Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '07

 
Kategori
İnançlar
 

Girdik günaha

Girdik günaha
 

Hüngür hüngür ağlıyordu kızcağız. "Neden ağlıyorsun?" diye sordum bu 6 yaşındaki sevimli şeye. Bir cevap verdi ama hıçkırıklarının arasına karışan ünlü ve ünsüz seslerden ne demek istediğini anlayamadım.

"Dur, sakin ol. Ne dediğini anlayamadım ki." Bir bardak su verdim ve sakinleşmesini bekledim. "Şimdi iyi misin? Adın ne senin bakalım?" dediğimde tekrar ağlamaya başladı!

Kızın adı "Gül"müş. Kuran kursuna giden ablasından öğrendiğine göre, ismini değiştirmezse, doğduğunda ismini koyan kişi (yani annesi) ahirette hesap veremezmiş. İlle de Kuran'da geçen bir ismi olmalıymış (Hatice, Ayşe, vb.)

Çeyrek asırlık hayatımda böyle bir şeyi ilk kez duyuyordum. Komşumuza sordum, o her şeyi bilir ya! "Evet tabi", dedi; "ben de kızlarımın ismini değiştireceğim, şimdi onlara uygun isim arıyorum zaten". Şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum neredeyse. "Ee, yani yasal olarak da mı değişecek isimleri?" diye sordum. Hayır, isimleri sadece hitaben değişecekmiş!

Üç kardeşiz ve neyse ki ismimizi annem ya da babam koymamış. Ama rahmetli babaannem ve dedem ne yaptılar acaba, hesap verebilmişler midir ki? Aslında babaannem son derece inançlı ve hacca gitmiş biriydi. Nasıl böyle bir şeyden haberi olmadı ki acaba?

Belki de yeni çıkmıştır! Yarabbim, daha neler duyacağız bakalım?

* * *

Aynı komşu teyzeyle annem bir gün alışverişteyken, komşu teyze kendi ellerine bakarak "Aman Allah'ım, tırnaklarımdan ikisini kesmeyi unutmuşum" dedi. Bir baktık ki, kesilmeyen tırnakların biri sağ elinin işaret, diğeri sol elinin serçe parmağı. "Nasıl yani? Tırnaklarını keserken atlamışsın yani öyle mi?" diyerek gülümsedi annem. O da şöyle bir cevap verdi: "Karışık kestiğim için unutuyorum bazen böyle."

Yani onlar ailece tırnaklarını sırayla kesmezlermiş. Çünkü sırayla kesmek günahmış (nedenini hala bilmiyorum). Karışık kestiği için de çoğu zaman 1-2 tırnağı uzun kalabiliyormuş, farkedince de gidip kesiyormuş.

Dolayısıyla bunu da ilk kez duydum. Kendimi düşünüyorum da, hayatım boyunca her hafta tırnaklarımı (sırayla) kestiğimi varsayarsak, yaklaşık 1300 kez günaha girmişim de haberim yokmuş!

* * *

Yıllar önce ablamın bir öğretmeni, müslüman olmayan kişilerin icat ettiği şeyleri kullanmanın günah olduğundan bahsetmiş. Bunu söyleyen öğretmenin evinde televizyon falan yokmuş. Kendi tabiriyle "gavur icadı" olan her şeyden uzak dururmuş bu adamcağız (Karanlıkta oturup, ısınmak için ateş yakıyor olmalılar! Gerçi ateş bulunduğunda henüz İslamiyet yoktu, yani onu bulan da bir "gavur"du!). O zamanlar çok da küçüktüm, aklım ermiyordu, her şeyi kimin icat ettiğini sorup ona göre kullanıyordum.

Biraz büyüyünce, farkettim ki ezan mikrofondan okunuyor, mahallenin hoparlörlerinden yayınlanıyor (hoparlörün orijinali Fransızca'dır ve "haut-parleur" şeklindedir, yani bir "gavur icadı"dır, tıpkı mikrofon gibi) . Bunu farkettiğim günden beri her duyduğuma inanmamaya başladım. Bu huyum halen devam etmekte.

* * *

Bunlardan başka çok şaşırtıcı örneklerim de var tabi, ama bu kadarı yeter. Şimdi merak ediyorum, bunların sebebi ne olabilir? Kuran'da geçmeyen bir isim neden günahtır? Niye tırnakları sırayla kesmemek gerekir? Ve neden günahtır Müslüman olmayan birinin icadını kullanmak? Bilen birinin açıklamasını ve hepimizi aydınlatmasını yürekten diliyor, umuyor ve istiyorum....

<özlem boral="">
 
Toplam blog
: 152
: 1957
Kayıt tarihi
: 19.08.06
 
 

Ortada bir problem görüyorsak bu bizim de problemimizdir. Ve eğer 'birisi'nin bu konuda bir şeyle..