Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Murat GÜLCEK - Yakamoz35

http://blog.milliyet.com.tr/gulcek

24 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

İzotaş'a farklı bakış

İzotaş'a farklı bakış
 

İZOTAŞ


Şükürler olsun ki ülkemizde iklimleri dört mevsim birlikte yaşamaktayız. Peki duygu mevsimi yaşıyor muyuz. Aslında yaşıyoruz tabii ki. Hüzünlendiğimiz, sevindiğimiz, coştuğumuz, küstüğümüz, ağladığımız vb...bir sürü anı yaşıyoruz hayatımızda. Fakat bunları aynı anda yaşamamız mümkün mü ? Gelin aynı duyguları birlikte ve aynı anda yaşayalım. Nerede mi? Burası İzmir otogarı İZOTAŞ.

İzotaş’ın yaklaşık 120 tane ayrı peronu var. Her birinde sürekli araç ve insan trafiği var. Her perona uğramamız mümkün değil tabii bu yazımızda ama elimizden geldiği kadar duygu mevsimi yaşanan peronlara uğramaya çalışalım hep beraber.

İlk olarak buyrun 5 perondan başlayalım gezimize. Perona geldiğimizde herkesin güler yüzlülüğü dikkatimizi çekiyor .Anlaşılan sevinç var bu peronda. Yaklaşıyoruz, tüm arkadaşlar burada toplanmışlar, güzel bir organizasyon ile hep beraber bir geziye çıkıyorlar. Hepsi o kadar mutlu ki gözleri parlıyor sevinçten . Birbirleriyle sözleşip buluştukları yer 5 peron. Araçları onları bekliyor neşe içinde götürecek gidecekleri yere. Hepsi o kadar mutlu ki gözlerindeki parıltı bizleri de mutlu ediyor. Ayrılmak istemiyoruz mutluluk peronundan, fakat ilerlemeliyiz artık.

Fazla uzağa değil biraz ilerliyoruz 15 peronda buluyoruz kendimizi.Gözlerimizdeki parıltıyı kaybettiğimizi hissediyoruz yavaş yavaş. Bir hüzün var 15 peronda. Sevinçten gözlerimize dolan gözyaşları hüznün gözyaşları oluyor biranda.Genç çift bırakmak istemiyorcasına sarılıyor yaşlı çifte. Dört kişi hüzün yumağı oluşturmuşlar adeta. Anlıyoruz ki ana-baba memleketlerine geri dönüyorlar. Okutup büyüttükleri çocukları İzmir’de yeni hane açmış kendine. Anacığı babacığı Anadolu’nun bağrından evlat hasretiyle gelmişler yanlarına. Fakat gelmiş çatmış ayrılık zamanı. 15 peronu hüzne boyamışlar. Onlar ağlıyor biz ağlıyoruz, Gözlerimizi silerek yavaş yavaş uzaklaşıyoruz 15 nolu hüzün peronundan.

Hüzünlerimizle birlikte devam ediyoruz yolculuğumuza. İleride bir grup insan birikmiş, ellerinde bayraklar. Hızlı hızlı yaklaşıyoruz ister istemez, merakla. Gençler kadınlı erkekli coşmuşlar.Bizi görünce coştukça dahada coşuyorlar. Kafamızı kaldırıp peron numarasına bakıyoruz. 35 perondayız hemde Tam 35.
Göztepe bayrakları dalgalanıyor, peron tıklım tıklım insanlar da bayrak gibi dalgalanıyor. Coştukça coşuyoruz.Coşku var Göztepe peronlarında coşku var tam 35 peronda. Deplasmana yolluyoruz taraftarımızı. Şarkılar söylüyoruz hep bir ağızdan, coşkulu bir şekilde. Göz Göz Göztepe nağmeleriyle devam ediyoruz yolculuğumuza içimizdeki coşkuyla.

Biraz ileride bir başka peronda başka duyguların yaşandığına şahit oluyoruz. Biz perona ulaşmadan davul zurna eşliğinde "En büyük asker bizim asker " sesleri ulaşıyor kulaklarımıza. Bir asker uğurlamasına denk geliyoruz 45 peronda. Yine coşkulu, gururlu bir kalabalık. Erkeklerin ellerinde Türk bayrakları, kadınların ellerinde mendilleri. Erkekler vatana bir asker daha göndermenin gururunu yaşarken, kadınlar bu ayrılığın sebep olduğu gözyaşlarını mendillerine akıtmaktalar. Askerimizin yüzünde ayrılığın hüznü, asker olmanın gururu var. Gençlerin vatan uğruna attığı sloganlar göğsümüzü kabartıyor. Bizde bir vatan evladını askere göndermenin gururuyla ayrılıyoruz 45 perondan.

65 perona ulaştığımızda yağmur başlıyor çiselemeye. Yapraklar savruluyor ordan oraya. Yaşlı bir amca ilişiyor gözlerimize. Yorgun bedenini yaslamış kolonlardan birine, hayattan her dem var görünüşünde. Yağmurla birlikte esen rüzgar İzmir'in o güzel havasındaki yaşama sevincini dolduruyor yüreklerimize. Amcanın gözlerinden bedeninin burda fakat kendisinin çok uzaklarda olduğunu anlıyoruz. Soruyoruz sebeb-i hüznünü." Vefa " diyor !!! " Doğa insanların verdiği sözlere önem vermez. Bu günün sözünü tutuyorsan yarında tutacaksın demektir." diyor.?!? Anlayamadan ayrılıyoruz vefasız bildikleriyle birlikte amcanın yanından ve Vefa koyuyoruz 65 peronun adını.

Küçük İzotaş gezimizin maalesef sonlarına geliyoruz. Görüldüğü gibi terminalimizde her türlü duyguyu yaşama şansımız mevcut. Gezdikçe dolaştıkça her türlü duyguyu yaşama, her türlü insanı görme şansına sahipsiniz.
İzmir'in incisi İzotaş'a gelince geldiği yere tekrar bilet alıp defalarca İzmir'e gelesi gelir insanın. Aldığınız hep İzmir bileti olsa da her defasında farklı bir tat alırsınız. İzotaş'a her girişinizde bakmadığınız, görmediğiniz şeyler olduğunun farkına varırsınız.

Terminalimiz sadece indi-bindi yapılan yer olmaktan çıkmış tüm duyguların yaşanabileceği otantik bir yer olmuştur. Bundan sonra telaş içinde gelip gitmekten ziyade 24 saat kesintisiz hizmet veren terminalimizi gezmenizi öneririm. İzotaş'a farklı açılardan bakmaya devam edecek bir başka yazıda buluşmak ümidiyle hoşça kalın.

M.Gülcek

 
Toplam blog
: 150
: 1014
Kayıt tarihi
: 25.04.07
 
 

İzmirliyim;Şehrimi ve ülkemi seviyorum.Yaşamayı seviyorum. Eğlenmeyi, eğlendirmeyi seviyorum..