Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Hasta bir kadını telefonda eğlendirebilmek!..

Hasta bir kadını telefonda eğlendirebilmek!..
 

Sizi gidi sizileeeer!... Söyleyin bakalım, arkadaşım, hanginiz yüzünden uf oldu?


Bu sabah, tam duştan çıktım, üstümü giyiniyordum ki; telefonum:Zırrrr!.. Zırrrr!.. Zırrrr!.. Zır da zır! Zır da zır!.. diye densiz densiz çalmaya başladı... o telefon çaldıkça, sinirlerimin her bir teli ayrı ayrı oynadı...

Tam da yeni güne keyifle hazırlandığım, hazırlanırken de oğlum Benek'le sohbet edip paşamın keyfini eylediğim anda, gelen bu telefon, fena halde canımı sıkmıştı...

Peki bu sırada Oğlum Benek mi ne yaptı? Onunla sohbetimizi bölen her sese istikrarlı bir biçimde verdiği tepkiyi bu sabahta vermeye devam etti. Sinirli sinirli ötmeye, biz konuştukça, ilgim tekrar kendisine dönsün diye bildiği tüm nağmeleri tek tek, özenle, ardı ardına sıraladı; hatta, edebilse, arayana küfür bile edecekti!.. O derece yani...

Eeee... O da ne yapsın? Garibim, beni bir sabahın 7'sinden 9'una, bir de akşamın 9'undan 12'sine kadar yanında, karşısında görür, bi' de oğlumla birlikte, sabaha kadar mışıl mışıl uyuruz işte...

- Alooo!.. Cemciğim n'apıyon?

- Hiç işte, ne yapayım? Aceleyle üstümü giyip evden çıkmaya çalışıyorum. Niye sordun ki?

- Hadi beni eğlendirsene!..

- Hoppalaaa!.. Sabah sabah seni eğlendirmek de nerden çıktı şimdi böyle?

- Ee, ben hastayım amaaa!.. Hadi beni eğlendirsene!

-?????

- N'oldu sesin soluğun çıkmıyo' canım!..

- Hayatım!.. Giyinip çıkmak zorundayım.

- Ee, hadi ama; e hadi ama... Bak küserim ama!..

- Ciiiiik!.. Ciiiiik!.. Ciiiiik!.. Baba! Baba! Onu bırak da bana baksana!.. Onu bırak da bana baksana!..

- N'oldu canım? Neyin var peki?

- Şeyyy canım!.. Biliyosun bizim evin salonu, çizilmeyen en pahalı Amerikan parkelerinden... Markası da falancanın filanca parkesi...

- Ben sizin eve kaç kere geldim? Salonun bilmem ne marka parke olduğunu nereden bileyim? 

- Hani şu en sevdiğim, üzeri simli, önü açık. feşmekanca markalı kırmızı pabuclarım var ya benim...

- Eeee!.. Var diyelim!..

- Ciiiik!.. Ciiiik!.. Ciiiik! O kadının derdi hiç bitmez ki!.. O kadının derdi hiç bitmez ki!..

- Hasbin Allah!..

- Dün, 200m2'lik evimin, kooosssskocaman salonunda, bir yandan kahvemi içip, bir yandan da grubunun en yakışıklı, kaslı, kanatlı, kabarık duruşlu martısıyla cilveleşip göz kırparken beeennn... Aniden cama doğru hızla yürüyesim geldi; şeytan dürttü zaaar!.. sen misin cama yürüyesi gelen!.. küüüüt! diye popomun üzerine düştüğümde, iş işten çoktan geçmişti..

Ama sana söz!.. 28 santim topuklu o ayakkabımı, bi daha hiç giymiy'cem!..

- Sonra?!..

- Canım, işte tam oramda, kocamannn bir morluk, bir şişkinlik ki, sorma gitsin!..

- Bence de hiç sormayayım!... Kedi kıçını görmüş, yara zannetmiş!.. Seninki de o hesap işte!.. Hadi sana geçmiş olsun arkadaşım...

Ee, ben Gülen Adamım ya!.. millet, hele de kadınlar, beni, hiçbir işi gücü olmayan, tepemde bir huni, yüzümden hiç eksilmeyen bir gülümsemeyle dünyayı gezer, millete neşe dağıtan biri sanırlar herhalde!..

Ama sööözzz!.. Bundan sonra, kimselerin abudik gubidik dertleriyle filan ilgilenmek yok! Bi' tarafı ağrıyan doktara, bir derdi olan Marko Paşa'ya gitsin; olur mu benim güzel kardeşlerim?

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..