Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '12

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Emekliler ordusu ne olacak?

Emekliler ordusu ne olacak?
 

Bir hedefe doğru koşanlar dışında yan gelip yatanlar yandı demektir.(Bu tasarım alıntıdır)


Atalarımız, ‘teşbihte hata olmaz’ demişler. Çünkü söz konusu benzetmelerde az ya da çok bir gerçeklik payı olur. İçinde bulunulan ekonomik gidişat çerçevesinde, hayvanların hızları bağlamında fiyat artışlarının durumu yakıştırılan karşılaştırma da bu türden bazı gerçekleri çağrıştırmıyor değil. Bu karşılaştırmanın nasıl işlendiğini sol yanda da görüyoruz. Gerçekten de piyasa ekonomisinin bir gereği olarak fiyatlar artıyor. Asgari Ücret olarak yedi yüz kırk (740) TL alan işçiler ile ücretlerini Kayıt Dışı Ekonomi bağlamımda elden alan işçi ya da usta emekçi yurttaşlarımızın durumunu şöyle bir düşünelim. Onların evli olduklarını ve en az bir iki çocukları oldukları da göz önüne alınır ise durumun vehameti daha iyi anlaşılabilir, değil mi?

Üreticiden pazarlamacıya, çitfçilerden orman köylüsüne, dar gelirliden işsizler ordusu'na kadar altta kalan kesimler hayat pahalılığından şikayetçi olmaya başladı son üç yıldan bu yana. Görülen o ki 'emeği ile geçinenler' oldukça zorlanmaya başlamıştır. Gerçekte dengeli bir gelir dağılımının ya da adil paylaşımın olmadığı bir düzenden de pek fazla bir şey beklememk gerekiyor. Ancak yine de yeri geldikçe bazı eleştirlerde bulunmak hakkımız vardır.

Ayrıca biliniyor ki bu süreçte 'gemisini kurtaran' nice kaptanlar ile onların yakınlarının kim oldukları da kamuoyunun bilmediği bir karanlık oda gerçeği değil. Bana göre, bir kaplumbağanın ‘Biz de çalışıyoruz ya benim maaşım ne olacak’ diye sızlanması da bazı gerçekleri vurguluyor olması bakımından hoşuma gitti. Ancak yan gelip yatarak para kazanan nice sözde çalışanlar ile kimi milletvekillerin böyle bir serzenişte bulunmaya hakları olduğunu sanmam.

Peki o yan gelip yatan kimi kişler bugün sayıları sekiz milyona ulaşan emekliler ordusu ise durum nasıl açıklanacak? Bir emekli bir çalışana göre ancak yarıya yakın bir maaş alıyor. Geçen yıl %65 oranında ‘zam verilen’ Eski milletvekili maaşları bakımından ise bazı emekliler en az beş kat az maaş  bazı emekliler ise en az on üç kat az maaş alıyor ne yapacağız? Bu durumdaki emekliler oturdukları yerden ya da ‘hasbel kader’  Maliye’den izinsiz bir iş yapıyor olsa bile için için başkaldırmaz mı? Özellikle emekliler yönünden bakacak olursak; emeklilerin bazı giydirilmiş ek ödemeleri dışında çalışırken almakta olduğu maaşı neden emekli olduktan sonra yarıya yakın bir kesintiye uğruyor?

Bu durumda sormak gerekiyor: Nerde kaldı pek çok bilimin bileşkesi olması gereken hukuk bilimindeki ‘müktesep haklar’ olgusu!? Ya o anlı şanlı ‘bir sarışın’ mı desem yoksa ‘bir sarı sendika’ mı desem bilemiyorum, şimdi neredeler onlar? Bu konularda hiç bir tutarlı dava güdülmemekte olduğu için bu alandaki bütün sorumlulara, ‘Yuh olsun emi’ diyorum.

Bilinsin ki ‘bu düzen’ böyle gitmez. ‘Yeni bir hukuk’ kurmak gerekiyor bu ülkede. Var olan bütün yasalar da yönetmelikler de mülga olunmalıdır ki ak ile kara, uçan ile kaçan, suçlu ile suçsuz, ezilen ile ezilemeyen, haklı ile haksız, onurlu ile onursuz, mahpus ile hür, Sırça Kümeste yaşayanlar ile kendi ininde sürünenler, malı olan ile malı olmayan, toprağı olan ile olmayan, arabası olan ile olmayan, kurban kesebilen ile kesemeyen, yazlığı olan ile olmayan, gemisi olan ile olmayan, dayısı olan ile dayısı olmayan bir bir belli olsun. Yeter artık kapalı kapılar ardında döndürülen siyasi, ticari ve tedhişi tasarılardan çekilenler...

Kim kimden ne bekliyor ya da kim kimden ne saklıyor bilemem.

Ancak on yıllık bir emekli olarak kendi adıma Yeni Bir Hukuk bekliyorum.

Bakalım yakında TBMM’de tartışmaya açılacak olan 2013 Bütçesi emekliler için neler getirecek.

Göreceğiz.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..