Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

İçimizdeki Tokyolular :)

İçimizdeki Tokyolular :)
 

İçimizdeki Tokyolular


Beşinci kez katıldığımız Olimpiyat yarışında İstanbul'umuzun rakipleri ekonomik sıkıntılarıyla bilinen İspanya'nın Madrid'i ile nükleer felaketin sarsıntılarını hâlâ tam atlatamadığı düşünülen, daha doğrusu bizim öyle sandığımız, Japonya'nın Tokyo'suydu. Yarışı kazanan, daha önce de Olimpiyatları düzenleyen Tokyo olurken kaybeden Madrid ile İstanbul oldu. Bu Japonlar, yaman adamlar vesselam... :)

İşin teknik kısmını elbette bilemem. Ama yine de gerçekten önemi hak eden Olimpiyatları, en az rakiplerimiz kadar önemsediğimiz ortada. Ortaya koyduğumuz para ve yapmayı planladığımız tesisler arzumuzun ispatı bir yerde. Ama yetmedi. Aslında basına yansıyan tanıtım videolarına göre biz daha iyiydik! :) Şaka bir yana... Sadece bu tanıtımlardan yola çıkınca "Masa başında mı kaybettik acaba?" sorusu aklımıza gelebilir. Ve bu soru, asıl sorunların üstünü örtmemize neden olabilir. Şapkayı önümüze koyup düşünmek daha mantıklı.

İlk turda Tokyo direkt finale kalırken, İstanbul ile Madrid beraberliği bozmak için bir kez daha oylamaya katıldılar. Ve İstanbul finale kaldı. Finaldeyse hepinizin malumu, kaybettik. Bundan bahsetmemin nedeni kaybedişimizin nedenini komplo teorileriyle açıklamaya çalışanlar olmasıdır. Yenilgimizi Müslüman bir ülke olduğumuz için dünyanın bizi sevmemesine bağlayanlar var... Bu doğru olsaydı, finale kadar gelmemiz mümkün olabilir miydi acaba?

O bakımdan ikinci tur için Madrid ile yarışmamızın ve onları geçmemizin Allah'ın bir lütfu olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde kendimizi kandırmaktan kurtulduk bence. Müslüman karşıtı olan bir sistemin Madrid varken İstanbul'u finale taşımayacağını kabul etmemiz gerekiyor. Demek ki mesele Müslüman karşıtlığı falan değil! Yine aynı sistemin daha önce bize birçok organizasyonu verdiğini ve bizim de üstesinden geldiğimizi belirtmekte fayda var. Uzanamadığımız ciğer olayına çevirmenin bir anlamı yok! Haydi daha çok çalışmaya... :)

Bir başka nokta... Olimpiyatları alamamıza sevinmek... Evet, maalesef Olimpiyatları alamadığımız için üzülen milyonların aksine bir de açık açık sevinen hatta kutlama yapanlar var. Bunun nedeni ise Olimpiyatların da ülkemizdeki her şey gibi siyasi malzeme olmaktan kurtulamaması. :)

Gerçekten insanları spor sevgisiyle birleştirmek amacında olan Olimpiyatlar, bizim insanlarımızı ayırdı. Ya da bizim insanlarımız ayrılmak için bir bahane daha üretti... Ne trajik bir durum? Dünyada bu işler nasıl oluyor acaba? Mesela İspanyollar sevindi mi kaybetmelerine? Öyle ya ekonomik sıkıntıları var... Yoksa Japonlar'ın kazandıklarında gözlerinden akan yaşlar sevinç gözyaşları değil miydi? Acaba adamlar "Allah kahretsin, gene kazandık!" mı diyorlardı içlerinden? :) Kim bilir belki de... Nitekim yapılan anketlerde ne Japonlar ne de İspanyollar bizim kadar istemiyordu Olimpiyatları!

Kanunlar çerçevesinde insanların şiddet ve ahlaksızlık dışındaki eylemlerine toleranslıyımdır aslında. Sonuçta demokratik bir ülkedeyiz... İnsanlar istediklerini savunabilir, savunabilmeli! Aynı mantıkla yapılanın yanlış olduğunu söylemekte de beis olmamalı. O bakımdan tümüyle ülke menfaatine olan bir şeye karşı çıkmanın mantığını anlamakta zorlanıyorum...

Tanıtım videosunda her kesimden insan olmasına rağmen "Bak bak, kendileri bile türbanlı koymamışlar!" diye yalan haber yapanların amacı ne olabilir? Hele hele planlanan tesisler hakkında "Daha sonra kullanılacak mı ki?" gibi cümleler kurarak ahkâm kesen sözde spor adamlarının asıl derdini merak ediyorum... İspanya'da Olimpiyatlar'a bu derece karşı olan spor adamı var mıdır? Hatta Japonya'da, Tokyo'da İstanbul'un adaylığına bu kadar karşı olan spor adamı var mıdır? Merak ediyorum...

Ayrılmak isterseniz, yeterince neden bulursunuz. Birleşmek isterseniz yine ve daha fazla neden bulursunuz... Ancak her fırsatta nifak tohumları ekmek... Bu yol, yol değil! Hem "öz eleştiri yapmak istemeyenler"e hem de "içimizdeki Tokyolular"a duyurulur...

  

 
Toplam blog
: 103
: 409
Kayıt tarihi
: 10.09.10
 
 

Kısaca kendimi tanıtacak olursam "Evlat, eş, baba, öğretmen, yönetici, yazar ve tabii ki okur." y..