Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '10

 
Kategori
Güncel
 

İki haber ve hal-i pürmelâlimiz…

İki haber ve hal-i pürmelâlimiz…
 

Ülkemizin hangi garip ve alçaltıcı durumlardan geçirildiğini gösteren iki haber bu sabah peş peşe medyada. Birincisi:

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ’ın da aralarında bulunduğu 196 emekli ve muvazzaf subay hakkında açılan dava Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı tarafından onaylanarak 10. Ağır Ceza Mahkemesi ’ne gönderildi. Kuvvet komutanları ve subayların darbe girişiminde bulundukları gerekçesiyle TCK’nın 312. Maddesi’nde belirtilen ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini silah zoruyla ortadan kaldırmaya teşebbüs ’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.

Dikkatle incelendiğinde, hiçde üzerinde durulacak bir durum değil. İlker Başbuğ’un dediği gibi Ordu üzerinden aşağılık bir asimetrik savaş sürdürülüyor. Kendileri diz çökmekte hiçbir sakınca görmeyenler, ordunun moralini bozmak, şevkini kırmak, ellerinden gelirse diz çöktürmek veya bir zamanlar Endonezya örneğinde olduğu gibi ele geçirmek istiyorlar. Bu iş içinde özel görevlendirdikleri savcılar, hayallerini iddialaştırarak, şerefli Türk subayının karalanması için gereken her şeyi yapıyor. Başarıya ulaşamayacaklarını kendileri de biliyor. En basit sebep, askerlik yapan her Türk vatandaşı bilirki, askeriyede bir ast, üstünün emir ve komutası olmadan hiçbir şey yapamaz. O zaman bu tür iddiaları ciddiye almaya kalktığınızda hemen akla “bu askerlerin üstü nerede?” sorusu gelir. Eğer suç varsa baş suçlusu dönemin genelkurmay başkanıdır. Ve sorgulanmamıştır bile. Bu itibarla mahkeme en kısa zamanda kanunları uygulayacak, o kişileri bereat ettirecektir. Günümüze kadar Silivri yerleşkesi şerefli vatanseverler için bir toplama kampı görevi görüyordu. AKP bir yıl sonraki seçimleri kazanamayacağını anladı ki, savcılarına kampı yavaş yavaş boşaltma emri verdi. İkinci haber,

“Önceki gün gazeteci Uğur Dündar’ın sorularını cevaplayan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, terörist cenazesinde açılan bir pankarta ve cenazeye katılan milletvekiline sert tepki göstermişti. Başbuğ’un kızdığı pankart, 25 Haziran 2010’da terörist Mehmet Ali Melik’in cenazesinde açılmıştı. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada öldürülen Melik’in Şanlıurfa’da yapılan cenazesine 2 bin kişi katılmış, PKK’yı simgeleyen renklerde bezlere sarılan tabutu Şanlıurfa Belediyesi’ne ait resmi araçla camiye götürüldü. Öcalan ve PKK sloganları eşliğinde cenaze namazı kılınan Melik, daha sonra BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binici’nin de katıldığı törenle toprağa verilmişti. İşte bu görüntüler, açılan pankart ve vekilin cenazede boy göstermesiydi Başbuğ’u sinirlendiren.

Vekil yine cenazede

Ancak Genelkurmay Başkanı’nın sert çıktığı konuşmanın hemen ardından, yani önceki gece geç saatlerde o pankart tekrar açıldı. Yer yine Şanlıurfa’ydı. Üsteğmen Mustafa Çuhadar ile bir askerin ve 3 korucunun şehit olduğu 1 Temmuz’da Siirt’in Pervari ilçesinde çıkan çatışmada öldürülen teröristin cenazesinde ‘intikam’ pankartı açıldı. Öldürülen 12 PKK’lı arasında bulunan ‘Kemal Urfa’ kod adlı 24 yaşındaki Yasin Özmen’in cenaze töreni örgüt yanlılarının gövde gösterisine döndü. İlçede cenazeyi yaklaşık 2 bin kişi meşale yakıp, ‘PKK’, ‘Öcalan’ ve ‘intikam’ sloganlarıyla karşıladı. Üstelik Başbuğ’un ‘Dağa git’ diye kızdığı milletvekili İbrahim Binici bu cenazeye de gelmişti. Cenazede Binici’nin yanı sıra, BDP Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Ayhan, PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile örgütün Kuzey Irak’taki elebaşılarından Murat Karayılan’ın kardeşi Bozan Karayılan da vardı”

İşte ikinci haberimiz de bu. Benim vergilerimle aylık alan bir vekil, benim evladımı şehit eden teröristin cenazesinde bulunuyor. Belediye her türlü desteği veriyor. Taraftarlar miting şeklinde cenaze töreni yapıyorlar.

Vatansever subaylarımızı mahkûm edebilmek için insanüstü çalışma yapan savcılarımız, yandaki resmi görmüyor. Buna ne denebilir ki?

07/07/2010

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..