Kızıl dilber

Bir kızıl dilber kurdum düşlerimde hep, ince perma saçlı ve uzunca. Ardına giymiş streç kotunu zaten üstüne ne giyse yakışıyor. Hele bir de altında ki ince topuklu ayakkabıları da dehşetçe varlığına övünç katıyordu. Birde böyle hafiften okyanus esintisi tonunda yaptığı yüz makyajı onu bütünlüyordu. Sokaktan geçmeye görsün zaten onca bakan gözler arasında kör olurcasına hayattan kopuyorsun. Zaten yüzündeki Mona Liza benzetmesi onu daha da derin kaftanlara sokuyordu.

Her erkek kızıl sevmez, sevenlerde zaten benim gibi kızıl tutkunudur. Şu da var ki çekici olabildikleri halde, itici karakterleri de var. Bir de sarışınlardan daha sabırsız olduklarını biliyorum ama çok neşeli ve coşkun oluşları da cabası. Hassasiyetlerini tanık oldum, gayet dost ve sıcak kanlı oluşları ve ayrıca girginlikleri tamamen karşı cinsi bağlayıcı şekilde kişiliğini ele veriyor.

Bir dönemin kızıl modasında bir kızıla görsel olarak aşık olmuştum, sadece görsellik olsa da bu da aşkın farklı bir tonu. Neden sarışınların bu çekiciliği yok diye düşündüğümde, sadece genel olarak sarışın kadınların anatomi olarak düzgün bir vucuda sahip oldukları için ilgi çektiklerini, esmerlerin ise bal tadında olduklarını bundan dolayı da yerlerinin hep sabitliği düşünürüm. Micaz ve tensel olarak bakıldığın kızılların itici oldukları düşünülür ve öyledir de ama iç dünyaları bambaşkadır inanın sanki dokunulmamış bir gül gibi özel ve korumasız. Belki nedir bu makalenin amacı diye düşünüldüğünde inanın bende bilmiyorum, sabah işe geldiğimde bir dürtü oluştu bende. Bugünü bu yazıyla paylaşmak istedim.

Mutlulukların herkese hakim olmasını isterim, sevgilerimle.