Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '08

 
Kategori
Felsefe
 

İslam'da felsefi düşünce akımlarının kaynakları-2

Tanrı Evren'in neresinde; içinde mi yoksa dışında mı?

İşte bu soruya verilen farklı düşünceler ve yorumlar, İslam dinindeki "İslami Düşünce Akımları"nın ortaya çıkmasına neden olmuştur.

İnsanın ve iradesinin özgür olup olmadığı sorunlarının akıl yolu ile çözülüp çözülmeyeceğini savunan; inanç konularındaki görüş ve yorum farklılıklarına neden olan diğer bir felsefi düşünce akımı da tasavvuftur.

Tasavvuf :

Sözlük anlamı : Tanrı'nın niteliğini ve evrenin oluşumunu "varlık birliği(vahdet-i vücut) anlayışıyla açıklayan dini ve felsefi akım, İslam mistisizmi.

Mistisizm ne?

Tanrı'ya ve gerçeğe akıl ve araştırma yolu ile değil de, "gönül yolu" ile, duygu ve sevgi ile ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, gizemcilik.

Ansiklopedilerde de, tasavvuf şöyle açıklanıyor: Tanrı, evren ve insan ilişkilerini bir bütünlük içinde açıklamaya çalışan, insanın tanrısal erdemlerle bezenmesini amaçlayan dinsel ve felsefi düşünce.


Tasavvuf'un bir önceki bloğumda konu ettiğim "Kelam"dan farkı, gerçeğe "akıl yolu" yerine "gönül yolu" ulaşmak istemesidir. Zaten, bu farklı iki görüş ve düşünce, İslam dininde farklı "felsefi düşünce akımları"nın başlıca nedeni olmuştur.

Düşünsel alanda tasavvuf, varlığın bir bütünlük içinde açıklama çabasındadır. Var olanların kaynağında Tanrı vardır ve her şey Tanrı'nın varlığından ibarettir; Tanrı, bütün varlıklarda kendini ortaya koyar, bu varlıklarda görünür. Bu anlayış, Tanrı ile evrenin özdeş olduğu(bir ve aynı şey olduğu); Tanrı'nın evrenden ayrı ve bağımsız bir varlığı bulunmadığı anlamına gelmez. Çünkü İslam dinine göre, Allah evreni yaratmıştır; evrenden ayrı ve bağımsızdır.(1)

Ara Not : Burada naçizane bir yorum yapmak istiyorum, basit bir örnekle. Bir marangoz bir masa yapar; masanın yapımı sırasında kullandığı malzemelerde, yani masanım oluşumu sırasında, masanın her noktasında marangozun izleri vardır; ama marangoz yaptığı masanın dışında kalmıştır. Marangozum masanın içinde olması imkansızdır.

Bu duruma göre, varlık kuramı ile ilgili olarak iki farklı düşünce ortaya çıkmıştır:

"Biri : Evren ve Tanrı "öncesiz-sonrasızdır". Evren ve doğa dışında bir Tanrı yoktur; evren ve doğa Tanrı'nın kendisidir.

Diğeri : Tanrı evreni yaratmıştır; "evrenden ayrı ve bağımsız"dır.(2)

Tasavvuf felsefesi, sürekli olarak bu iki görüşün tartışmaları üzerinde odaklanmıştır. Her iki görüşün yanlıları, bir sonraki bloğumda değineceğim gibi, kendi düşüncelerini savunan "İslami akımlar"ın etrafında toplanmıştır.


"Tasavvuf, dinin dogmalarını, ileri sürdüğü ilke ve kuralları; yasaklamaları, buyrukları, ödevleri, yaptığı açıklamaları ve kullandığı sözcükleri, altında bambaşka ve derin anlamlar yatan dış görünüşler, örtüler ve kabuklar olarak görür. Bu örtüleri kaldırarak, simgelerin ötesine geçip derin ve gerçek anlama ulaşmak; insan yaşamının ve alın yazısının içyüzünü kavramak, tasavvufun başlıca amacıdır."(3)

Sonuç :
Tasavvuf düşüncesinin tümüyle İslamiyet'e özgü bir akım olmadığı, daha önceki dönemlerde, başka ülkelerde ve başka kültürlerde de bu doğrultuda görüşler ortaya atıldığı söylenmektedir. Ancak, tasavvuf, İslamiyet'te başlangıçta dışlanmış olsa bile sonradan güçlenip yaygınlaşmış ve kültürel hayatı etkileyen bir içerik kazanmıştır.


cdenizkent


Not : Çarşamba gününün konusu; İslami düşünce akımlarındanbiri olan "Kaderiye"dir

__________________ :

(1) Selahattin Hilav, Felsefe El Kitabı, s.69

(2) A.g.y.

(3) A.g.y.
, s.70
 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..