Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Haziran '12

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Düşünmeyi öğretmek

Düşünmeyi öğretmek
 

KİTAPLIĞIMDAN BİR KÖŞE


Türkiye’deki ortaöğretim konusunda çok şey söylendi. “Genellikle  teknik eleman sıkıntısı çeken bir dünyada, liseler     hayatla ilgili hiçbir değeri öğretmiyor”dan başlayıp, “Bu kadar     kötü yetişen gençleri üniversiteler ne yapsın”la biten bütün  sözler edildi, ama günlük sorunların telaşı içinde, asıl öğretilmeyen şeyin ne olduğunu çok az kimse söyledi.

Yeni yetişen insanlarımıza düşünmeyi öğretmiyoruz. Oysa   “lise”, sözü bile eski Yunanlı filozofların çevrelerindekilere düşünmeyi öğrettikleri yerden geliyor. Düşünmek, bütün beceriler gibi, öğretilebilen, öğrenilebilen, geliştirilebilen bir yetenek. Ortaöğretimin insanlara kazandırabileceği, daha   doğrusu kazandırması gereken en önemli beceri de,“düşünmeyi bilmek olmalı. Yoksa, insanlığın bugünkü bilgi hazinesine bakarsanız, ortaöğretim yoluyla verilebilecek bilgiler devede kulak kalır. Lise dersleri, bu bilgi hazinesinden bir şeyler dağıtabilmek için değil, o hazineyi kullanma yollarını  düşünebilecek insanları yaratmak için konmuştur. Bundan dolayı da çok yönlüdür.

Düşünmeyi öğretmek , kavramları öğretmekle başlar. Kavramları öğrettiğiniz kimsenin onları üst üste koyarak    beğendiğiniz düşünce yapısını kurmasını isteyemezsiniz.      Biçimlendirilmiş tahta parçalarını önüne koyarak yapıcı zekasını  geliştirmek istediğiniz küçük çocuğun ille de belli bir yapı   kalıbına uymasını istemek olur bu. Sonunda çocuk isteneni öğrenir ama, tahta parçalarıyla kendi kendine oynayarak   kazanabileceği yetenekleri kazanmamıştır.

Genç insanlarımıza eğitim verir görünürken, aslında kendi kalıplarımıza göre düşünmeyi öğretmek, yalnız onlar için değil, bütün toplum için de zararlı bir tutum. Kendi kendini tekrarlamanın, kısırlık içinde yüzüp durmanın en kolay yolu bu.Hele, işin başlangıcında, daha birtakım temel kavramları verirken, onlara kendi değer yargılarımızı da yüklersek, belki çok uslu bir kuşak yaratabiliriz. Ya da farkında olmadan, saldırganlığa itebiliriz; kendi değerlerimize göre yetiştirdiğimiz gençler, kurulu düzeni savunmak için en etkili silah olarak görünebilir bize. Ama, düşünmeyi öğrenmeden yetişen genç,günü gelir, öğretilenlerin dışında kalan  yeni durumlar        karşısında şaşkınlaşır, kendi yerini bilemez ve rüzgârlar önünde    savrulur durur. 

Üniversite kapılarına yığılanlara yer bulmakla,“düşünmeyi öğretmek” sorunu çözülmüş olmuyor. Aslında, lise    düzeyinde çözemediğimiz bir sorun, daha yukarı aşamaya, üniversitelere ve yüksek okullara aktarılmış olacak. Onu çözmedikçe, düşünmeyi bilen insan tipini yaratmadıkça,      açtığımız okulların büyüklüğü,üniversitelere yerleştirdiğimiz gençlerin sayısı ne olursa olsun, eğitim sorununu  çözmüş  sayılmayacağız.                                                               

                                                                                                                               Mümtaz SOYSAL

 

               Anadüşünce, "Eğitimimizin en önemli sorunu düşünmeyi bilen insan yetiştirmektir." Bu anadüşünce açıklama anlatım biçimi içinde yer alan  neden – sonuç yöntemiyle geliştirilmiş.

               Anadüşünceyi destekleyen  yardımcı düşünceleri birer tümceyle şöyle dile getirebiliriz :

               . Ortaöğretimde düşünmenin öğretilmiyor. (Giriş)

               . Düşünmek, öğretilebilen bir beceridir.   (2.paragraf)

                . Düşünmeyi öğretmek kavramları öğretmekle başlar.(3.paragraf)

                . Kendi kalıplarımıza göre düşünmeyi öğretmek  zararlı bir tutumdur.   (4.Paragraf)

                 . Gençlere üniversitede yer bulmak önemli değil, onlara düşünebilmeyi öğretmek önemlidir. (5.Paragraf)

                     Anlatım Yolları : Neden – sonuç , tanımlama, karşılaştırma.

                      Anlatım Biçimi : Metinde açıklayıcı anlatım biçimi  ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Öğretici metinlerin oluşumunda bu  anlatım biçimi özellikle kullanılır.

                                    

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..