Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Kimseden kimseye fayda yok

İnsanlar gerçekten değerden, insanlar ama insanlıktan anlamıyorlar. Ağzınızla alaca kuş tutsanız yaranamıyorsunuz ''insanoğlu'' denen mahluka.
Ne kadar aşağılarsanız, ne kadar hakir görürseniz o zaman değerlisiniz.
Yıllarca sırtınızda taşırsınız, bir gün taşıyamaz olursunuz ki o da gücünüz kalmadığındandır, sizden kötüsü olmaz.

Babam bize değil de ailesine çok düşkün bir adamdı. Çocuklarına yapmadı, kardeşlerini ev sahibi yaptı. Geldiklerinde nasıl ağırlayacağını bilemezdi. Sofrada kuş sütü hariç her şey olurdu. Ev yetmez restoranda ağırlardı. Her yıl iftar yemeğini hemen hemen dışarda bir restoranda verirdik. Onlara misafir gittiğinde eli kolu dolu giderdi. Bizi böyle ağırladığını ya da ağırlarken keyif aldığını görmedik. Yıllarca pastasına varana kadar taşıdı. Hiç unutmuyorum İnternational Hospital da by pass geçirdiği gün, ameliyattan sonra ailesine yemek verdik. O can havliyle kendini unutmuş ve ailesinin yiyeceği yemeği düşünmüştü. Sanki hastanede değiller, düğün yemeği yemeye gelmişlerdi. Hepisi boğazına düşkün insanlardı.

Hatta bir ramazanda bir restoranda iftar verecek, liste hazırlıyor, kimleri çağıracağını yazıyordu. Listeye benim bile adımı yazmadı. Çok incinmiş ama bir şey söylememiştim.

Hayatımda insanoğlu kadar nankör bir yaratık görmedim. Şimdi babam emekli oldu, ayağından dolayı çalışamaz oldu, eskisi kadar kazanamamaya, dolayısı ile artık ailesini davet edememeye başladı ve ne oldu dersiniz...?

Ne arayan, ne soran, ne davet eden oldu. Geçenlerde 3.anjiyosunu oldu ve hastaneye ailesinden bir Allah ın kulu ziyarete gelmedi, telefon açmadı. Kimse ''paran var mı ya da bir sıkıntın var mı'' diye sormadı.

Yanında sadece ben ve annem vardı. Sabahın 7 :00 de çıktık yola. Anjiyosu saat 8:00 de idi çünkü. Çok sevdiği, yıllardır kayırdığı, evlendirip , evini, barkını aldığı oğlu bile yoktu yanında. Keyfi yerine geldiği zaman geldi hastaneye , saat öğlenin 13.30 u olmuştu.''Erkek oğlumuz var'' diye övündüler oysa yıllarca karı koca.

Hayat belki bir kerelik bir şans ve 2. bir şans vermiyor insana. Gerçekten de dünyanın en en zor sınavı...

Çok para biriktirirsin, yemezsin, harcamazsın, yiyemeden ölürsün. Ya da günlük yaşar, har vurup harman savurursun ölmezsin, sürünürsün. Gerçekten zor bir sınav. Yalnız bir gerçek daha var ki, bu hayatta düşmeye gör.

Bırakın yardım edecek birini beklemeyi, en yakınlarınız bile üzerinize basar geçer, bir de bundan zevk duyar.

Çok güçlü olmalı, ayaklarınız yere sağlam basmalı ve kazanırken kenara, kötü günler için mutlaka üç beş kuruş koymalısınız. Sürünerek, insan denen sümsüğe muhtaç olacağınıza, kenara koyunda yiyemeden ölün.

 
Toplam blog
: 147
: 1030
Kayıt tarihi
: 01.07.07
 
 

14/02/1973 İstanbul doğumluyum.İstanbul Üniversitesi Turizm İşletme mezunuyum.İngiltere ye gittiğim ..