Diva'mız da gitti

Ünlü divamız da artık aramızda değil. Şimdi bazılarımız "Ne zaman aramızdaydı, zaten kırk küsur senedir İtalya'da yaşıyordu" diyebilirler. Ama İtalya'da ve sanat çevrelerinde "La Diva Turca" olarak tanınması, adının Leyla olması bizim için kafidir. Leyla Gencer bizim toprağımızın yetiştirdiği değerlerdendir ve elbette dünyaca ünlü sanatçılarımıza sahip çıkılmalıdır. Leyla Gencer'in kilisedeki törenden sonra yakılması ve küllerinin Boğaz'da denize dökülmesi vasiyeti kendi tercihidir. Dolayısıyla kimse kimsenin dini inancına karışmamalıdır.

Gelelim şeytanın avukatlığına. Leyla Gencer şayet:

- Türkiye'de yaşasaydı.

- Yaşlılığından dolayı başına türban taksaydı.

- Hacca veya Umreye gitseydi.

- "Beni Eyüp Sultan'a gömün, ardımdan kırk hatim indirilsin, cenaze namazımı Diyanet İşleri Başkanı veya Fethullah Hoca kıldırsın" diye vasiyet etseydi.

Şimdi O'nu yere göğe sığdıramayanlar ardından neler neler yazarlardı diye merak etmekten de kendimi alamıyorum. Bir taş da beri tarafa atayım. Eyüp Sultan'daki namaza kimlerin koşturarak katılacağını da sizin tahayyül gücünüze bırakıyorum. Leyla Gencer Hanımefendinin toprağı bol olsun.