Halk Eğitiminde modüler cehalet ve cahil yöneticiler...

Ülkemizde, elli yıldır faaliyette olan ve Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak işlevini sürdüren Halk Eğitim Merkezlerinin, Atatürk'ün kurup geliştirdiği Halk Evleri'nin devamı niteliğinde olduğu bilinir.

Halk Eğitim Merkezlerindeki kursların hedeflerinden bazıları şunlardır:

Toplumun kültür düzeyini yükseltmek, kişilerin gelişimlerini artırmak, bilgi, beceri kazandırmak, üst öğretime hazırlamak, kültürel değerlerimizi korumak ve yaygınlaştırmaktır.

Bu kurslar gerekirse okul öncesi çocukları da kapsayacak şekilde düzenlenir.

Mesleki ve teknik eğitim olanağı bulamamış ya da eksik ağitim almış kişileri mesleğe hazırlamak, iş alışkanlıkları kazandırmak, onları pasif tüketiciden, aktif üretici konumuna getirmek, bir işyerinde çalışabilecek, kendi işlerini kurabilecek bilgi ve beceriye kavuşturmak amacıyla kurslar düzenlenir.

Bir meslek dalında çalışanları ya da meslek edinmek isteyenleri geliştirmek, yeniliklere hazırlamak ve iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu eleman olarak yetiştirmek de hedeflenir.

Halkın güzel sanatlara karşı ilgisini teşvik edici çalışmalar yapmak ve güzel sanatlarda kabiliyetli görülenlerin geliştirilmelerine çeşitli yollarla yardım etmek;sergiler düzenleyerek, mevcut sergi ve galerilerden ;mahalli müzelerden halkın geniş ölçüde yararlanmasını sağlamaya çalışmak;

Vatandaşların mesleki ve genel kültürlerini geliştirecek özellikte ve halk seviyesine uygun, yayın yapmak; bu türlü çalışmaları teşvik etmek ve desteklemek; gerekirse halk eğitimi ile ilgili çeşitli yayınların yapılmasına önderlik etmek..

Buraya kadar güzel !..Ancak ''Madalyonun bir başka yüzü '' var ki son derece düşündürücüdür.

Halk arasında, '' Eski köye yeni âdet getirmek. '' biçiminde bir deyim vardır ki bu söz,alışılmış ve yerleşmiş gelenekleri değiştiren;biraz da halkın huzurunu kaçıran yeniliklere (?) karşı tepki olarak kullanılır.

Geçen Haziran ayı itibariyle, Halk Eğitim Merkezlerinde yerleştirilmeye çalışılan, 'sözüm ona ' , AB formatlarına uygun olması için çabalanan, ''Modüler Eğitim '' adı altında yeni bir proje,aradan aylar geçmesine rağmen halâ -kağıt üzerinde- yürürlüktedir.

Tüm halk eğitim merkezlerinde, bir telaş ve karmaşa yaşanmaktadır.Geçmiş yıllarda, eski sistemle usta öğretici belirleyen ve kurs proğramları yapan HEM'ler, her yıl Eylül ayının sonunda öğretime başlamış oluyorlardı.

Adı :Millî (Ulusal ) olan bir bakanlık, halkın ve eğitim yöneticilerinin bile anlamını tam olarak kavrayamadığı ''Modül '' sözcüğü üzerinde ısrarla durmaktadır...Aslında ''ana hedef alan '' ve bu alanın yan kolları anlamına gelen -modüler proğram- 'da hedeflenen amaç, yüzlerce branşta ara eleman yetiştirmektir ve yeteneklerin geliştirilmesidir.

Fakat,acı bir gerçek var ki bu proğram,Halk Eğitim Merkezleri'nin öğretim dönemi başlamasına rağmen,Millî Eğitim Bakanlığının bu alandaki, sorumlu yöneticileri tarafından tam anlamıyla hayata geçirilememiştir.

Sırtını siyasetçilere dayamış olan bazı yeteneksiz HEM Müdürleri,yönetmelikleri okumaktan,bilgi sahibi olmaktan acizdirler.

Geçenlerde tanıdığım böyle bir yönetici ,lisans mezunu yetkin gençlere HEM kapısını kapatmış; siyasi erkin adamlarının emirlerine göre cahil-diplomasız insanlara el altından,ulufe dağıtır gibi görevler vererek devleti milyonlarca zarara uğratmış.Tabi,şimdi tatlı tatlı yemenin acı acı öksürüğünün çilesini çekecek...Ağaları da kurtaramayacak bu yalakaları...

Yazık...Bu millete gelen vuruyor...Giden vuruyor...Eğitimin canına okudular...

İzmir gibi bir ilin ,ilçelerinde bu cahil yöneticileri tanıdıkça insanın vicdanı sızlıyor.Diğer yerler kim bilir nasıldır.Basiretli yöneticilere sözümüz yok...Görev ya yapılır ya da yapılmaz...Tembel ve okumaktan aciz sözüm ona HEM yöneticileri, kendilerine ense yapıp yan gelip yatacak başka yerler aramalılar.Bunlar ,Çağdaş Halk Eğtim anlayışına ters kişilerdir.

Yönetmelikleri okumayan veya genelgeleri kendine ,yandaşlarına göre yontan basiretsişz insanlardan eğitim yöneticisi olur mu...Olur...Bu memlekette eğitim tersanelerini ,eğitimsiz kişilere teslim edersek böyle olur...

........

AB Ülkelerinde başarıyla uygulanan MODÜLER sistemin ,ülkemize geldiğinde neden tökezlediğinin yanıtı açıktır.

Bilgisizlik,cehâlet ve atâlet !..(İşlemezlik )

'' Yazın gölge hoş;kışın çuval boş.'' atasözümüzde olduğu gibi,koca yaz tatillerinde -yan gelip yatanlar- ''Yumurta kapıya geldiğinde '' faaliyete geçmişler ;ancak sorumluların keyfi yetecek de modüller,açılacak diye bekleyen eğitimcilerin ve kursiyerlerin sabrı taşma noktasına gelmiştir.

Kaplumbağa adımlarıyla ilerleyen (?) modüler proğram çalışmalarının tamamlanması ,bu gidişle,öğretim yılının sonuna kadar uzayacak gibi görünmektedir.

'' Türk gibi başla;İngiliz gibi bitir !..'' sözü, ne yazık ki bu tip yöneticilerin eylemlerinden dolayı Türk Eğitim Tarihine geçmiştir.

Beş milyon üniversite mezununun işsiz gezdiği, 15 milyona varan işsizler ordusunun çığ gibi büyüdüğü ülkemizde ,bir yaraya merhem olacak Halk Eğitim Merkezlerinin Meslek Edindirme Kursları , böylece '' Yılan hikâyesine '' dönüşmüştür.

Eğitim ve istihdam dünyamızın, '' hımbıllık yapacak lüksü '' yoktur !..

' Dalgacı Davutlar yatarken ' ; sıkıntıyı çeken halk olmaktadır.

1980'li yıllarda,OSANOR adı altında ve çok iyi niyetlerle başlayan '' Okul-Sanayi Ortaklığı Projesi '' de bu tip beceriksiz yönetim anlayışına kurban edilerek kısa sürede eğitimde, ''Kısır döngü'' yaratılmıştır.

Halkın eğitimi ihmale gelmez; bir an önce anılan Modüler Kurs Proğramlarının açılması elzemdir.

Devletin tüm teknik olanaklarını seferber ettiği bu önemli projenin, daha yetkin kişilerin ellerinde geliştirilmesi gerekir.

Sorumluların ve halkımızın dikkatine sunulur.

Seçim arifesinde ,popülasyonlara eğitimi de kurban vereceğiz...Yazık...

Ek :1-http://cygm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/index.html