Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '13

 
Kategori
Güncel
 

Devletin sırrı olur mu?

Devletin sırrı olur mu?
 

Gizlilik, gizem, muamma, örtülü, esrarengiz, kapalı, esrarlı, mahrem, derunî, örtük, şifreli, kripto, parola, saklı, zula kavramları ile de tanımlanabilecek bir sözcüktür, sır.

Devletin genel tanımı da şu şekilde yapılmaktadır; “Ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuku içinde siyasi bir iktidar altında örgütlenmesidir.” Devletin oluşabilmesi için, toprak, insanlar ve de yöneticilerin olması gerekmektedir.

Sırrın oluşumunda iki ana unsur bulunur. Birincisi; toplum tarafından ayıp, günah, hata ve yahut suç teşkil eden eylemler yapılmış ise gizleme, gizlenme içgüdüsü ön plana çıkar. Olumsuz eleştiriler ile birlikte cezalandırılma endişesi sırrı doğurur. İkincisi; yapılmakta olan doğru ve de güzel uygulamaların sürekliliğinin engellenip, sabote edilebileceği düşüncesi ile olası tehlikelerden koruma, korunma amaçlı oluşabilecek sırlar. Birinci açıklamada belirtmiş olduğumuz sır da suçluluk duygusu ve de bencillik vardır. Kötü niyet kapsamındadır. İkincisinde koruyup kollama asıl gerekçedir ve de iyi niyetlidir.  Buraya kadar tamam.

Gelelim koruma amacımıza. Koruma ve de korunma kimlere ve de nelere karşı yapılır? Sağlıktan tutun da kişi, bina, toprak, bilgi, sahip olunan değerli nesneler, inançlar, duygusal içsellikler dâhil önemsediğimiz birçok korunası hazinelerimiz bulunmaktadır. Şimdi sorumuza cevap verelim; Sır, saymış olduğumuz bu değerleri tehdit eden ya da olası bir tehdit belirtisi, izi, emaresi olan kişi ve kişilere, güç odaklarına, oluşumlara karşı oluşturulur. Konumuz devlet sırları olduğu için, biz bunu değerlendireceğiz.

Peki, öyleyse, tümden gelelim. Ve şöyle eleştirel bir yaklaşım sunayım sizlere. Haklı ve ya haksız bulabilirsiniz. Biraz sert gelebilir ama takdir edersiniz ki, oynanmakta olan oyunun büyüklüğü derecesinde tenkit dozumuzda yüksek olmalıdır. Ölüm uykusunda olanlar uyansın!

Hali hazırdaki güvenlik, koruma ve de kollama tedbirlerinin tamamını saçma buluyorum ve de aldatmacadan öte yalanlar sillesi olduğunu söylüyorum. Kimden ne sır saklıyorsunuz siz? Yahu kardeşim, Genel Kurmay Başkanlığı başta olmak üzere, iç ve de dış tüm istihbarat ve de güvenlik kurum ve kuruluşlarını temsil etmekte olan son derece mübarek ve dahi muhteşem zatı muhteremler nerede yetiştirilip de Türkiye’ye getiriliyorlar? Söyler misiniz bana? Başta İngiliz İstihbaratı, CIA, Mossad, El Kaidesi şu bu teşkilatlar ne gizliniz var da bunları bilmiyorlar? Ötesini söyleyeyim, bu yabancı örgütlerin izni olmadan, hanginiz çay kahve içebiliyorsunuz? Aramızda yabancı yok çekinmeyin, söyleyin söyleyin. Başbakanın, Cumhurbaşkanının konvoyunu bin kişi koruyor. Zırhlı araçlar, keskin nişancılar, hızlı koşup atlayanlar, uçanlar, kaçanlar.

Neymiş efendim, devlet sırrı kapsamı genişletilecek ve de basın ayağını denk alacak. Basının ayağını denk almasına gerek mi var? Zaten üç metrekarelik hücreye tıkıyorsun. Pardon yanlış anladım. Hücrede pranga vurmaktan bahsediyorsunuz. Hiç gerek yok, ben sizlere kestirme çözümler sunuyorum. İdam yasasını getirin, kaldı ki bu gücünüz var. Aleyhinize konuşanı, yazanı, çizeni hatta tipini beğenmediklerinizi asın gitsin.

Beyler, paşalar, ağalar, padişahlar! Hiç olmazsa işgal etmekte olduğunuz makamın ağırlığı ile biraz ağır olun. Kürsülerden, mikronlarla seslendiğiniz insanlar içerisinde salak olmayanlar da var. Saygı biraz, lütfen. Hesap dönerse, çok fena döner. Dostunuzu, düşmanınızı iyi belirleyin. Bugünün yarını da var. Dönüp de dünkü sizin pozisyonunuzda olanlara iyice bir bakın. Yarınınız için size ipucu vereceklerdir.

İster dinleyin, istemezseniz duymayıp kulak ardı edin. Benden söylemesi. Söz uçar, yazı kalır.

 
Toplam blog
: 635
: 614
Kayıt tarihi
: 07.09.13
 
 

Şiiri, yazmayı seviyorum..hepsi bu kadar.. ..