 50 yıllık ömrü kaldı.
Orman yakacak olur mu ya! Altı ay kış, bu kadar insanı dünyanın ormanını yaksan ısıtmaz. Derken efendim Uzun Mehmet kara bir taş buldu, ormanlarımız biraz olsun kurtuldu. Lakin insanlar cahil, kömür varken odun yaktılar; çünkü kömür parayla odun bedava. Bazı odunlar da tarla için odun kestiler. Kestiler de noldu, açtıkları tarlayı bırakıp gittiler; yine doğa kazandı.
Orman yakacak olur mu ya! Sen yemyeşil dağları kes kes yak. Buradan “Bakmayacağız, yakmayacağız peki orman ne işe yarar?” sorusu çıkıyor. Odunlar odun yakar. Orman kullanılmaz, ormandan faydalanılmaz; orman yaşanır, su gibi, hava gibi.
İnsanlar ağaçları kesiyorlardı ya, sanki beni kesiyorlardı. Köyün dağları kese kese cıpcıbıldak kaldı. Başları kesilmiş ağaçları gördükçe korkudan sıra bize gelecek sandım. Odun yakmaya gerek kalmadı ya şimdi bütün odunlar doğacı olmuş. Ulen daha dün nacak elinizde dolanmıyor muydunuz dağlarda?
Keşke bitmez bir kaynak olsaydı şu doğalgaz, sonsuza kadar yemyeşil dünya… Sobanın önüne tutuşturmak için çöplerden kasa topluyorduk; şimdi adam ahşap evi çöpe atmış dönüp bakan yok. Normalde insanlar korumasa bile ormanlar gür yemyeşil olmalı. Neye yarar, ağaçları kesen insanlar ağaçları bıraktı, insanları kesiyorlar.