Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Düğün adetlerinin modası geçmiştir, isteyen istediği gibi evlenebilir

Düğün adetlerinin modası geçmiştir, isteyen istediği gibi evlenebilir
 

Ülkemizde özellikle anne babalar ve çocukları arasında evlenme ve düğün adetleriyle ilgili ciddi tartışmalar yaşanıyor. Devlet, diyanet işleri ve diğer kurumlar manzarayı seyrediyorlar. Müdahale etseler bir şey söylemeleri lazım. Peki, ama ne söyleyecekler? Tıpkı çoğu çağın dışında kalmış anne babalarımız dibi evlenmenin gereğini belirtip adet ve geleneklerimize uyulması gerektiğini söyleyecekler. Söyleyecekler de kim dinler? Gençlerin çoğu evlenme konusuna sıcak bakmıyor. Evlenme adetleri ve dan dun salon düğünleri biz yaştakilere bile saçma geliyor. Ben modern gençliğin bu düğünlere gittiklerini düşünmüyorum. Gidiyorlarsa bile hatır içindir.

Bu düğünlerin hem gençlere hem de düğüne gelecek olanlara zorlama bir yanı da var maalesef. Genç, anne babasını kırmak istemiyor. Ebeveynler ise kendi çağlarında kendi anlayışlarına göre belki güzel olan ama bugünün gençliğinin eğlence anlayışına uymayan düğün adetlerini çocuklarına zorla yaptırmaya çalışıyorlar.

Bir kişiye “Evlen, evlenmelisin, evlenmeden olmaz…” demek onun özgürlüğüne müdahaledir. Yalnız ben gençlerin ileri yaşlarda(30.40.50) evlenme fikrine karşıyım. Evliliğin aşk ve mutluluk yönü sizin için olmaz; evlendiğiniz gün karı koca olursunuz. 50 yaşında bir kadın ben gelin oldum deyip gelinlik giyemez; komik olur. Evlenmenin bir çağı vardır:21–25 yaş arası.

Hadi genç evliliği istedi. Bu sefer de anne baba “Telli duvaklı, anlı şanlı” düğün isterim diye dayatıyor. Gençler bu tür düğünlerden hoşlanmıyorlar. Gelin damat durumları modern gençlerin karizmasını bozuyor. Ya da hiç değilse farklı düğün seçenekleri istiyorlar. Veya bunun çok abartılmayıp resmi düğün salonunda sadece kendi belirledikleri bir davetli gurubunun iştirakiyle, müzik, oyun ve mönüyü kendilerinin belirlediği sade bir törenle evlenmek istiyorlar.

Yaşı 30’ları aşmış oğlunuz kızınız işte sizlerin bu dayatmalarınız nedeniyle evlenmiyor olabilirler. Evlenip evlenmeyeceklerine, evleneceklerse nasıl evleneceklerine onlar karar verecek siz de yardımcı olacaksınız. “Caney caney “eşliğinde halaylı, oynamalı düğünler sizin muradınızdır; ama belki çocuğunuz Şopen’in konçertosu eşliğinde evlenmek istiyor. Belki Caney değil de rak müziği istiyor. Fidayda değil de modern dans istiyor. İnsanların mutlu günlerine siz karar veremezsiniz. Onlar bildikleri gibi yapsınlar siz yine muradınızı alın. Gençler sizin ileriyi düşünmenizi isteyebilirler ama siz gençlerin geçmişi düşünmelerini isteyemezsiniz; çünkü geçmiş geçmişte kalmıştır ve düşünülmesi gerekmez.

Dan dun salon düğünleri, her düğünde sanki şartmışçasına neye benzediği belli olmayan imamın şey suyu gibi limonatalar, kalitesiz servis, hiçbir özellik arz etmeyen insanların sadece hoplayıp zıpladıkları oyunlar, gürültülü, özellikle yaz sıcaklarında sıkış tıkış daracık düğün salonları gençlerin hoşuna gidecek hiçbir şey içermiyor. Şahsen ben bile gitmek istemiyorum. Bu düğünlerde düğüne katılanların takı takmaları mecbur, biliyor musunuz? Hatta bazı düğünlerde kimin ne taktığı, kaç lira para verdiği mikrofonla bağırarak anons ediliyor. Düğüne gelmeye mecbursun, takı takmaya da mecbursun. Artı herkesten daha az takamazsın. Adın ve kaç lira taktığın okunuyor. Böyle rezalet olamaz!

Evlenme adetleri günümüz şartlarına göre değil zaten. Yani düşünün damat zifafa girecek yumrukla sırtına vuruluyor. Bu ne ya! Sanıyorum bunlar kalmadı artık ama herkes ne kadar saçma olduğunu görsün diye buraya yine de yazıyoruz. Kızın bakire olup olmadığının anlaşılması için kanlı çarşaf. Bir yerinden kan akıtırsın, kim ne bilecek; al sana bakire. Bu kadar saçma bir şeyi hiçbir gence kabul ettiremezsiniz. Daha kim bilir neler var neler. Ben bu adetli düğünleri isteyenlerin ve biraz da imkânı olanların yapmalarını, bir de çok güzel düğün töreni örnekleri olursa bunların da bir görsel sanat olarak değerlendirilmesinin doğru olduğunu düşünüyoru. Bunu dışında herkes nasıl isterse öyle evlensin. Hatta elinden tutup alsın götürsün.

Düğün zahmetinden ve külfetinden kurtulduk ama bir de yeni evlilere ev kurma var. Kuşlar bile yuvalarını kendileri yapıyorlar. Her şeylerini biz alırsak onlar ne yapacaklar. Evlenenlerin evlerini dizmek onların hayallerini ve heveslerini yerine getirmelerine engel olmaktır. Ev almak ve evlerini gönüllerine göre dizmek onların rüyasıdır zaten. Bizler bu rüyayı görmelerine mani oluyoruz. Yataklarının rengini de seçin bari. Zaman içinde yavaş yavaş evlerini dizerler. Böylesi daha güzel olur. Kız var, oğlan var; birbirlerini istiyorlar. Tutuşsunlar el ele, haydi size güle güle!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..