Düş serüvencisi

Benim duygulu romantik hallerim, bazen tarifsiz hatta sınırsız bir coşkuya dönüşür ve bir başka ben olurum. Bu dizginlenemeyen coşkuyla, bazen kanatlanıp gökyüzüne fırlar, kanat çırparım özgürce, uçsuz bucaksız sahiller, zümrüt ovalar, tepeleri karla kaplı dağlar üzerinde. Kuşlarla yarışır bulutlarla oynaşırım yukarılarda; bazen de inerim yeryüzüne, dolaşırım sokaklarda, caddelerde, aranızda, siz fark etmeden.

Ben, bir düş serüvencisiyim, aklım hep ufuklar ve ötesinde. Ara sıra meraktan, kendiliğinden bazen de çağrılar aldığımda aşar giderim kendimi. Doyulmaz güzellikte serüvenler yaşarım, bir o kadar tehlikeli ve heyecanlı. Doldururum bir torbaya, serüven boyunca gördüklerimi, yaşadıklarımı, aldığım dersleri, öğrendiklerimi, döner gelirim ufkun ötesinden, siz fark etmeden. Dökerim halının üstüne, torbamda ne var ne yoksa, hatırlarım olup biteni, kah gülerek, kah ağlayarak. Bir asude liman olurum kendime, yol yorgunluğumu atabilmek ve ruhumu dinlendirmek için.

Ne var ki, öyle uzun dinlenmeleri bekleyemez ruhum, sabırsızdır, kabına sığamaz. Çok geçmeden aynı özlemler sarar benliğimi, dedim ya, ben bir düş serüvencisiyim; şafakla beraber yine gökyüzünde bulurum kendimi. Kanat çırparım oraya buraya ama havalar her zaman güzel gitmez işte, aniden kara bulutlar kaplar ortalığı, şimşekler çakar bir deli yağmur boşanır, gökyüzünde çaresiz kalırım. Biter serüven hayalim daha başlamadan, sessizce inerim aşağıya, sırılsıklam.

İşte böyle anlarda, bütün çıplaklığı ile bir yalnızlık gelir dikilir karşıma. Dostların sıcak sohbetini ararım, usulca sokulurum aranıza, ama siz beni fark etmezsiniz.