Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hayat güzeldir... güzellikleri görebilecek bir ruh taşıyorsan...

Hayat güzeldir... güzellikleri görebilecek bir ruh taşıyorsan...
 

Bir esir kampında dahi olsan avunabiliyorsan geleceğe dair umutlarınla...

"Yaşamak" denildiğinde; şükredebilmen için yeterli gelebiliyorsa sağlıklı olupta söyleneni duyabiliyor olmak...

Bir hapishanedeysen mesela ve önünde varsa hala gökyüzünü görebilmek için en az yirmi yılın; ve sen yinede boyayabiliyorsan duvarlarını rengarenk...

Otuzlarında da olsan, bahçendeki elma ağacının ilk çiçeklerini verdiği günün sabahında; ona sarılıp ağlıyabiliyorsan sevinçten...

Sevgilinin ellerini tutabilmek; senin olmayan birininle sevişmekden çok daha anlamlı gelebiliyorsa sana, hala bu zamanda...

Dünya malına satmıyorsan; alnı açık, başı dik gezebilmeyi...

Hayatında, seni sadece yüreğin için seven kimsen olmasada; buna rağmen hala dopdoluysa bir ömüre fazla
gelecek denli sevgiyle kalbin...

Yeşil bir dalın filizlenirken kırılması gibi kırılsanda tek kelime etmeksizin çekip gittiğinde sevdiğin; gözlerinin içinden sana bakan çocuk her sabah gülümsüyorsa hala manasızca...

Oyunlardan en çok sekseği, tatlılardan muhalebiyi seviyor olmak utandırmıyorsa seni...

Tüm filikalar dolu da olsa, denizin ortasında az sonra batacak olan gemide; o güne kadar yaşamış olduğun için, mutlu olabilecek kadar dolu dolu yaşayabilecek bir ömür sürmekse gayretin...

Mutluluğun acı duymamak değil; bilakis acıların insana kattığı değerleri görebiliyor olmakta olduğunu anlayabildiysen...

Yanında bir nefes kadar uzak olmaya dayanamadığın biri varsa ve onunla önündeki ekmeğe tuz ekip yerken; aynı sofrada üç kap yemeği biran evel yeyip kalkmayı istediğin, biriyle olmaya yeğ tutuyorsan bunu...

Adı aklına geldiğinde; mesela yanlızbaşına bir film izlerken... elele olabilmeyi hayal ediyorsan onunla...

Sırf seni istedikleri için başkalarınla olmaya yeğ tutuyorsan, onu beklemeyi...

Yargıladığın her kim ve her ne olursa olsun, gün olup benzer şartlarda kalıp daha ağırınla yargılanabilecek olanın
sen olabileceğini unutmadan yaşayabiliyorsan hayatını...

İyi olmak için değil; içinden geldiği için iyiysen...

Kötü giden bir günün herhangibi bir yerinde; sevdiğin şarkıyı duymak ve gülümseyebilmek, sevdiğinin sesini duyduğunda kahkaha atabilmek, kendini tekrar mutlu hissedebilmek için yeterli geliyorsa sana...

Onu özlüyor ama yanında olamamıyorsan; pencereni açıp gökyüzündeki aya yüzünü dönüp:" Onu da, aynı ayın ışığı aydınlatıyor, penceresini açıp o da göğe baktığında gördüğümüz şey aynı olacak" demekle yetinebiliyorsan...

Ona sarılamadığın akşamlarda, hayal ettiğinde gülümseyen gözlerini görebiliyorsan sanki kanlı canlı yanındaymış gibi; ve bu dahi içini ısıtabiliyorsa yokluğunda... yanındaymışcasına var kılabiliyorsa o an içinde hissettiğin sıcaklık sevdiğini...

Ama yanlız, ama sevdiğinle fakat mutlaka; yağmur altında ve çıplak ayak kumsalda yürümek, paranın satın alabileceği en büyük eğlenceden daha keyif verici geliyorsa sana...

Bir bir basamakları inerken üzerinde takım elbisen; kaymak geliyorsa içinden trabzanlardan ve çekinmeden etrafından bunu yapabiliyorsan...

Ve bir aşk filmini izlerken engel olmuyorsan kendine, usul usul süzülebiliyorsa gözlerinden yaşlar uluorta...

Hayat güzeldir...yalnızbaşına da olsan...
Hayat güzeldir...yüz yaşında da olsan...
Hayat güzeldir...güzellikleri görebilecek bir ruh taşıyorsan...

Sevgi ve ışıkla,
Ayna

19.04.07

Not: Satırlarıyla bana ilham kapılarını aralayan Sevgili Semazen'e teşekkürler...


 
Toplam blog
: 268
: 1969
Kayıt tarihi
: 15.09.06
 
 

Var olan her oluş ve bozuluş hakkında gözlem, tahlil ve sonuca varma sürecindeki yolculuğumu, siz..