Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '07

 
Kategori
İftar Sofraları
 

İftarda yanlızlık ya da kimsesizliğe mersiye!

İftarda yanlızlık ya da kimsesizliğe mersiye!
 

Kimdir yalnız olan? Yanında kimse olmayan mı, yoksa yalnız olduğunu söyleyebileceği kimsesi olmamak mı? Yalnızlığı tattım bugün. Güzel miydi? “Güzeldi.” demeyi çok isterdim, ama değildi. Asıl yalnız olan kişi; iftarda sofraya yalnız oturan kişidir. “Vakit yaklaştı git fırından taze pide al.” sesini duymayı, “güzel oldu bu çorba” değil “Yine beceremedin yemek yapmasını, haydi dışarıda kebap yiyelim.” lafını bile o kadar özledim ki bu akşam. Sanırım bir çorba reklamında geçiyordu ramazan birlikteliktir diye. Gerçekten öyleymiş.

İftar sofralarının güzelliği yemeklerin lezizliğinden değil paylaşılan dostluklardan kaynaklanıyormuş. Yaklaşık altı yıl önceydi. Rize’den Trabzon’a gelirken iftar saati yolculuğumuza denk gelirdi. Hep aynı yolcular olurduk ve aramızda bir sıra yapmadığımız halde kimimiz pide, kimimiz mandalina alır, iftarı otobüste yapardık. İftarı yalnız yaptığım bu akşam o günleri hatırladım. Ve evimde yalnız başıma iftar açmaktansa hiç tanımadığım kişilerle şehirlerarası otobüslerde iftar yapmayı, pide-mandalina yemeyi tercih ederdim.

Nasıl bir duyguymuş bu yalnızlık ki açlığın bile önüne geçiyor. Tövbe billâh bir daha evde yalnız iftar yaparsam. Küçük bir mahalle kahvesinde, çay simitle iftar yapmak, evde en güzel yemekleri yalnız yemekten daha iyidir.

Nice şairimize ilham vermiş bu yalnızlık. Azıcık hafızamı zorladığımda sadece ben değil birçok şairimizin yalnızlıktan muzdarip olduğunu gördüm. Sözü usta(t)lara bırakarak, yalnız kalmamanızı ümit ediyor ve ben kalabalığa karışmak istiyorum. İftarda ve kalabalıklarda yalnız kalmamanız temennisiyle.

Hiç kimse yok kimsesiz,

Herkesin var kimsesi.

Kimsesiz kaldım,

Yetiş ey kimsesizler kimsesi! (Ruşeni)

KİMSESİZLİK

Gözlerimde parıltısı bakır bir tasın,
Kulaklarım komşuların ayak sesinde.
Varsın gene bir yudum su veren olmasın,
Başucumda biri bana “su yok” desin de. (Kemalettin KAMU)

YALNIZLIK ŞİİRİ

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,

Nasıl korku verir sessizlik insana;

İnsan nasıl konuşur kendisiyle;

Nasıl koşar aynalara,

Bir cana hasret,

Bilmezler. (O.V. KANIK)

GAZEL
Ne yanar kimse bana ateş-i dilden özge
Ne açar kimse kapum bad-ı sabadan gayrı (FUZULİ)

(Ne yanar kimse bana gonul atesinden baska,
ne acar kimse kapimi sabah ruzgarindan baska)

NERDESİN?
...Geceleyin bir ses böler uykumu,
İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?
Arıyorum yıllar var ki ben onu,
Aşıkıyım beni çağıran bu sesin… (A. Kutsi TECER)

GÜL, SONBAHAR, SONRA
Bir gül yaprağısın uzakta
Hayal gibi yok musun, var mısın?
Yalnızım, dertliyim, çaresizim
Duyar mısın? ( Feyzi HALICI)

BÜYÜK YALNIZLIK
Önce çaresizlik çaldı kapıları
Sonra yoksulluk
Bütün âşina çehreler silindi aynalardan
Bir anda boşaldı dünya
Yapayalnız kaldık

Tez tükendi umut ekmeği
Bitiverdi suların hayali
Çevirdik derin bir karanlığa gözlerimizi
Sen ey büyük yalnızlık
Bir sen terketmedin bizi (Ümit Yaşar Oğuzcan)

YALNIZLIK ŞİİRİ
karanlığın insanı delirten bir ihtişamı vardır
yıldızlar aydınlık fikirler gibi havada salkım salkım
bu gece dağ başları kadar yalnızım… (Attilâ İLHAN)

YALNIZSIN
…Rüzgâr okşamaktayken anne gibi tenini
Gecenin kolları sessizce yakalar seni

Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını
Anlarsın yalnızlığı ve yalnız kaldığını... (Nurullah GENÇ)

KALDIRIMLAR
…Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum (N.Fazıl KISAKÜREK)

 
Toplam blog
: 16
: 1276
Kayıt tarihi
: 31.05.07
 
 

1978 Yılı temmuz ayında Trabzon'un Çaykara ilçesinin yüksek bir yaylasında doğmuşum (rakım 2400). KT..