Deniz Baykal:1-AB:0

AB Komisyonu Başkanı Jose-Manuel Barroso’nun Türkiye ziyaretinde birçok konu görüşüldü. Ancak görüşülen konuların birçoğu, Türkiye’nin içişlerini ilgilendiren konulardı. AKP’ye açılan kapatma davası, türban, laiklik… Barroso’nun gündeminde işte bu konular vardı.

Türkiye ziyareti sırasında Barroso ilk olarak AKP’yi ziyaret etti. Bu ziyaret sonrasında yapılan basın toplantısında Barroso, AKP hakkında kapatma davası açılmasına şaşırdığı ve Anayasa Mahkemesi’nin AB standartlarını gözeterek bir karar vermesi gerektiğini söyledi. Tabiidir ki, bu açıklama AKP’li yöneticilerin hoşuna gitti. Sonuçta AB gibi bir kurumu arkalarına almışlardı.

Bugün ise Barroso TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap etti. Bu konuşmasında da Barroso, TCK’nın 301. maddesi, PKK, Kürt sorunu(!), Kıbrıs sorunu ve Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci ile ilgili konulara değindi.

Peki, daha önce Türkiye’nin içişleri ile ilgili keskin açıklamalarda bulunan Barroso, neden daha sonra farklı konularda konuştu? Bu sorunun cevabı aslında çok basit: Deniz Baykal, AB’ye muhteşem bir gol attığı için Barroso geri adım attı.

Barroso’nun Türkiye ziyareti öncesinde de bilindiği üzere Barroso, Türkiye ziyareti esnasında TBMM’de temsil edilen parti liderleri ve kurmaylarıyla görüşmeler yapacak ve TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap edecekti. İlk olarak AKP’yi ziyaret eden Barroso’nun, görüşme sonrasında yaptığı açıklamalarla ortam bir anda gerildi. Türkiye’nin temel değerleri üzerine yorumlar ve Türkiye’nin içişlerine karışır açıklamalar yapan Barroso, CHP, MHP, DTP ziyaretleri ve TBMM Genel Kurulu’nda yapacağı konuşma öncesi özellikle CHP’nin büyük tepkisini çekti.

Bu noktada CHP lideri Baykal devreye girdi. Barroso’nun sözlerinin ardından, Barroso’ya randevu vermeyebileceklerini belirten Baykal; aynı sözlerin TBMM Genel Kurulu’nda da tekrar edilmesi durumunda da Genel Kurulu terk edeceklerini söyleyerek AB Komisyonu Başkanı’na ve dolayısıyla AB’ye rest çekti.

Barroso’dan gelen ilk geri adım Bahçeli ile yaptığı görüşmenin ardından geldi. Sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylüyordu Barroso. Bu sözlerine bir de, “yargı kararlarına saygılıyım” şeklinde bir ekleme yapıyordu ayrıca. Bu sözlerin ardından Barroso, Baykal ile görüştü. Bu görüşmede Barroso, AB’nin temel prensiplerini şöyle sıraladı: <ı>Demokrasi, Anayasaya uygunluk ve Laiklik. Ayrıca görüşme sırasında Barroso, Baykal’a “Gerçekten Türkiye’nin AB’ye girmesini istiyor musunuz?” diye bir soru sordu. Baykal’ın verdiği cevap ise bir hayli manidardı: <ı>“CHP olarak biz, Türkiye’nin AB projesini, en başından beri destekliyoruz. Hatta AB sürecinde ilk imzaları bile biz attık. Buradaki sorun Türkiye değildir, sorun AB’den kaynaklanmaktadır.”[1]

İşte bu diyalogların ardından TBMM kürsüsüne çıkan Barroso, artık ne AKP’nin kapatma davası hakkında, ne de Türkiye’nin içişlerine girecek farklı bir konuda herhangi bir açıklama yapabildi.

Belki Baykal’ın bu çıkışı, AB yetkililerinin hadlerini aşacak açıklamalar yapmamaları konusunda önemli bir mesaj olmuştur. Özellikle son dönemde AB’den Türkiye’ye yönelik eleştiriler, genellikle Türkiye’nin içişlerini ilgilendiren konularda oluyordu. İşte Deniz Baykal’ın AB’ye attığı bu gol, AB için uzun süre etkili olabilir. Baykal’ın AB’ye attığı gol sonrasında skor tabelası şu sonucu gösteriyordu: Baykal:1-Avrupa Birliği:0

[1] http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8671896.asp?gid=229&sz=89529, 10.04.2008