Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Ağustos '08

 
Kategori
Eğitim
 

Dokuz yıl önceydi

Türkiye’miz bundan dokuz yıl önce en acı günlerinden birine tanık oldu. 17 ağustosta insanlarımız perişan olmuştu. Ben acılara dokunmayacağım.

Acılarımızı deşmek istemem. Ama acımız sonsuz.

İnsanların yaptıklarını çok önemsiyorum. Biz böyle olmamalıyız. Dün beraat gecesiydi Allah birçok insanı bağışladı. Allah' in bağışlamadığı günahı biliyoruz.

Allah kul hakkını affetmiyor. Allah asla insan hakkını bağışlamıyor.

İlginç gelecek ama ben bu anlatılanları hem fotoğraf olarak, hem de söz olarak duydum. Sözlü olarak anlatıldı. Fotoğraflarda gösterildi.

Depremin akabinde herkes seferber oldu.

Seferber olanların içindekilerin hepsi iyi niyetli değildi. Ama birçok insanımız çok iyi niyetliydi. Amaçları yardımdı. Bazılarının ki, ise çalmaktı.

Dünyada melekte var, şeytanda var, denir ya işte öyle.

İyisi de, kötüsü de her niyetten insan gelmişti depremin merkezine. Özellikle otobüsten inen insanların bir kısmı durmadan semtin birine koşuyorlardı.

Önünde ki acıları görse de görmeden, sesleri duysa da duymadan. Toplanma merkezi gibiydi insanların yığıldığı yer vardı.

İlginç değil mi?

İnsan önce edep noktasında eksik olursa bu davranışlar normaldir. Yani birçok insanların tavırları kendilerince sakıncasızdı.

Hele Allah korkusu yoksa ne beklenir ki, insanlardan? Merhamet mi o sadece sözlükte bulunur.

Oraya gidenlerin amacı iyi değildi. Niyetleri temiz değildi. Orada ki mağdur insanlara yardım hiç değildi. Ama görüntüde yardım amaçlılardı. Koşuyorlardı ve sanki üzüntülüydüler.( !)

Ahlaki boyutunu anlatıyorum. İnen bazı kişiler merkezde toplandıkları yer depremde ve öncesinde sarrafların bulunduğu yerdi.

Kimseye sözümüz yok lakin gerçeğin bu olduğunu da unutmayalım. İnen insanların amacı belli, o hengâmede keselerini doldurmak.

Bulduklarını çalmaktı. Topladıklarını hakları gibi görüyorlardı.

Sarraf dükkânlarının bulunduğu yerde ki, insanların gayesi can kurtarmak değildi. Sadece fırsatlardan yararlanarak altınlara sahip olmaktı.

Ne denir bilmeyiz? Bu olayı duyunca demek ki, insanımızın eksiği çok, dolayısıyla benimde bunda rolüm var derim.

Sosyal hayatta olmayacak yok. O sarrafların bulunduğu yere koşanlara sormak lazım. Sizin sevdiğiniz evladınız, enkaz altında olsa insanlar senin yaptığını yapsalardı, ne derdin?

Memnuniyet duyar mıydın? Kendimize yapılmasını istemeyiz bu tür davranışları. İnsanlarımız günü birlik düşündüğünden oluyor bunlar.

Uzun vadeli düşünen insan bunlarla tenezzül etmez. O acının içinde bu seviyede maalesef insanımızın olması oldukça üzücü.

İnsanlar hakkı olmayan, başkalarının emeklerine konuyorsa büyük sıkıntı var demektir. Bu gün depremde yapan kişi yarın başka konuda da vicdanı sorumluluktan yoksun davranır.

Kul hakkı hassasiyetini kavrayanlar, kul hakkını tecavüz edemez. Üstüne para bile versek asla kabul etmezler. Kul hakkının cezasının da şiddetli olduğu belirtiliyor.

Ama işte herkes böyle değil. İnsan üzülüyor bu tür davranışlara. Kimse olumlu bakmaz böyle yapanlara. Neylersin gerçek işte.

O halde insanlarımızın daha bilinçli olması gerekiyor. Kul hakkı konusunda hakkımız olmayana el uzatmamalıyız.

Bilinçli olmayan insanlar çalmayı, çırpmayı maharet sayıyorlar. Akıllık yaptık diyorlar. Açık göz olduklarını söylüyor. Kendilerini anlatıyorlar.

Tüm düşünürler ahlak eğitiminin gerekliliğinden bahsederler. İnsan ancak o zaman başkasının malına el uzatamaz.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..