Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '10

 
Kategori
Siyaset
 

İthal et helâl mi?

İthal et helâl mi?
 

İTHAL ET, TÜRK HAYVANCILIĞININ İDAM EMRİDİR. CELLATLARA PRİM VERMEYELİM. BU ÜLKE BİZİM.


Ülke yönetimini elinde tutan seçilmişler ve bunların belirlediği atanmışlar, görev yaptıkları yerlerde taş üstüne taş koymak yerine taş üstünde taş bırakmamak için gayret edince her şeyin canına okunması gayet doğaldır.

Oluşan rezil durumu vatandaş fark etmesin diye bir bidon pembe boya alır şapada-şupada boyarsınız durum kurtulur. Hiç eksik bırakmadan her yeri pembe boyarsanız uzaktan bakıp bu eserin görüntüsünden mutlu olmanız da mümkündür. Ama ortada pembe boya işini iyi bir müteahhide verip çalmadan, yemeden, tam ve hakkıyla yaptırmak gerekiyor. Bari bunu tam yapın da onca pisliği iyi örtün.

İŞİN KRONİK KISMINI BIRAKIP KONUYA GELİRSEK:

Ülkemizde hayvancılık ve tarım meselesi zaten gün gibi ortada! Küresel şirketlerin ürünlerini ithal ederken hiçbir kontrol uygulamıyoruz. Bu ürünlerin içinde ne türlü hile hurda kullanılıyor, bilmiyoruz! Ama yerel ürünlerin tüketimi yerine bunları tercih ediyoruz. Bizler bilinçle hareket etmezsek birileri gelip bize: “Ey vatandaş bilinçlen!” demez ki!

Bu güne kadar ithal malı kullanmanın ne demek olduğunu öğrenemeyenlere son örnek ders olsun. Yıllar yılı tarım arazilerini fabrika ve kentleşme alanı olarak kullanmaya eğilimli politikalar sayesinde kentleşme ve sanayileşmeyi hep kaliteli tarım bölgelerinde arttırdık. Çukurova, Gediz, Bursa, İzmit, Ergene gibi bölgelerin sanayileşme bölgeleri olması tesadüf değildir. 20nci yy.’ın ortalarında Türkiye tarımın parlayan yıldızı iken bunu köreltmek için KASTEN VE TAMAMEN BİLİNÇLİ BİR TERCİH olarak uygulanan bu politikalar sonuçlarını 50-60 yıl içerisinde verdi. Türkiye gıda üretiminde muhtaç hale geldi. Buğday, mısır, ayçiçeği, pirinç, mercimek derken sırayla sebze ve meyve üretimimiz de dış etkenlerin eline geçti. Domates, biber, karpuz gibi birçok ürün artık ithal tohumlara mahkum hale getirildi.

Şimdi sıra hayvancılıkta: Trakya’da süt işini öğrenip 20nci yy. başında Avrupa’ya gidenler dünyanın süt ve süt ürünleri konusundaki en önemli üreticileri olmuş. Bu topraklar besicilik için en uygun bölge deniliyor. Bu güne kadar bunu dillendirmeyenlere sormak lazım. Neden şimdi? Bizler yıllardır: “Tarımsal üretim!”, “Hayvansal üretim!”, “Doğal ürünler!” diye bağırırken kulaklarınızda tıktığınız tomarlarda kaç dolar vardı?

Şimdi kalkmışlar, AB’nin emri ile planlar yapıyorlar! Sanayileşme diye içine pislettirdikleri topraklarda TAB (Tarımsal Alt Bölge) ve TOB (Tarımsal Organize Bölge) diye bölgeler, bölgecikler belirlemişler de… Beyefendiler tarımı hayvancılığı teşvik edeceklermiş!.. “Bi dur yaa!” “Yavaş ol bakiimm…” Tarım bu topraklarda icat edildi! Plan yapıp ahkâm kesenler yumuşak koltuklarda bir yerlerini büyütürken bu ülkenin çiftçisi mazot kredisi almaya banka kapılarında kaldırımlarda oturuyor. Yıllarca traktör parası biriktirip sonra da borç yüzünden bankalara kaptırıyor. Bu topraklar fabrika bacaları ile gölgelenirken kaymak tabakası teşvikçi patronlar, tomar-tomar bu ülkenin parasını tokatlıyordu.

Şimdi kalkmışlar diyorlar ki: Hayvan üretimi yetersiz. İthal edelim. Ülkenin en batısından en doğusuna kadar: 1800 km. Bu mesafenin her kilometresinde mera var! SEN NE KONUŞUYORSUN? Bırakın bu tırı-vırı dümenleri!

VATANDAŞA ET Mİ YEDİRMEK İSTİYORSUNUZ:

Her fırsatta iş adamı gibi dolaşan o ağa bozuntusu, hastalıklı, bidon gibi şişmiş tombolaklara verdiğiniz teşviklerin onda birini, Kars’tan Edirne’ye kadar ülkenin her karışında elini çenesine dayamış çocuklarına aş, evine ekmek götürmek için kara-kara düşünen çiftçilere verin. Hibe de vermeyin, gururludur benim çiftçim. Adil bir oranda koyun üzerine… (Ama bankaların çakallıklarına benzemesin.)

Yoksa Avrupa’nın neresinde, ne şartlarda, hangi yemle beslendiği belli olmayan hayvanlarını yemez benim milletim! O hayvan için çalışmadın mı, ter dökmedin mi, sırtını sıvazlayıp şefkat göstermedin mi bu hayvan bize harâm!

Boşuna getirme! Yemezler yani!
Hep sevgi ile kalın.


Murat SEVGİ
msevgi@mental.com.tr

 
Toplam blog
: 370
: 1092
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

1969 doğumlu. Tasarımcı, endüstriyel otomasyon sistemleri için yazılım geliştiriyor. Yüksek öğren..