Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

Fenerbahçe Guiza'ya Rağmen Kazandı

Fenerbahçe Guiza'ya Rağmen Kazandı
 

Maçın 70. dakikasında Selçuk, Vederson’dan aldığı pası 35 metre mesafeden 51 km. hızla tıngır mıngır kaleye gönderiyor ve kaleci Loe Franco’nun ellerinin arasından geçen top, sağ alt köşeden filelerle buluşup, Fenerbahçe golü olarak skor tabelasındaki yerini alıyordu.

Galatasaray camiası maç öncesinde kesin olarak galip geleceklerine kendilerini inandırmışlardı. Hangi Galatasaraylı ile konuştuysam, son derece iyimser bir şekilde, bu maçı alacaklarını ve Fenerbahçe’nin en küçük bir şansı dahi olmadığını ileri sürüyordu. Tabi Galatasaray camiasını ve taraftarını haklı olarak böyle bir beklentinin içerisine sokan nedenler vardı. Öncelikle ara transferde takım güçlendirilmişti. Maç Ali Sami Yen stadında oynanıyordu ve böyle bir avantaj karşısından Fenerbahçe’nin hemen hemen şansı olamazdı. Ayrıca bütün bir kamuoyu Galatasaray’ı favori gösteriyordu. Fakat nedense Galatasaray’ı favori gösterenler bir takım gerçeklere gözlerini yummuştu.

Neydi bu bir takım gerçekler?

Özellikle Galatasaray kadrosunun ilk onbirinde oynayan futbolculardan yedi tanesi bu sene takıma gelmişti. Bunlardan henüz üç tanesi ligin ikinci yarısında takıma monte edilmiş futbolculardı. Oysa Fenerbahçe’de Mehmet Topuz, Özer Hurmacı, Bilica ve Dos Santos olmak üzere dört futbolcu takıma yeni gelmişti ve bunlar sezon öncesi hazırlıklarını takımla birlikte yapmış futbolculardı. Bu durumu spor yorumcularından kimse dile getirmiyordu ve mihenk noktasını göz ardı ederek Galatasaray’ın Fenerbahçe’yi kendi saha ve seyircisi önünde yeneceğini düşünüyorlardı. Kaldıki Fenerbahçe, Galatasaray maçlarına daha bir özenle hazırlanıyor ve her bir futbolcusu Galatasaray maçlarında olağanüstü bir performans ortaya koyuyordu. Maçın yıldızı Selçuk diğer maçlarda o denli çok eleştirilmesine rağmen Galatasaray maçlarında oynadığı takdirde yıldızlaşıyordu. Geçtiğimiz yıl oynanan ve Fenerbahçe’nin 4-1 kazandığı müsabakadada aynı şekilde bir performans ortaya koymuştu Selçuk ve o maçtada bir gol atarak takımının galibiyetinde önemli bir rol oynamıştı.

Maça gelince;

Fenerbahçe ilk beş dakikanın ardından sahanın kesin hakimi olmuştu. Orta göbekte karşı karşıya oynayan iki takım futbolcularından Fenerbahçeli olanları bu bölgede rakibine daha fazla baskı uyguladı ve hemen hemen Galatasaray’ın bu bölgede başlatacağı atakları daha başlamadan bitirdiler. Orta göbekte Fenerbahçe’de görev yapanlardan Mehmet Topuz ve Selçuk Şahin, Galatasaraylı meslektaşlarına oranla görevlerini fazlası ile yaptılar. Galatasaray ise bu bölgeyi Mustafa Sarp ve Mehmet Topal ile kontrol etme çabasındaydı. Her iki futbolcununda topu kullanma becerileri hayli kısıtlı olmasına rağmen Rijkaard neden böyle bir tercih yaptı, anlamak zor.

Orta göbeğe hakim olan takımların rakiplerine karşı kazanma şansları her zaman daha yüksektir. Dolayısı ile bu bölgede oynayan futbolcuların doğru tercihler olması esastır.

İlk yarıda Galatasaray kimi ataklar geliştirme çabası içerisinde olsada, ortaya çıkan atakların golle sonuçlanması yönünde vurucu nitelik taşıyan ataklar değildi. Aynı sorun Fenerbahçe içinde geçerliydi. Zira Fenerbahçe’nin yapmış olduğu her atak girişimi Guiza’nın sayesinde anlamsız bir hale dönüyordu.

Guiza’nın topla olan temaslarında ciddi sorunlar var. Topu alış biçimi, yumuşatma çabası tümü ile amatör bir futbolcunun yapacağı türden şeylerdi.

İkinci yarı Galatasaray daha hareketli bir hale büründü ama gol vuruşu yapabilecek beceriyi ortaya koyamadı. Fenerbahçe yine aynı oyun düzeninde müsabakayı sürdürdü. Giovanni’nin Fenerbahçe kalesinde kaçırmış olduğu bir pozisyon varki, akıllara durgnluk veren cinstendi. Altı pasın hemen önünde, soldan kendisine uzatılan pası dışarı atması, Fenerahçe’nin şanslı anlarındandı. Maçın sonlarına doğru Keita’nın vuruşunu çıkartan Volkan maça damgasını vuran adam oluyordu. Volkan Fenerbahçe’nin önemli bir silahı. Zaman zaman akıllara durgunluk veren hatalar yapsada Volkan’ın şu anda Türkiye’nin en iyi kalecilerinden birisi olduğunu kabul etmek gerekiyor. Maçın ikinci yarısında Fenerbahçe ataklarında akıllarda kalan net pozisyonlar göremedik ama, sahaya daha iyi yayılan ve attığı golden sonra rakibine oranla daha sıkı bir mücadele ortaya koyan taraf Fenerbahçe idi. Atılan golden sonra Fenerbahçe topun bulunduğu her noktada en az üç futbolcu ile bulunuyordu. Bu tip bir pres uygulaması daha önce pekde alışık olmadığımız tarzda bir mücadeleyi gözler önüne sermişti.

Rijkaard’ı anlamak sanırım bir kez daha zorlaştı. Elinde geniş bir kadro olmasına karşın, sahaya sürmüş olduğu takımın orta sahası sorgulanmaya açık türdendi. Bu orta saha kurgusu ile Galatasaray’ın maçı kazanma ihtimali hemen hemen hiç yoktu ve maç 90 dakika değil 900 dakika oynansaydı Fenerbahçe’ye üstünlük sağlaması mümkün görünmüyordu.

Ayrıca Galatasaray defansı son derece bariz açıklar ver bir yapıya sahip. Oysa Lugano- Bilica ikilisinin bir arada oynadığı müsabakalarda Fenerbahçe kolay kolay gol yemeyen bir takım hüviyetinde. Bu fark bile Fenerbahçe’nin rakibine oranla maçı kazanma olasılığını güçlendiren bir durumdu.

Bu maçla ilgili Fenerbahçe adına söylenebilecek en yalın cümle “Fenerbahçe Guiza’ya rağmen kazandı”.

Guiza hadisesi başlı başına bir sorun durumunda Fenerbahçe’de. Saha içerisinde hiçbir varlık gösteremeyen bu futbolcuyu sahaya sürmek ve sahada tutmak sureti ile kendisine katlanmak artık eziyet halini aldı. Hasbel kader bir vuruşla geçtiğimiz hafta atmış olduğu bir golden sonra moral olarak kendisini toparlasada Guiza, Fenerbahçe’de oynayabilecek özellikleri olmayan bir futbolcudur. Şayet Fenerbahçe’nin elinde Guiza yerine daha akılcı bir satrafor olsa emin olunuz bu sezon Fenerbahçe uzak ara şampiyon olurdu.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..