Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Aralık '10

 
Kategori
Deneme
 

Kadınlar neden üstündür?

Kadınlar neden üstündür?
 

İtiraf etmeliyim, eskiden, kadınların yaradılış olarak düşük olduğu kanaatindeydim. İnsanlık, tarihsel bir sürecin parçasıydı ve kadınlar bu sürece neredeyse hiç dahil olmamışlardı. İstisnalar vardı fakat onlar da çoğunlukla bir erkek fenomenle birarada anılıyordu. Ayrıca sanatta yahut bilimde de erkeklerin ezici bir üstünlüğü vardı. Politikada ise varlıkları sembolik rakamlardan, yüzdelerden, istatistikten ibaret kalıyordu. Daha çok, erkek varlığının onlara da bu arenada fırsat yaratıldığına dair övünçlerine konu olabiliyorlardı. 

Ama bir kez daha yanıldığımı anlamıştım. Sığ düşüncelerim beni kadınlar hakkında ağır yanılgılara sevketmişti. Nasıl ki kulak belli bir eşiğin üzerindeki sesleri duyamaz, ben de kadınların yaradılışındaki harikuladeliği -sığlığım yüzünden- görmekte geç kalmıştım. 

Tarihin sonunda büyük felaketler ve topyekün bir mahvoluş yok idiyse, ebedi bir barış zuhur edecek demektir. Kadınlar ta insanlığın başlangıcından beri bu barış duygusuyla varolagelmiştir. Onlar sorunlarını en ilkel çözüm yolu olan şiddetle değil barışçıl yöntemlerle çözerler. İlişkilerinde ve her hareketlerinde medeni ve ölçülü bir tavır takınırlar. Pek büyük ruhsal bunalımların ortasında bile etrafa zarar vermez, çikolata yerler. Kendi ortamlarında, sanki altın çağ gelmişçesine, çiçekler içinde yaşar giderler. Tabiata ve onun içindeki tüm yaratıklara karşı gerçekten ilgiyle, saygıyla ve şefkatle yaklaşırlar. Sorun çözmekte üzerlerine yoktur. Omzunuza sevgiyle dokunduklarında bütün karanlığınız pencereden uzaklaşıverir. Bu kirli tarihin bir parçası olmayışları kesinlikle buna tenezzül etmemelerinden kaynaklanır. Çünkü onlar tarihin ilerisinde, sonundadır. Bizim için pek önemli olan politika, mücadele gibi kavrayışlar onların iç dünyalarında bir karşılık bulamamaktadır. Onlar sadece sevgi ister. Elbette mükemmel değildirler. Kıskançlık, ayrıntıya boğulmak gibi bazı zaafları olabilir (Ayrıca biz vahşilere değer vermeleri de onların bir zaafıdır). Ama bu küçük kusurları bir kenara bırakırsak, erkeklerle kıyaslandığında kadınlar, ilkel kabilelerin ortasında kalmış zaman ötesi varlıklar konumundadır. Bu yüzden de kırıcı olmamak adına -bize pek de belli etmeden- bizlerin değer atfettiği birçok hususu içten içe kıymetsiz bulurlar. Yaşam kaynağı olmalarını, dünyaya hayat getirmelerini söylemeye gerek bile duymuyorum. 

Şu durumda, neden kadınlardan çok büyük sanatçılar çıkmamış gibi argümanları yalnızca gülünç bulabiliyorum. Sanat, kaostan doğar. Herşeyin üzerinde olan ve bizatihi hayatın kökeni olan bir türü kaosla birlikte anabilir misiniz? Kaldı ki onlar duygulu yürekleri ve dengeli ruh dünyalarıyla başlıbaşına birer sanat eseridir. Ayrıca düzen ve temizlikle bu denli özdeşleşen aydınlık bir varlık elbette sanat gibi karanlık yollara başvurmayacak, kendini ifade etmek için çarpıtmayacak, yoketmeyecektir. Evrim gerçek olsaydı, insan ırkından geriye bu üstün türün kalması kaçınılmaz olurdu. 

Beklentim o ki, bir gün biz mağara adamlarının ellerinden sopaları toplar, bütün dünyayı kıyı bucak bir güzel temizlerler. İnsanlığın böyle bir bahar temizliğine ihtiyaç duyduğu kuşkusuz... 

 
Toplam blog
: 32
: 637
Kayıt tarihi
: 28.09.10
 
 

Şair ve yazar... ..