Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '08

 
Kategori
İlişkiler
 

Evlilikler nereye doğru gidiyor...

Evlilikler nereye doğru gidiyor...
 

Son dönemlerde, okudugum kitaplar, izlediğim filmler, köşe yazıları ve tv dizilerinde nedense bir ihanet ve çok eşlilik propagandası yapılıyor sanki.. İnternet aşkları, yasak ilişkiler, yıkılan yuvalar, mutsuz aileler.. Tüm bunların sonucunda evlilikler nereye gidiyor sorusunu sormaya ve sorgulamaya başladım..

Her iki cinste , "Heyecan bitti". "Aşk bitti", "O'na birşey hissetmiyorum" serzenişi içerisinde.. Peki neden bitti? Siz değil miydiniz kör kütük aşık olduğunuz için evlenen? Siz değil miydiniz sesini duyacam diye telefon başında bekleyen? Siz değil miydiniz o'nu herkezden kıskanan? Ne oldu öyleyse?

Çağdaşlık, modernlik adı altında Toplumsal değerlerimizin temeline dinamit kondu. Kadın, işten yorgun argın gelen kocasına güler yüzle kapıyı açarken , birden bire bende akşama kadar çalışıp yoruldum neden hep ben? demeye başladı. Çocukların okulu, aile bütçesi, ev işleri hep bende, peki o ne yapıyor? Akşam yarının işlerini organize edip, çocukların dersleriyle ilgilenip onları uyuttuktan sonra salona gittiğimde o horluyor oluyor. Kalkıp yerine yat dediğimde "bırak "yada "tamam geliyorum" diyip uyumaya devam ediyor. Çaresiz ve öfkeli gidip uyuyorum. Tam dalmışken beni kendine çeken bir el , kadınlık görevimi hatırlatıyor. Böyle hayat mı olur ? diye yakınıyor kadınlar..

Erkek, sabahtan akşama kadar çalışıyorum. Akşam eve geliyorum sofra hazır değil. Çocuklar sürekli soru soruyor. Haber izlemek istiyorum patırtı gürültü. İki çift laf edemez olduk. Sofrada başlıyor dırdıra , benim falanca kanalda dizim var seyredecem açsana. Yaa sen dizi izleyeceksen bende spor programı izleyecem. En çok sofrayı toplarken rahat ediyorum. Kumanda bende. Ayaklarımı uzatıp dinlenebileceğim. Maalesef sonrada sızıyor erkekler..

Acı olan, hergeçen gün hoşgörü ve sabrımızın biraz daha azalması. Bencillik katsayımızın artması. Ekonomik koşullar ağırlaştıkça zihinsel ve bedensel yorgunluklarımızda arttı. Sorumluluklar arttıkça karı-koca birbirinden uzaklaşır oldu. Ve sorumluluk paylaşılmayan, sorun olmadığı için heyecan duyulan ilişkilere kucak açtı evlilikler..

Halbuki hatırlasanıza, eşinizle flört ederken de , şu an bir yabancıya hissettiğiniz heyecanı duymuyor muydunuz? Duyuyordunuz. Çünkü sorumluluk paylaşılmıyordu da ondan.. Çünkü kaybetme duygusu vardı da ondan..Çünkü her iki tarafta buluşmaya giderken en güzel kokuları sürüp, bakımlı , itinalı gidiyordu. Şu an olduğu gibi erkek parmak aralarını kaşırken, kadında doğumdan sonra kalan kilolu haliyle hala tv karşısında birşeyler atıştırmıyordu.

Mutluluk, biz istediğimiz sürece en yakınımızda.. Üstelik Vicdan azabı duymayacağımız kadar da etik. Kocamız yada karımızla yaşanacak olan bir ilişki bu.. Eleştirmekten korkmayalım eşimizi.. Çekinmeyelim.. Çünkü ortak şikayetler , karşımdaki kırılmasın diye içimizde biriktiğinde mutlaka sevgimiz zarar görüyor.. Akılcı bir yaklaşım ve kibar bir üslupla ne istediğimizi konuşalım lütfen..

Eşlerimize yeniden aşık olmayı deneyelim.. Tüm çabalara rağmen olmuyorsa ihanet etmek yerine boşanmayı denemeli. Çocuklarımıza bırakacağımız en büyük miras saygı ve sevgi içinde yaşama bilinci, aile kutsallığı, gururlu ve onurlu bir geçmiş. Evliyken başkaları ile yaşayan çiftlerin kendilerine saygısı kalmadığı inancındayım..

Mutlu olmak hepimizin hakkı.. Dünyaya gelen her canlı mutlu olmayı hak ediyor.. Kendi mutluluğumuz için başkalarını mutsuz etmeyelim..

Sevgiyle kalın..
 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..