Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '14

 
Kategori
Hukuk
 

Hukuk mu üstün, Devlet mi üstün?

Hukuk mu üstün, Devlet mi üstün?
 

Görsel alıntı


Hukuk mu üstündür, Devlet mi üstündür? Elbette sorunun cevabı tartışmasız hukukun üstünlüğüdür.

Hukuk insanlar arasındaki ilişkileri düzenleyen, toplumsal yaşamın gerçekleşmesini sağlayan hak düzenidir. Hukukun dalları ayrı, ayrı olsa da meyveleri aynıdır.

Kendi nefsine uyanlar haktan, adaletten ayrılırlar. Yeryüzü hak ve hukuk üzerine tesis edilmiştir. Hukuku ve adaleti güçlü kılmayan devlet yöneticileri burada veya esasta zararlarına katlanacaklardır.  

Hukuku devletten üstün tutan bütün ülkeler ilerlemeyi başarmış, mutluluğa ulaşmışlar. Devleti hukuktan üstün tutan ülkeler ise gerilemeye, mutsuz olmaya mahkûm olmuşlardır. Hukukun üstünlüğü, toplumu ve devleti birlikte güçlü kılar.

Hukuk devletten üstün tutulduğunda toplumsal irade her alanda yeniden düzenlemeyi anlayış ve felsefeyi getirir. Ne acıdır ki ülkeyi yönetenler kendilerini ( Devleti ) hukuktan daha üstün görmektedirler. Hukuk söz ve söylemlerle üstün tutulmaz. Hukuk özde üstün tutulmalıdır.

Devlet hep var olmalı ve güçlü olmalı, gücünü toplumun yararına kullanmalı. Ancak, “ daha az devlet iyidir” kamu alanının daraltılması” yerelin ve halkın alanının genişletilmesi yararlıdır.

Bir ülke ancak güçlü ve üstün hukukla, halkın gücünü, seferber ettiğinde hızla ilerler, sistem daha iyi işler gelişmede ekonomide, kalkınmada çağdaşlık seviyesine ulaşır.

Bir ülkenin yönetim biçimi ve yönetim felsefesi mutlak surette içinde barındırdığı tüm toplumun tarihinden, kültüründen, inançlarından ve birikimlerinden meydana gelmelidir.  

Bir toplumda hukuk güçsüz ve korumasız ise halk bulduğu ile iktifa eder, güne ve günün verdiklerine de şükrederek, sessiz, sedasız yaşamaya başlar.  

“ En büyük Türkiye”, Bir Türk dünyaya Bedeldir” sloganlarıyla, böbürlenmelerle bir yere varılamayacağını anlamalıyız. Dışlanmışlık psikolojisi toplumu içine kapamış bir hale getirmemelidir. Böyle bir durum vaki olduğunda toplumu küreselleşen dünya ile bütünleşmesini engeller.  

Şaşkınlık içinde her kes kendine bir kurtuluş reçetesi aramamalıdır. Toplum kaybedilen değerleri yakalamak için biçimsel anlayışlara takılıp kalmamalı. Aksi halde durum zihniyetler arası kemikleşmeye, gruplaşmaya ve hatta çatışmaya dönüştürebilir.  

Toplumda hafızalar zayıflamış, geçmişinden ve çağından uzaklaşmış yabancılaşma nişaneleri zuhur etmiş ise, ülkede gündem inananlar, inanmayanlar, laikler-anti laikler gibi çözümsüz konular etrafında bloklaşıyorsa durum vahim olur.

Seçkinler ve elitler saç-saça, baş-başa kavga ederse, devlet toplumun diğer bir kesimini dayatmalarla yönlendireceğini sanırsa, toplumsal barış ve uzlaşma tehdit altında olursa sade halk bütün bu tartışmaların çok uzağında kalır.  

Halkın gündemi daha iyi bir geçim, daha konforlu bir yaşam, daha iyi sağlık, daha iyi eğitim ve benzeri koşullara kavuşmaktır.

Ülkemizde yönetime talip olanlar kendilerini üstün ve güçlü, toplumu oy aleti, hukuku ise seruma muhtaç bir hasta olarak görmemeli. Öncelikle ve ivedilikle hukukun sağlığı ve üstünlüğü için gereken tüm müdahaleler yapılmalı.

 

Dün Soma şehitleri için nasıl üstün oldu kukuk, adalet,  

Lekeli diller, kötü gözler, gizli eller araya girmedi tavassut,

Sahte imzalarla ortaya çıktı Soma'da yapılan bütün rezalet,  

Şehitlerin hakkını patronlardan al teslim et, üstün adalet,

Canım ülkem, gel hukuku el birliği ile güçlü et ey devlet,

 

“Devlet topluma ayağıyla gitmez”  önemli sözün karşılığı “bekleyen mi var”? Devlet tehditle, sopayla, bağırıp çağırmayla halka gideceğine hiç gitmesin yerinde otursun böbürlensin.

Devlet kendisini hukuktan üstün ve güçlü, seçilenleri etkin, atanmışları etkisiz, toplumu pasif gördüğü müddetçe hukukun üstünlüğünden söz edilemez. Ülke ileriye gitmez, gelişmez, insanlar mutlu olmaz. İlerleyemeyen ülkeler umutsuzluğa ve gerilemeye mahkûm olurlar.

Çare seçilmişler, atanmışlar dahil, tüm toplum hukukun üstünlüğünü kabul ettiğinde ülkeye huzur ve güven gelir, ilerlemiş, gelişmiş ülkeler arasında yer bulur.

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN                                                                                        

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..