Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

Hedef:?

Hedef:?
 

Kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz. Bu hüküm, T.C. 1982 anayasasının 42. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Yani bir birey, herhangi bir kısıtlama olmaksızın eğitimini sürdürebilir.

Ancak anayasamızın aynı maddesinin bir başka fıkrası, öğretim hakkının kapsamının kanunla tespit edileceğini ve düzenleneceğini söyler. Kısaca, eğitim ve öğretim hakkından hiçbir suretle yoksun bırakılamayacağımızın güvencesini veren anayasamız, ayrıca öğretimimizin kapsamını da kendisi belirliyor.

Bu ülkenin eğitim konusunda kanayan yaralarından ve en önemlilerinden birisi, meslek liselerinin ve İmam Hatip liselerinin mevcut statüsüdür. Bu liselerden mezun olan gençler, üniversite hayalleri bile kuramıyorlar. Ya da bu liselerden mezun olan gençler, üniversite hayalleri kursalar dahi, çok dar bir alanda üniversite ve bölüm tercihi yapmak zorunda bırakılıyorlar.

Oysa YÖK Kanununun 7. maddesine göre, “Yükseköğretim kurumlarında ve bu kurumlara girişte imkân ve fırsat eşitliği sağlayacak önlemleri almak”, bu kurumun amaçları arasında yer almaktadır. Yani üniversitelere girişte fırsat eşitliği, esas olarak kabul edilmektedir.

Mevcut anayasamız ve kanunlarımız ışığında, zaten eğitim ve öğretimde fırsat eşitliği olmak zorundadır. Oysa meslek liseleri ve imam hatip liselerinden mezun olan öğrencilere, bu eşitlik uygulanmamaktadır. Bu liselerden mezun olan öğrenciler, sadece mezun oldukları liselerin alanlarıyla ilgili üniversite ve bölüm seçmeye mecbur bırakılmaktadırlar. Peki, bu durumda, fırsat eşitliğinden söz etmek mümkün müdür?

Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, 12.01.2008 tarihinde yaptığı açıklamada, meslek liseleriyle ilgili sorunun önümüzde yıl ortadan kalkacağını söyledi. Ayrıca Recep Tayyip ERDOĞAN, “Batı’da meslek liselerinden mezun olanlar meslek edinerek mezun oluyorlar.” diyerek, mevcut sorunun boyutlarını vurguladı.

Başbakanımız, bahsi geçen liselerin sorunlarını açıkça dile getirmiştir. Bu liselerin sorunları ve statülerinin nasıl olması gerektiğini de belirtmiştir. Bu sorun, yıllardır birçok gencin hayallerini yıkmış, onların önlerini kapatmıştır. İlköğretim okullarından henüz mezun olmuş bir çocuğun, ailesinin yönlendirmesi sonucu meslek liselerine gitmesiyle başlayan bu sorun, gencin liseden mezun olması ve gerçeklerle yüz yüze kalmasıyla oldukça dramatik bir hal almaktadır. Durum böyleyken, bu sorunun çözünün ve bu liselerden mezun olan gençlerin önlerinin açılmasının beklenmesi kadar doğal bir şey olamaz. Ancak çözüm sürecinde ne gibi siyasi rantların sağlanmaya çalışılacağını merakla beklemekteyim.

Çünkü sorun, sadece meslek liseleriyle ilgili bir sorun değildir; imam hatip liseleriyle de ilgili bir sorundur. Ülkemizde yaşayan insanların bir kısmı, bu sorunu laik-anti laik çerçevede değerlendirmektedir. Hatta yine aynı kesim, Atatürk ilke ve inkılâplarını da öne sürerek, özellikle imam hatip liselerinden mezun olan gençlerin önlerinin açılmasını istememektedir. Tabii burada olan, meslek liselerinden mezun olan gençlere oluyor. Yani kurunun yanında, yaş da yanıyor.

Artık eğitim ve öğretim ile ilgili kaygımız, eğitim düzeyinin kalitesiyle ilgili olmalıdır. Ülkemizdeki bilim düzeyinin yükselmesi, eğitimden sorumlu olanların kalitelerinin yükselmesi olmalıdır. Yani hedef, birey olmalıdır. Bireyin kalitesini ve donanımını nasıl arttırabiliriz, bunu düşünmeliyiz. Tabii ki bunu yaparken de, her türlü siyasi istismar ve ranttan uzak bir şekilde, rasyonel davranmalıyız.

Ak Parti’nin amacı ne? Meslek liseleri ve imam hatip liselerinde mağdur olan gençlerin önlerini açmak mı? Anayasamızda belirtildiği gibi, fırsat eşitliğini sağlamak mı? Bilimin gelişmesini sağlamak mı? Yoksa bir sonraki seçimlere yatırım yapmak mı? İşte bu soruların cevapları, Ak Parti’nin de amacının ne olduğunu ortaya koyacaktır.

 
Toplam blog
: 44
: 1133
Kayıt tarihi
: 10.12.07
 
 

Karadeniz Teknik Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Kitap okumayı, yazı yaz..