Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '08

 
Kategori
Öykü
 

Hayatına kimseyi sokma...

Hayatına kimseyi sokma...
 


Kafenin loş ışııkları altında bir çift gözün üzerinde olduğunu ilk dakikalardan beri hissediyordu. İzlenme hissi huzursuz etmiş, sık sık arkadaşları ile piste, dans etmeye yönelmişti. Bunu fark eden yalnızca kendi değildi, kız arkadaşı daha fazla dayanamadı;

- Takiptesin, bütün gece kaçmak uğruna oturamadın, pistte seni görmüyor mu ?
- En azından ben onu görmüyorum. Madem farkındasın neden bunu benle konuşuyorsun, o öncelikle senin arkadaşın, onu uyarsana.
- Aaa... Neyini uyaracakmışım?
- Gözlerini birine dikmenin, karşısındakini huzursuz ettiğini, neyi olacak...
- Gözlerine söz geçirdi diyelim, kalbine nasıl söz geçirecek?
- Benim sorunum değil canım... Sonra sen kimden yanasın, burda rahatsız olan biri varsa benim.
- Ne tuhaf değil mi? O senin varlığınla mutlu olurken, sen rahatsız oluyorsun, üzülüyorum ona.
- Saçmaladığının farkındasın umarım, durumu bilmiyor gibi beni suçluyorsun, hayretsin yani...
- Durumda ne varmış? Yıllardır bitirmeye çalışıp, sonlandıramadığı şeyi seni tanıdıktan sonra gerçekleştirmeye çalışıyor. Kendinle ve sabit fikirlerinle o kadar meşgulsün ki, başka bir pencereden bakmayı reddediyorsun, acımasızsın.
- Beni tanıyana kadar niye bitirememiş? Eşinle katıldığı davetlerde hiçte bitirmeye çalışır bir hali yoktu, gayet mutlu bir tablo çiziyordu hatta abartılı mutlu. Beni acımasızlıkla suçlarken, olumlu tepki verdiğimde düşeceğim durumu hiç düşündün mü peki?
- Kızım sen nuh der, peygamber demezsin... Burdakilerin bir kısmı sorunlu dönemlerini bilmiyor mu? Ailesiyle ilgili bazı şeyleri beklerken kendinden de ödün verdiğini niye gözardı ediyorsun? Hala aynı evi paylaşmak zorundayken nasıl davranabilirdi? Sorumluluklarını yerine getirmek adına onun yaşadıklarını düşün, sende benzer dönemi geçirdin, eve giderken ayakların geri geri gitti ama gittin, nasıl ki şimdi zamanı dedin, bitirdin. Onun ki de bu.
- Ben kendime ve şartlarıma güvendiğim anda bunu yaptım, üçüncü kişiye bağlı değildi. Aynı kefeye koyamazsın.
- Aynı kefeye koymuyorum bayan sabit fikir... Aradaki farksa sen bitirmeye çalışırken biri yoktu ama o buna niyetliyken seni tanıdı. Suç mu? Bana evliyken senle olmak istediğini söyle, o zaman anlarım, bende senle bir olup suçlarım hatta. Ama o bildiğim kadarıyla böyle bir teklifle gelmedi sana, gölge gibi peşinde dolaştı, günlük rapor tuttu sanki senle ilgili " Bu gün canı sıkkındı- çok neşeliydi- hasta gibiydi" bunlardan haberin bile yok ve seni birşeye zorlamadı. Sen sadece suçla.
- Masaya dönelim artık.
- Dönelim... Niyetim seni üzmek değil, suçlamadan yada kesin tavır koymadan onunda neler yaşadığını bilmeni istiyorum. İkinize de yazık ediyorsun...

Otururlarken o gözlerin gene üzerinde olduğunu hissetti. İçi hala rahat değildi. Aldatmak neydi? Biriyle birlikte iken başkasını sevmek mi? Yoksa başkası ile yaşamak mı? Sorular, sorular, sorular...

Adam, izin isteyip giderken aniden yanına geldi.

- Tek bir ricam var... Şu sıralar hayatına kimseyi sokma !




27/01/2008


 
Toplam blog
: 44
: 906
Kayıt tarihi
: 27.07.07
 
 

1965 yılında İstanbul'da doğdum, 18 yıldır Yalova'da yaşıyorum. Lise mezunuyum, kamu kuruluşunda mem..