Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '08

 
Kategori
Haber
 

Kılıçdaroğlu-Fırat tartışmasında vergi kaçağının somutlaşmış itirafı

Kılıçdaroğlu-Fırat tartışmasında vergi kaçağının somutlaşmış itirafı
 

- Kılıçdaroğlu- Fırat tartışmasını irdelemeyi devam edelim.
- Ve gözden kaçan kimi ayrıntılar ile Sayın Fırat’ın rezalet savunusundan çıkardıklarımızın teknik analizini yapalım.
- Bu arada bir parantez açma gereksinimi duyuyorum.
- Sayın Fırat bir hukukçudur.
- Yani bir avukat.
- O halde ne diyelim bu duruma?
- Sayın Fırat’ı avukat olarak tutanların vay haline.
- Bu mantıkla, acep hangi davayı kazanmıştır Sayın Fırat?
- Doğrusu merak ediyorum.

- Ve dönelim konumuza.
- Ne diyorduk?
- Sayın Fırat’ın da ortağı olduğu MENAS A.Ş. hayali ihracat yapmıştır.
- Yapmış mıdır?
- Yapmıştır.
- Nereden anladık bu durumu?
- Danıştay 10. Dairesinin vermiş olduğu karardan.
- Tartışmak gerekli mi?
- Hayır.
- O halde burayı geçelim.

- Tekrar gelelim uyuşturucunun yakalanmasına müteakiben, Sayın Fırat’ın şirket hisselerini satışına.
- Sayın Fırat, şirkette kendisine ait olan % 30 oranındaki hisselerini nasıl satmıştı?
- Daha önceki yazılarımda, teknik boyutta açıklamaya çalıştığım “teraneden” bir devir yöntemi ile satmıştı.
- Bu devir yöntemi, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili hükümlerine külliyen tersti.
- Ve bu durumun gerekli izahatını yaptık.

- O halde, bu izahatlardan tatmin olmayanlara, bir somut nokta daha ilave edelim.
- Ve görelim Sayın Fırat’ın nasıl bir hukukçu (avukat) olduğunu.

- Sayın Fırat, şirket hisselerini 2007 yılı içerisinde “teraneden” bir kararla sattığını ifade etti.
- Ne kadar fiyata satmış Sayın Fırat şirket hisselerini?
- Kendisi söyledi.
- Ve ekranları başında tartışmayı izleyen milyonlar duydu.
- Bende duydum.
- Sayın Fırat, şirket hisselerini 1 milyon dolara ortağına satmış.
- Ve yine Sayın Fırat, hisse satışı ile ilgili ödenmesi gereken paranın TBMM’de bulunan bir bankadaki hesabına, 2007 yılının muhtelif tarihlerinde yattığını söyledi.
- Devam etti.
- “Dileyen gidip bu paranın hangi tarihlerde banka hesabıma yattığını görebilir” dedi.
- Bu ifade sayın Fırat’ın dır.

- Şimdi sorumuzu soralım.

- MENAS A.Ş.
- Şirketin hukuki statüsü Anonim Şirket olmasıdır.
- Anonim Şirket olması sebebi ile MENAS A.Ş. “hisse senedi” bastırmış mıdır?
- Veya, şirket ortaklarına “ilmühaber” belgesi vermiş midir?
- Neden sorduk bu soruyu?
- Çünkü, ülkemizde kurulan Anonim Şirketler, genellikle aile şirketi olmaları sebebi ile “hisse senedi” bastırma gereksinimi duymazlar.
- Sayın Fırat’ın izahatlarından anladık ki MENAS A.Ş. “Hisse Senedi” bastırmamış.
- Peki, Sayın Fırat şirket hisselerini nasıl satmıştı?
- 01 Temmuz 2007 tarihli Yönetim Kurulu Kararına istinaden satmıştı.
- Ve bu satış yapılırken, ortada bir “Hisse Senedi”nin olmadığı alenen ortada.
- Peki, bu durum bir suç mudur?
- Hayır, bir suç değildir.
- İsteyen Anonim Şirket “Hisse Senedi” bastırır ve ortaklarına verir.
- İsteyen Anonim Şirket “Hisse Senedi” bastırmaz.
- Ne var ki “Hisse Senedi” bastıran Anonim Şirketlere ortak olan kişilerin bir takım vergi avantajları olur.
- Yani;
- “Hisse Senedi bastırmamış ve Geçici İlmühaberle temsil edilmeyen Anonim Şirketin hisselerinin satışından doğan kazanç, herhangi bir süre kısıtlaması olmaksızın Gelir Vergisine tabidir.”

- O zaman şöyle bir sonuca ulaşmamız hiç de yanlış olmaz.

- Sayın Fırat, kendi ifadesi ile şirket hisselerini 2007 yılında sattığını söyledi.
- Ve parasının TBMM’de bulunan bir bankadaki hesabına yattığını belirtti.
- Ortada hisse satışından doğan bir irad (gelir) vardır.
- Ve bu gelir “Değer Artış Kazancı” olarak ifade edilir.
- Gelir Vergisi Kanunu’nun 56. maddesinin D bendinde ifade edilmiştir.
- “Değer Artış Kazancı” nın hesabı ise DİE tarafından belirlenen “TEFE” oranına göre hesaplanacaktır.
- Ayrıca, satışın döviz cinsinden yapılmış olması sebebi ile kur değerlemesi de yapılacaktır.
- Ve hisse satışının karşılığı olan dövizin bankaya yattığı tarihteki Merkez Bankası döviz alış kuru baz alınacaktır.
- Gerekli hesaplamaların yapılmasından sonra Sayın Fırat, 2007 yılında hisse satışından elde etmiş olduğu bu gelirini, takip eden yılın, yani 2008 yılının Mart ayında bağlı bulunduğu Vergi Dairesine “Gelir Vergisi Beyanı” ile beyan etmesi gerekirdi.
-T ahakkuk eden Gelir Vergisini de ödemeliydi.
- Ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun önüne Gelir Vergisi Beyanını ve Tahakkuk fişini koyardı.
- Sayın Fırat böyle bir şey yaptı mı?
- Hayır, yapmadı.
- Sadece, hisse satışından doğan paranın TBMM’de bulunan bir bankadaki hesabına yattığını söyledi.
- Paranın hesabına yatmasını tevsik edici bir belge olarak niteledi.
- Ama bu paranın karşılığı olan beyanlardan tek kelime etmedi.
- Oysa şöyle söylemesi gerekmez miydi?
- Tek cümle.
- “Ben hisse satışından elde etmiş olduğum bu kazancı, Mart 2008 tarihinde şu vergi dairesine beyan ettim. Beyanım budur. Tahakkuk Fişim budur.”
- Somut belge budur.
- Ama böyle bir somut belgenin olmadığı alenidir.
- Bu ifadesinin sonucundan da anlıyoruz ki Sayın Fırat, ciddi bir vergi kaçakçılığının da muhatabı durumunda.
- Vergi ziyanına sebebiyet veren bir durumla karşı karşıya.

- Benim yuvarlak olarak yapmış olduğum hesap sonucunda Sayın Fırat, 250 bin dolar civarında bir vergi tutarını ödemek zorunda.
- Bu, sadece verginin aslı.
- Maliye, beyana çağrıda bulunmak durumunda.
- Ve bu durumda, ortaya çıkacak matrah farkları, usulsüzlük, özel usulsüzlük cezaları ve gecikme faizleri ile tahminen 650 bin dolarlar düzeyinde bir vergi ödemesi ile karşı karşıya.

- Tartışma sürecinde, kamuoyu karşısında kendisini savunma gayreti içerisinde olan Sayın Fırat, aslında o denli ciddi hatalar yaparak, ne denli bir suçun içerisinde olduğunun kendisi de maalesef ve maalesef farkında değil.

- Şunu anlamak güç.
- Bu gün yaygın basını incelediğimde, inanılmaz bir gerçek kendisini somut bir şekilde ortaya koydu.
- Bunca açıklar veren hukuk kökenli parlamenterin düştüğü acz durumunu görmezden gelmeleridir.
- Aslında ben bunu görmezden gelmek olarak nitelemeyi doğru bulmuyorum.
-Medyanın kıdemli gazetecilerinin, bu tip teknik konulara ne denli uzak olduklarını gördük.
- Ve köşelerinden yazdıklarına baktığımızda, bütün bir köşe yazarlarının, konuyu değerlendirme biçimi tam bir fiyaskoydu.
- Güya demokrasi kazanmış.
- Ağız birliği etmişçesine böyle bir saçma ifadeden bahsediyorlar.
- Demokrasi falan kazanmadı.
- Demokrasinin kazanması için, Sayın Fırat onca yanlışlarına ve yasalara aykırı işlem ve eylemlerine yönelik hareketlerinden ötürü istifaya zorlanmalıydı.
- Medya tarafından Sayın Fırat istifaya zorlanmadığı için demokrasi külliyen kaybetmiştir.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..