Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '11

 
Kategori
Spor
 

Hepimiz Aziz Yıldırımız!

Hepimiz Aziz Yıldırımız!
 

Kişilerin yaptığı camialara mal edilemez! 

..mi? 

21 Temmuz tarihinde Fenerbahçe Spor Kulübü resmi internet sitesinde Aziz Yıldırım’ın “Ben Aziz Yıldırım, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı.” diye başlayan bir mektubu yayınlandı. Mektubunda yazdıklarını, duygularını, coşkularını ve üzüntülerini anlayabiliyoruz. Ancak, kendini kısaca tanıttığı ilk bölümden hemen sonra, daha ikinci paragrafta yazdığı cümle kamuoyu tarafından çok fazla önemsenmedi ama aslında oldukça önemli ve tartışılmaya değer. Şöyle diyordu Aziz Yıldırım: 

“Spor sevdalısı, ama daha da fazla Fenerbahçe sevdalısıyım.” 

Aslında yeni bir şey değil. Şimdi bunu cebe koyup, gelin Aralık 2009 tarihinde yayınlanan FB Dergisinde yer alan Aziz Yıldırım'ın başyazısına bir göz atalım: 

"Benim ve arkadaşlarım için tek öncelik var; o da Fenerbahçe'nin başarısı. Başarımızı engellemek için hakkımızı yemeye teşebbüs eden, kimler olursa olsun, karşısında biz olacağız ve haklarımız için sonuna kadar mücadele edeceğiz.” 

O gün yazdığımız yazıda da bunu eleştirmiş ve “sanki sportif konularda bir açıklama değil, adeta siyasi bir açıklama, mücadele manifestosu” demiştik. Yani “spor”u, ölümüne mücadeleye dönüştüren ve insanların rakiplerini düşman gibi görmeye başlamasına sebep olan bir zihniyetin tohumlarını eken bir açıklama. 

Ve aynı yazıda şöyle seslenmiştik: 

“Yanılıyorsunuz Sayın Yıldırım! Öncelik Fenerbahçe’nin başarısı olamaz. Öncelik, sporun asaleti ve ruhu olmalıdır! Sahalarda olaylara sebebiyet veren asıl kafa bu kafadır..” 

O gün Fenerbahçeliler bunu görmek yerine “ruhlarının okşanmışlığının verdiği sarhoşluk” içinde yaşamayı tercih ettiler. 

Bugün de “Hayır Sayın Yıldırım, daha fazla Fenerbahçe sevdalısı değil, daha fazla spor sevdalısı olmanız gerekir” demediklerini gözlemliyoruz. 

Hadi yeri gelmişken bir hatırlatma daha yapalım. Aziz Yıldırım’ın Mart 2010 tarihinde FB Dergisine yazdığı başyazıdan: 

“Biz ikinciliği hazmedemeyiz” 

Bunu söylediğinde de kimse Aziz Yıldırım’ı eleştirmedi. 

Yazılarımızda bunu dile getirdiğimizde, “bu ‘spor’ düşmanlığına ses çıkarmamak; bunu sahiplenmek, aynı fikirde olmak demektir” dediğimizde ise Fenerbahçelilerin eleştiri oklarına hedef olan hep biz olduk. Oysa ikinciliği “hazmedememek” ile “başarı olarak görmemek” arasında fark vardı. 

Altını özenle çizelim: Eğer yapıldı ise; yapılan şike ve teşvik suçlarını yaptıran sebep bu zihniyet değil midir? 

Kulübünüzü “spor”dan daha fazla severseniz, “spor”u kulübünün başarısından daha öncelikli tutmazsanız, birincilik dışında hiç bir sonucu “hazmedemezseniz”, her maçta galibiyet dışındaki sonucun utanç olduğunu düşünürseniz, mağlup olmanızın sebebinizin galip gelmek için ter akıtmış olan rakibinizden de kaynaklanabileceğini kabullenmezseniz, ikinci olduğunuzda madalya törenlerine çıkacak kadar centilmen olamazsanız… 

Spor adamı değil, hep skor adamı olursunuz. (*) 

Türk sporunun gelişmesinin önündeki en büyük engel bu yaklaşım ve sadece kazanmaya dayalı "spor"dan uzak anlayıştır.. 

Anlamak bu kadar zor mu? Sadece ve sürekli Fenerbahçe’nin kazanması demek, Türk sporunun kaybetmesi demektir. 

"Marka değeri"ni sadece Erman Toroğlu'nun susturulmasında mı hatırlayacağız? 

………. 

Yani… 

Bütün bu anlattıklarımızdan sonra… 

“Bunlarda bir beis görmüyoruz” mu diyorsunuz? 

Yani… 

“Hepimiz Aziz Yıldırımız” mı diyorsunuz? 

E öyleyse? 

Başta sorduğumuzu tekrarlayalım: 

Kişilerin yaptığı camialara mal edilemez!... mi? 

 

(*) blog.milliyet.com.tr/Iddia_ediyorum__Aziz_Yildirim_bir__Spor_Adami__degildir_/Blog/ 

********** 

Yazarın notu:  

1-Camia isterse farklı düşünsün, işin içinde başkanı veya yöneticileri varsa, yapılan her şey camiaya mal edilir. Tek fark, camianın bu durumu hak edip hak etmediği ve camiaya yazık olup olmadığıdır! Yazımızın konusu da budur. 

2-Ercan Saatçi bugün köşelerinden buyurmuşlar: Diyelim ki Fenerbahçe ve bazı kulüpler küme düşürüldü. Peki ya sonra. “3-5 suçlu ya da şüpheli için 1000 kişilik bir kasabaya bomba atıp temizledik, hadi sıfırdan tertemiz başlayın” mı denecek?” Bu sorunun cevabı yazımızda var zaten. E zamanında ezeli rakibine galiz küfürleri kullandığı ortaya çıktığında onu kınamak yerine FBTV’den bilgi sızdıranla ilgili açıklama yaparak hedef şaşırtmaya çalışan kimdi dersiniz? 

3-Hakan Bilal Kutlualp’in 12 Şubat 2010 tarihinde yaptığı açıklamayı da hatırlatalım: ''Rakibimizin transferlerini eleştirmek, şampiyonlularına şans demek Fenerbahçe'nin büyüklüğüne yakışmaz. İnsanların kulübümüze antipatiyle bakmasına neden olur. Dolayısıyla bu kavgacı zihniyetin sahibi artık gitmeli'.. Galatasaray camiası Fenerbahçe'nin en büyük rakibidir, ama düşmanı değildir. Düşmanlık yaratmanın anlamı ne?" 

4-Aziz Yıldırım’ın açıklamasındaki şu ifadeleri daha önce yazdığımız için ayrıca yorumlamayıp, daha önceki yorumlarımızın linklerini verelim. 

“Ulu Önder Atatürk’ün kulübüne başkanlık yaptığımı hiç aklımdan çıkarmadım.” (Atatürk’ün kulübünüze sempati ile yaklaştığını iddia etmek güzeldir ancak bazı hoş anılara dayanarak, kulübünüzü O’nun kulübü ilan etmek, aynı bencil zihniyettir!). 

http://blog.milliyet.com.tr/Ataturk_hangi_takimi_tutuyordu___1_/Blog/?BlogNo=278406 

http://blog.milliyet.com.tr/Ataturk_hangi_takimi_tutuyordu___2_/Blog/?BlogNo=279757 

http://blog.milliyet.com.tr/Ataturk_hangi_takimi_tutuyordu___3_/Blog/?BlogNo=281016 

“Darağacında olsam da son sözüm hep Fenerbahçe olacak” 

http://blog.milliyet.com.tr/Insanlar_ozgurluk_ugruna_olur_/Blog/?BlogNo=316541 

 
Toplam blog
: 293
: 1063
Kayıt tarihi
: 07.11.08
 
 

Sporun bir kavgadan çok; ahlak, mücadele, eğitim, zeka ve dürüstlük olduğuna inanıyorum. Doğaya, ..