İstanbul'un susuzluğu resimlemeleri

Tam da tanıdıklardan email eki olarak, İstanbul ve Boğaz’da bir tür kuraklık manzarası içeren PhotoShop ya da benzeri bir programla montajlanarak yapıldığı anlaşılan bir kaç illüstrasyon (resimleme) almış ve "bunları her kim akıl etmişse helal olsun!" diye düşünürken, çalışmaları yapan sanatçı Ozan Karakoç’un da görüşlerini içeren haberi Milliyet'te de okudum.

Resimler tek başına ilk bakışta gerçekten insanın tüylerini diken diken edecek kadar çarpıcı ve sanatsal bağlamda oldukça yaratıcı. Buna karşılık konu sanatçının ifadesiyle yakın gelecekte İstanbul'u bekleyen kuraklık ve su sıkıntısıyla ilişkilendirildiğinde insanda "orada bir dakika durmak lazım" duygusu uyandırıyor. Çünkü yakın gelecekte İstanbul'u bekleyen deniz suyu kuraklığı ya da sıkıntısı değil; içme suyu yani tatlı su sıkıntısı olacaktır.

Resimlemelerde deniz kurutulmuş, fakat bunlardan birinde arka planda yeşil ağaçlar yerlerini koruyorlar. Oysa ki küresel ısınmanın aynı tempoda devamı halinde Türkiye ve İstanbul'da tatlı su sıkıntısı mutlaka olacaksa da denizler çekilmek ve kurumak şöyle dursun, kutuplardaki buzulların erimesi sonucu önümüzdeki 20 – 25 yıl zarfında 12 – 18 cm kadar yükselerek bu rakıma kadar olan sahil şeridini yutarak genişlemesi beklenmektedir. Tatlı su ihtiyacını karşılayamayan ağaçlık ve yeşil alanlar da büyük yangınlarla ortadan kalkacak veya geride kuru ağaçlardan oluşan hayalet ormanlar bırakacaktır.

Resim altı yazıdan ve "Yaptığım araştırmalarda İstanbul'un 2030'lardan sonra ciddi su sıkıntısıyla karşı karşıya kalacağını gördüm. Bunun üzerine 'Konuşmamız lazım' sloganıyla bu afişleri hazırladım... Belki forumun resmi tanıtım afişi için teklif alırım." ifadesinden sanatçının çalışmalarını 5. Dünya Su Forumu İstanbul için önerdiği anlaşılıyor. Forumun düzenleyenler nasıl düşünürler bilmem ama bence bilimsel ve kamuyu bilgilendirme amaçlı bir organizasyonda hedef kitleyi yanıltacak böylesi bir görsel çalışmanın forumu temsilen pek makul karşılanmayacağı ya da karşılanmaması gerektiği düşüncesindeyim. Sanatçımızın güzel resimlemelerini sanat bağlamında başka platformlarda sergilemesi daha yerinde olur gibi. Hatta haberi yazanlar tarafından "gerçek üstü" olarak nitelendirilen, bence "üstünden" ziyade "gerçek dışı bir durumu" kurgulayan bu eserler Internet ortamında emailler ve Milliyet gibi haber sitelerinde ve bu tür blog yazısına konu olup kitleye en geniş şekilde ulaşarak sanat misyonunu başarılı yerine getirmiştir de... İşin bilimsel bilgilendirici yanı ise maalesef yoktur; dahası yanıltıcıdır. "İstanbul susuz kalırsa böyle olacak!" biçimindeki Milliyet'in haber başlığının da bu yanılgıya ortak olmuş gibi bir hali var.

İlgili bağlantılar:

http://www.milliyet.com.tr/2007/03/16/son/sontur07.asp

http://www.milliyet.com.tr/2007/03/16/son/resim/foto3.jpg

http://www.milliyet.com.tr/2007/03/14/son/sonyas27.asp

http://www.ntvmsnbc.com/news/394313.asp

http://www.gazetevatan.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=05.02.2007&Newsid=107159&Categoryid=1