Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Haziran '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İlla da gidecekseniz, neden bir Köy olmasın?

İlla da gidecekseniz, neden bir Köy olmasın?
 

İnsanlar, kısa da olsa alınan iznini, sıcakların etkisini azaltmak amacıyla uzaklara kaçmalar ve tatil olarak değerlendirme telâşında.

Herkes, kendinden mi kaçıyor, insanlardan mı kaçıyor, sıcaklardan mı kaçıyor, şehrin şaşalı o gürültü patırtısından kaçıyor, Arapsaçına dönen trafiğinden mi kaçıyor, yoksa sevdiklerinden, dostlarından mı kaçıyor, inanın belli değil.

Ne ahde vefalar, ne Sıla-i Rahm’ler, ne de özlem gidermeler…

Sanki o devirler çoktan geçti. Ziyaretler ve özlemler gidermeler eskilerde kaldı…

Dedim ya, herkes kendince haklı gerekçeler bulmuş, uydurmuş bile…

Giden geldiği yerden, güler yüzle, mutlu ve huzurlu dönüyor, döndüğünü düşünüyor.

Gerçek insanları, insanların gerçek yüzünü, kaybolmamış birçok değeri burada gördüğünü söylüyor.

Öyle ki gelinen yerde -neresi olursa olsun- herkesin herkesle ilişki içinde olduğu, herkesin herkesi idare ettiği, derdini, kederini, huzurunu, mutluluğunu, kini, nefreti, memnuniyetini, gerçek gülümseyişi bulduğunu ifade ediyor

Kimlerin gittiği yerden ne kadar mutlu olduğunu, ne kadar ne olduğu anlaşılmayan yüz ifadelerinin samimiyetine mi inanıyorlar bilemiyorum; ama ben izin alıp gideceğim/gitmeyi düşündüğüm o dağ köylerindeki vefakâr, cefakâr, çilekeş ve “adam gibi adam olan” insanların gerçekçiliklerinden şüphem olmadığını biliyorum.

Eğer izin alabilirsem, herhalde kentin o kalabalığından sıyrılarak, kendimi soyutlayarak bir dağ köyüne kaçacağım.

Her şeyin gerçek olduğu, sahteliğin olmadığı, taze olan her çeşit yiyecek ve içeceğin bol olduğu, dağlarında, bağlarında ve belki bir çiçeğin vereceği hazzı ve mutluluğu tatmak için gideceğim.

Yoksa kalabalıktan kurtulayım, biraz rahatlayayım derken; yine başka, tanımadığın bir kalabalığın içine girmenin bir âlemi var mı?

Bence çok saçma, manasız ve anlamsız geliyor.

Sizce de öyle değil mi?

İnsanlar gideceği yerde, rahatlamak, huzur bulmak ister, insanların yüzlerindeki o ihanetleri, satılmışlıkları, hayal kırıklıklarını, sahtekârlıkları ve tahammülsüzlükleri görmek istemez.

Bu yüzden, hep tanıdık yüzlerden kaçmak için planlar yapar.

Bu yüzden, hep uzaklara kaçmak ister.

Tanımadıkları insanlar arasına girmek ister.

Adına ister tatil deyin, ister uzaklaşma deyin, ister mutlu olmak deyin; artık ne derseniz deyin, insanlar bilmediği, tanımadığı diyarlara gitmektedir?

Bu diyarlardan biri de neden dağ köyleri, su sesinin, kuş seslerinin, dağın, ağacın, tertemiz havanın bulunduğu herhangi bir köy yeri olmasın ki…


Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

   

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..