Konu, "Süleyman Şah Türbesi" değildir; esas konu "Türk topraklarının korunması"dır...

"KİMSENİN BİR KARIŞ TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK; AMA KİMSEYE DE BİR KARIŞ TOPRAK VERMEYİZ"

M. Kemal Atatürk'ün "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesi konu edildiğinde, hemen arkasından yukarıda yazdığım sözleri ederiz...

Bu söz nereye kadar doğrudur acaba? Tamam, bizim kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok; ama ya o kimsenin, bizim bir karış toprağımızda gözü varsa... Ne yapacağız?

İşte güncelimiz konusu budur?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hükümet, Süleyman Şah Türbesi'ni bahane ederek, seçim öncesinde Suriye'ye sınır ötesi bir operasyon yapabilir" diyor.

Burada önemli olan Süleyman Şah Türbesi değildir... Önemli olan, bu türbenin içinde bulunduğu ve Türk askerleri tarafından korunan 10 bin metrekere büyüklüğündeki Türk topraklarıdır...

x    x    x

Günceli, günübirlik izleyenler belki hatırlamazlar ama, benim gibi günceli çoğu kez geriye dönüşlerle birleştirerek yorumlayanlar hemen hatırlarlar...

"1996 yılının Aralık ayında, yani günümüzden 18 yıl önce, Türk bandıralı bir gemi, Bodrum Yarımadası'nın hemen yanı başındaki "Kardak adacığının ya da kayalıklarının" birinde karaya oturur. Yunanistan bu adacıkların, kendi karasuları içinde bulunduğu için kendisine ait olduğunu söyleyerek müdahale eder ve adaya Yunan bayrağı çeker.

Bunun arkasından da Türkiye, bu adacıkların kendisine ait olduğunu ileri sürerek, bu müdahaleye karşı çıkar... Zamanın Başbakanı Tansu Çiller, "O BAYRAK İNECEK, O ASKER GİDECEK" şeklindeki kararlı tavrı ile, hem Yunanistan'a gözdağı verir hem de Türk Silahlı Kuvvetlerine gereğini yapmak için talimat vermiş olur".

O  günlerde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Tansu Çiller yerine Başbakan olsaydı, acaba ne yapardı? Atatürk'kün "yurta barış, dünyada barış" ilkesinin arkasına sığınarak sessiz mi kalırdı?

Eğer, Tansu Çiller, bu durum karşısında sessiz kalsaydı, Ege Denizi'nin tüm kontrolünü ve bu denizdeki Türkiye'nin egemenlik hakkını Yunanistan'a bırakmış olmaz mıydı?

"Tansu Çiller, bu kadarla da kalmadı kısa bir süre sonra, bir gece, Deniz Kuvvetlerine bağlı bir "komando birliği", Yunan savaş gemileri arasından süzülerek, Yunanistan'ın bayrak çektiği adacığın hemen yanı başındaki diğer adacığa Türk Bayrağı'nı çekerek, Ege Denizi üzerindeki kararlığını gösterdi... Tansu Çiller'in dediği oldu. "O BAYRAK İNDİ VE O ASKER GİTTİ".

O sırada, Kılıçdaroğlu Başbakan olsaydı ne yapardı acaba?

Umarım olmaz ama, Suriye'deki bu 10 bin metrekarelik toprağımıza bir saldırı olursa, Tansu Çiller'in yürekli tavrını ve kararlılığını göstermek gerekir diye düşünüyorum; bazıları düşünmedi de...

 cdenizkent

---------------------  :

NOT : Konu hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olmak isteyenler, 18 Ocak 2010 tarihinde "Tarih" kategorisinde yazmış olduğum "Kardak adacıkları krizi" adlı bloğumu okuyabilirler.