Kapadokya

Kayalara oyulmuş geleneksel evler ve güvercinlikler yöreye özgüdür. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir. Bizanslılar döneminden beri var olan ve bir tür buzdolabı vazifesi gören kayalara oyulmuş depoları ünlüdür...

Kapadokya bölgesini eğer görmediyseniz mutlaka görün derim çünkü, Kapadokya’yı yaşamak lazım..

Kapadokya bölgesi Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı alandır. Daha dar bir alan olan kayalık Kapadokya bölgesi ise Üçhisar, Ürgüp, Avanos, Göreme, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibarettir.

Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri ve güvercinlikler yöreye özgüdür. Bölgenin tek mimarı malzemesi olan taş, yörenin volkanik yapısından dolayı ocaktan çıktıktan sonra yumuşak olduğundan çok rahat işlenebilmekte ancak hava ile temas ettikten sonra sertleşerek çok dayanaklı bir yapı malzemesine dönüşmektedir. Kullanılan malzemenin bol olması ve kolay işlenebilmesinden dolayı yöreye has olan taş işçiliği gelişerek mimari bir gelenek halini almıştır. Kemerli olarak yapılmış kapıların üst kısmı stilize sarmaşık veya rozet motifleriyle süslenmiştir.

Kapadokya'nın en önemli zenginliklerden biri de, Bizanslılar döneminden beri var olan ve bir tür buzdolabı vazifesi gören kayalara oyulmuş depolarıdır. Günümüzde, her yıl yurt dışına ihraç edilen tonlarca narenciye Mersin'den getirilerek bu depolarda en iyi şekilde saklanmaktadır.

Sunduğu baş döndürücü doğa güzelliği, topraklarının her bir köşesinden fışkıran tarihi zenginlik ve rengarenk folklor Kapadokya bölgesi geleceğinin en önemli garantileridir. Ancak, Kapadokya gibi süper hassas bir bölgenin geleceğini tehlike altına alabilecek olumsuz etkenler de oldukça fazladır.

Kapadokya gerçek şekilde sevildiği kadar, hak ettiği ilgi ve saygıyı görürse; sistemli, estetik bir yapılanmayla zenginleştirilip SİT alanlarına tek bir çivi dahi çakılmadan turizme kaliteli bir ambalajla sunulursa ve yıllardan beri düşünülen ancak bir proje şeklinde kalan gerçek bir havaalanına da kavuşturulursa Türkiye'nin yarınlarından da yakın bir gelecekte gerçek bir "altın yumurtlayan turizm tavuğuna" dönüşebilir.

Kapadokya yalnız bizlerin değil, bütün dünyanın, çocuklarımızın ve torunlarımızın malıdır...