Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '07

 
Kategori
İlişkiler
 

İlişkilerde yalanın getirdikleri

İlişkilerde yalanın getirdikleri
 

İlişkilerde yalan söylemek biz insanoğlunun en önemli özelliklerinden biridir. İkili ilişkilerde yalan söylemek zorunda kalmamız neden hep olmak zorunda? Hani birilerinin beyaz yada pembe yada siyah dediği yalanlar seçmesi var ya ? Tam bir zıvanalık bir durum? Kim tespit ediyor bunların rengini? Yaprağa, toprağa, ağaca verilmiş renk gibi, yaşamın doğasında verilmiş bir renk midir yalanın renkleri? Peki ikili ilişkilerde başvurduğumuz bu yalanlar bizi ne kadar kurtarıyor ya da ne kadar yüceltiyor?

İş ilişkilerinde en çok hangi yalan türü kullanılır? Aşk, meşk, evlilikte hangi yalanlara başvurulur? Bunun tespitini de kimin yaptığını merak ediyorum doğrusu.. Ama şu bir gerçek ki, hangi ilişki de olursa olsun, söylenen yalanın türü ne olursa olsun, doğru bir iş yapılmadığı muhakkaktır.

Bir sosyolog’un tespitine göre toplumda en çok yalanı biz erkekler söylüyormuşuz. Peki, bir başka sosyologa göre de kadınların da kayda değer bir biçimde çok yalan söylediği belirtiliyor. Peki hangisi doğru? Dişi ve erkek cenahlı toplumlarda, yalan söylemenin lisanslı sahibi hangi cins taraf? Gerçekten her iki tarafta eşit ağırlıkta yalan söylüyorsa, bu yalanlar neden söylenmiyor?

Sosyologların ne söylediği benim çok da fazla umurumda değil. Ben yaşadıklarımla ve gördüklerimle örnekliyorum hayatı. Toplum içinde her iki tarafta oldukça fazla yalan söylüyor. Ama her iki cinsin de, kendi alanlarında uzmanlaştıkları bir yalan söyleme biçim ve üslupları var. Mesela, erkekler kendi hemcinsleri ile berberken oldukça fazla yalan söylüyorlar, malum üstünlük ve altta kalmama meselesi. İş yaşamında söylenen yalanların da binlerce çeşidi var. Çoğu zaman bunlara başvurmuşuzdur. Fakat buradaki ilişkiler, işle sınırlı olduğu için, belki bir daha söylenmeyeceği için ya da söylenen yalanın olabilirliği olduğu için karşı taraf nezdinde bir çeşit kabul edilebilirliği her zaman makul. Örneğin, bir iş toplantısına gidiyorsunuz ve geç kaldınız !. Ne olacak? Hemen küçük bir yalan uydurmak durumundasınız? Ya, misafiriniz gelmiştir, ya arabanız arızalanmıştır, ya trafiğe takılmışsınızdır, ya da taksi sizi farklı bir yoldan getirmiştir. Bunların hepsinin olabilirliği ve telafisi mümkündür. Tartışmaya hacet yok. Erkeklerin yalanlarını da burada fazla anlatmaya gerek yok. Bu konuda ne kadar usta olduğumuz bilinmekte. Peki ya kadınlar ? Kadınlar neden bu kadar çok yalan söyler? Kadınlar en çok eşlerine, sevgililerine yalan söyler. Burada yine sosyologlara ya da psikologlara başvurulabilinir ama ben kendi gözlemimi söyleyeyim. Birincisi, eğer kadın bir konu hakkında yalan söylemişse, bu karşısındakinden ya korktuğu içindir, ya da karşısındakinin saflığından ve iyi niyetinden faydalanarak onu aptal yerine koyuyordur, ya da kişisel bir menfaati vardır.

Bu örnekler çoğaltılabilir ama kadın ve erkek arasındaki ikili ilişkinin içine yalan bulaşmışsa, o ilişkinin bir ayağı
çamura batmıştır. Bunda her iki tarafta da suç aramak mümkündür. Erkeğin davranışları, erkeğin ilgisizliği yada aşırı ilgisi, kıskançlık yada kıskandırma yada kendince bir oyun oynama.. Aldatmayı bile bir oyun kurgusunda yaparlar kendilerince ve karşısındakine yalan söylerler? Nasıl bir oyunsa artık bu? Öyle davranışlar içinde olurlar ki, bazen bu sonu tasvir edilemeyecek, istenmeyecek durumlara çıkar.

Peki, bir erkek bir kadının yalan söylediğini anlayabilir mi? Bence her erkek anlayamaz? Evet, bunu iddia ediyorum. Aynı şey kadınlar içinde geçerli. Ama birileri şimdi çıkıp da kadın sezgisinden bahsedecek. Kadın şöyle anlar, böyle hisseder diyecek. Evet böyle bir olasılık var, bunu da inkar etmiyorum ama asıl önemli olan nedir biliyor musunuz? Karşısındaki kişiyi çok iyi tanıyan, her huyunu, her karakterini iyi bilen ve gerçekten seven bir insan karşısındakinin yalan söylediğini çok rahatlıkla anlayabilir. Ama bir gerçek var ki, bu özelliklerin hepsine sahip olsanız bile, yani, hem karşınızdakini seviyor, hem tanıyor, hem de onun her özelliğini biliyor olsanız bile bunlar yeterli olmayabiliyor. O kişiyi çok iyi gözlemleyip, gözünüz kapalı tanımlayabiliyorsanız, ses tonundan, bir bakışından ne söylemek istediğini anlayabiliyorsanız, size seslenişinden bile ne istediğini anlayabilip, hemen harekete geçebiliyorsanız, bir perdenin arkasında olsanız bile onun o zaman bilirsiniz, hissedersiniz ne yaptığını. Hele hele ki, yaptıklarına bir de vücutsal hareketlerde eklenirse, ne kadar yemin etse bile, yalan söylediğini anlarsınız? Bazılarını ispatlayamazsınız belki ama ya ispatlanabileneler ? o zaman ne olacak ?

Peki bu yalanların ilişkilere zarar boyutu nedir? İşte orası çok daha uzun bir yazının mevzuu ama şu bir gerçek ki, özellikle kadın ve erkek ilişkilerinde, ilişkiye yalan bulaşmışsa ve gerek objektif, gerek sübjektif bu yalanları yakalamışsanız ve ispatlamışsanız, benzerlerini bir kez daha farklı yollarda olsa bile yakalamamanız mümkün değil. Ve zedelenen ilişkilerde, karşılıklı bir daha olmayacağına dair, yapılmayacağına ve söylenmeyeceğine dair sözler verilmişse ve yine yapılmışsa, bu ilişkinin adını nasıl koymak gerekir? Ya da bu ilişkinin istikameti, geleceği nasıl şekillenir?

İlişkilerin zemininin sağlam olması için rengi ne olursa olsun yalan olmamalı. Yalanın olduğu yerde güven de olmaz. Bir ilişkide güven yoksa zaten ona ilişki demekte pek doğru değildir. Peki söylenen yalanların ispatlananması neticesinde neler olur ? Maddi, manevi Çok şey olabilir ? Belki bunlar giderilebilir. Ama ya kırılan kalp, yitirilen onur, gurur, güven, masumiyet ve sevgi ne olur ?

Dilin kemiği yok. Dil yalan söyler ama vücut asla. Hiç kimse yalanı sürekli sürdürecek kadar zeki değildir...Ve hiç kimse de bu yalanlara sonsuza kadar inanacak kadar saf değil... Dürüstlük, en büyük erdemdir. Rahmetli annemin bir sözüyle yazımı bitireyim.

“ne kadar yalan söylersen, bir gün o kadar ayağına dolanır”

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..