Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '11

 
Kategori
Siyaset
 

Kıbrıs'da neler oluyor?- 3

Kıbrıs'da neler oluyor?- 3
 

İki gündür Kıbrıs’da ki gelişmeleri yazıyorum. Bugün bu konudaki değerlendirmelerimi şimdilik kaydıyla tamamlayacağım. 

Başta Başbakanımız olmak üzere bazı hükümet üyelerimiz tarafından açık açık veya ima yoluyla sürekli olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sırtımızda bir kambur olduğu iddia ediliyor. Bunu iddia edenler her yıl yavru vatana şu kadar lira yardımda bulunulduğunu söyleyerek işi bir de paraya döküyorlar. Eğer Kıbrıs davasına bakış açımızı parayla sınırlarsak zaten bu dava bitmiş, tükenmiş demektir. Gerek dini, gerekse milli duyguların söz konusu olduğu yerde para hesabı yapılır mı? 

Üstelik dillere dolanan ve üzerinde fırtına koparılan para miktarı bir devletin gelir ve gider kalemleri söz konusu olduğunda devede kulak bile sayılmaz. Bu nedenle ben bu meselenin para meselesi olduğunu düşünmüyorum. Bu mesele para meselesi gibi gösteriliyor. Üstelik yapılan söylemler, o söylemlere destek veren bazı televizyon ve gazete yorumcuları sanki söz konusu para miktarını gerçekten de Türkiye bütçesini sarsacak boyutlarda göstererek adeta enflasyondan cari açığa kadar her türlü ekonomik sorunun kaynağı gibi göstermeye çalışıyorlar. Adeta Kıbrıslı soydaşlarımızı Ana Vatandaki milletimize hedef olarak göstererek “sizin rızkınızı onlar yemektedirler” demeye getiriyorlar. Ama işin aslı, o insanlar vatan toprağını savunmak pahasına komşuları olan Rumların sahip olduğu refah seviyesinin çok çok altında şartlarla yaşamaktadırlar. Ben bu türlü basit ve komik hesaplarla soydaşlarımızı rencide etmeyi çok utanç verici buluyorum. 

*** 

KKTC Hükümeti Türkiye’ye rağmen bir karar alabiliyor mu? Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin talimatları dışında hareket ederek hiç bizleri güç durumlarda bıraktı mı? Tam bir teslimiyet ve itaat içinde işbirliği yapmıyorlar mı? 

1974’den bu yana ekonomik bir ambargo altında değiller mi? Türkiye bu ambargoyu kaldıramadıysa bu kabahat onların mıdır? Ayrıca sportif müsabakalarda, turizmde, aklınıza gelen her konuda bu insanlar dünya tarafından tecrit edilmediler mi? Ne içindi bütün bu yaptırımlar? 

Yine başta yakın dostlarımız(!) ve stratejik ortaklarımız bizi, bizim ordumuzu Kıbrıs’ta işgalci olarak ilan etmediler mi? Bu konuyu her fırsatta önümüze koymuyorlar mı? Kıbrıs Türklerine uygulanan bütün yaptırımların dayanağında adadaki bu askeri varlığımız ortaya sürülmüyor mu? Böyle bir stratejik ortaklık olur mu? Bu ülkelerle bizim hangi stratejimiz uyuşuyor ki, ortaklık tesis ediyoruz? 

*** 

Son söz; eteklerdeki taşlar dökülmeli. Her şey vatandaşla paylaşılmalı. Hani önemli olan milletin iradesiydi? 

Kıbrıs konusunda geri adım atmamız, geleneksel söylemlerimizden vazgeçmemiz için karşı koyamayacağımız baskılar geliyorsa bu milletin bunları bilme hakları vardır. En azından dostumuzu, düşmanımızı biliriz. Eğer tavizler verilecekse başka bahaneler yaratılmadan, kimsecikler de haksız yere suçlanıp hedef gösterilmeden verilmelidir. Sonuçta taviz vermeye alışkın olmayan bir millet de değiliz. 

Eğer artık Kıbrıs diye bir meselemiz yoksa o zaman bunu da açık açık söylemeliyiz ki, Kıbrıslı soydaşlar başlarının çaresine baksınlar. Gidip Rumlara “biz ettik, siz etmeyin” desinler. 

Yakın zamanda Ermeni yakınlaşmasıyla Azerbaycan gücendirilmişti. Üstüne bir de Kıbrıs’ı kaderine terk edersek bir daha da bu ülke arkasından gidecek tek bir müttefik bile bulamaz. Kendisi gider o stratejik ortakların kucağına oturur. 

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..