Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

KediyeKalp MasajıYapan Öğrenci

Bazı insanlar vardır. Tek bir hareketleri, anlık bir tek davranışları; ne yapacaklarını/yapmayacaklarını, yaşamlarını ne uğruna, nasıl geçireceklerini anlatır bize. Yeter ki insanlığa kafa yoralım.

O: Ahmet Avşar. Düzce’de yaşıyor. Tıp öğrencisi.

Kafası pencere arasına sıkışan yavru bir kedinin imdanına yetişmek için elinden geleni yaptı, varını yoğunu ortaya koydu ama… Onun tüm çabasına karşın, Sonunda maalesef kaybedildi kedi.

Camdan yukarı baktığında, yavru kedinin pencere arasına sıkışan başını gördü. Feryat figan çığlıklarını duydu. Evinin balkonundan hayvanın sıkıştığı balkona geçmeyi denedi, olmadı. Yöneticiyi, o  dairenin sahibini aradı, daireye giriş izni aldı. İtfaiyeyi ayaklandırdı. İtfaiye personeli kediye ulaştığında; katılaşmış bedeniyle karşılaştı. Ama yılmadı Ahmet.15 dakika boyunca suni tenefüs, kalp masajı yaptı. Onu kurtarmak adına, bildiği her şeyi denese de… Kurtaramadı miniği.

Canını geri getiremese de ufaklığın… Kişiliğini, ne tür bir doktorluk yapacağını, Hipokrat yeminine ne derece sadık kalacağını; gören gözlere, hisseden kalplere, fark eden akıllara bir çırpıda anlatmış oldu.

Namuslu bilimadamları yetişir Ahmet'lerden. Görev bilinçleri yüksek, karakterleri sağlamdır. Mesleki itibarları en üst seviyede seyreder. Kancık, kalleş bir pusuya düşürülmedikçe sürece; yaşam ideallerinden, kişisel tutum ve davranışlarından, dünya görüşlerinden, inanç dünyalarından taviz vermezler. En büyük hedefleri, nasıl geldilerse dünyaya, öyle gitmektir ait oldukları yerlere: Saf, temiz, kirlenmemiş olarak… İyilikleri, pozitif  yanları daima ağır basar. İnsanca yaşayıp insanca ölmektir muradları. Haramdan, günahtan, kul hakkından ölümüne korkarlar. Ödeyecekleri bedel ne olursa olsun; doğrudan, haklıdan yanadır yönleri. Ellerinden geldiğince kötüyü iyiye, yanlışı doğruya çevirmeye çalışırlar.

Çalışırlar da… Peki, her zaman başarılı olurlar mı?, derseniz… Maalesef hayır, olur cevabım. Dünyanın hali bu olmasa, mutlak zaferle taçlanırdı Ahmet’lerin mücadelesi ama… Ne ülkem, ne dünya, bugünkü durumuyla, daha da ağırlaşan şartlarıyla iyilerin kazanacağı bir gelecek vaadediyor. Hepimizin dileği iyiliğin kazanması olsa da… Kan, gözyaşı, şiddet dört bir yanımızı almışken; haklının değil, güçlünün kazanması daha olası… İnsanoğlu dinmez açgözlülüğünden, sınırsız materyalistliğinden, güce tapınma budalalığından kurtaramadıkça yakasını… Güzelim Ahmet’lerimizi; yorucu, yıpratıcı, mutsuz bir istikbal bekliyor.

Haa, belki siz, benim gibi düşünmüyorsunuzdur. Belki ortak geleceğimizle ilgili daha iyimsersinizdir ama… Bu iyimserliği sağlam temellere oturtup, akılcı şekilde açıklamak yerine; inşallahlı maşallahlı temennilerden medet umanlardan, her şeyi Allah’a bırakıp gerisine karışmayan, sorumluluk almayan, tevekkül etmenin şartlarını, kurallarını bilmeyenlerdenseniz eğer… Boşuna birbirimizi kandırmayalım.

Gönül Ahmet’lerimizin milyonlara, milyarlara ulaşmasını istese de… Ortalık kedi katillerinden, cana kıyanlardan, keyfine cinayet işleyenlerden, canilerden, canavar ruhlulardan geçilmiyor. Keşke Ahmet gibi olabilsek. Keşke can kurtarmak için kendimizi pralasak ama… Ne hayatın acımasızlığı buna izin veriyor, ne bu devrin insanının bu türden bir motivasyonu mevcut. Varsa yoksa para, şan, şöhret, şatafat! Alabildiğine muktedirlik sevdası.Can kurtarma çabası, günün geçer akçesi değil. Bugünün insanı; birbirini çiğnemenin, harcamanın derdinde! Hiç kimse söyleyebilecek, bağıra çağıra haykıracak kadar yüzsüzleşememiş olsa da henüz; alem içinden çığırıyor: “ Altta kalanın canı çıksın!”

Bir yanda Ahmet gibi insan olmaya, insan kalmaya çalışanlar; bir yanda bir kaşık suda başkalarını boğanlar... Sizce bu savaşı kim kazanır? Hepimiz bilsek de yanıtı… Bence susmak en iyisi.

 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..