Gerici toplum kalıntıları

Bugün(6 Mayıs 2008) "Milliyet.com.tr" de "Vatan Gazetisi"nden alıntı bir "Son Dakiaka" haberi yayımlandı.

Haberin başlığı, "Çavuşbaşı'nda tarikat manzaraları" idi.

Haberde , Beykoz/Çavuşpaşa beldesinin, İsmailağa cemaatı mensupları olan, kara çarşaflı kadınların, çember sakallı, cüppeli, şalvarlı erkeklerin yerleşim alanı haline getirildiği bildiriliyordu. Bu beldede, bir sokağa "Cumhuriyet Çıkmazı" adının verilmesi ise çok anlamlı idi.

Bu haber bana, aynı belde ile ilgili benzer bir olayı hatırlattı. Sanırım 1998 ya da 1999 yılı idi. O sıralarda bazı gazetelerde, İsmailağa cemaatinin başındaki Cüppeli Ahmet(Ünlü) Hoca'nın kaçak bir külliye inşaa ettirdiği haberleri yayımlandı. Din taciri olarak tanınan Cüppeli Ahmet Hoca, bu külliyenin inşaatı için para yardımı yapanların cennete gideceğini söylüyordu. Yardım için verilecek paranın, dolar ve mark gibi yabancı paralarla yapılmasının da hiçbir sakıncası olmayacağını ilave ediyordu.

Aynı günlerde, Tuzla'nın Akfırat beldesinde, Yaşar Yılmaz adındaki diğer bir din taciri de bir "şeyhlik" kurmuştu.İşin diğer bir ilginç ve anlamlı yanı, Beykoz / Çavuşpaşa beldesi ile büyük bir benzerlik göstermesi idi. Şeyhliğin kurulduğu Akfırat beldesinin eski adı "Gazi Mustafa Kemal Mahallesi" idi.

O günlerde, tirajı ilk üç sırada olan gazetelerden birine konu ile ilgili olarak bir yazı yazmış ve yazımı şu cümlelerle bitirmiştim:

"... Ve bütün bunlar, yeri geldiğinde Atatürk Devrimi ilkelerinin ve Atatürkçü düşüncenin bayraktarlığını yapan ve yeri geldiğinde de yalnızca oy kaygısı ile Devrim kanunları'nın zedelenmesine hatta yok sayılmasına ses çıkarmayan bazı devlet ve hükümet yöneticilerinin ve tarikat liderlerinden ödül alarak mutlu(!?) olan kimi Atatürkçü aydınların gözleri önünde; bilgi çağına ulaşan bir dünyada ve bu dünya içinde yer almaya çalışan 21.yüzyıl Türkiyesi'nde olmaktadır.

Dokuz on yıl önceki bu değerlendirmeye, bugün yeni bir şey eklemeye gerek var mı?

Fakat iki olayın meydana geliş zamanı ile ilgili ilginç bir rastlantıyı söyleyebilirim.

Birinci olay ve diğer başkaları, 28 Şubat ve Refah Partisi'nin kapatılma süreci içinde; bu yeni olay ise, cumhuriyetin ve laikliğin en güçlü bir şekilde savunulduğu ve AKP'nin kapatılması için hukuksal işlemlerin sürdüğü bir dönemde meydana geliyor.

İlginç değil mi?


cdenizkent