Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mayıs '10

 
Kategori
Güncel
 

Kördüğüm

Kördüğüm
 

KÖRDÜĞÜM VE İSKENDER’İN KILICI

Türkiye’nin bazı sorunları var ki masa başında çözülemez. Padişah fermanının ulaşamadığı imparatorluk bölgeleri gibi TC kanunlarının da işe yaramadığı bölgeler, olaylar ve durumlar var. PKK ‘ya bir kanun kitabı gönder bakalım, korkup teslim oluyor mu?

PKK terör örgütü (kesinlikle terör örgütü olduğuna inanmasaydım bütün Türkiye karşıma geçse bile bu tabiri kullanmazdım) evet, PKK terör örgütü ülkemizden toprak istiyor. Türkiye, vermem diyor. Çeyrek Asırdır o istiyor; o vermiyor. İyi de kardeşim böyle olmaz ki. İstedi, vermedin. Gitmesi, gitmiyorsa senin göndermen gerekmez mi? Nereye? Cehennemin dibine!

Yirmi beş yıldır PKK’yla mücadele ediyoruz. Sanki bataklık kurutuyoruz. Mücadele nedir ya? Kurtuluş savaşını okumadınız mı? Atatürk Yunanlıları denize dökmek yerine böyle yıllarca mücadele etseydi. Niye acele etti ki? Nasılsa yavaş yavaş giderlerdi. Ya da temelli kalırlardı. Kurardık onlara da bir zırtistan.

Ne olacak şimdi? PKK ayakta, Türkiye yatakta. Kandil yanıyor, ocaklar sönüyor. Ülkede fiili olarak iki milyon kişi resmen PKK’lı. Muhattap almazsan böyle olur. Halt etmiş onu diyen. Deveysen bile sineği muhatap alacaksın. Ben millete kızıyorum. Devletin ne yapmasını istiyorsunuz? Söylesenize kardeşim! Yirmi beş yılda teröre yüz milyar dolar para gitmiş. Çocukların işsiz, aç, sefil. Şehit cenazelerinde ağlamak dışında ne yapıyorsun!

Senin başındakilerin PKK diye bir sorunu yok ki. İşte açıklıyorum. Kerim Korkut’u idam etsinler. Türkiye’nin PKK ile mücadelesi mahsus bitirilmiyor. Çünkü bu ülkede devleti eline geçirmiş alçaklar silah satıyorlar, eroin satıyorlar. Para oluk oluk akıyor. Orduyu da kendilerine benzettiler. Sen hala bunların peşinden gidiyorsun. Tayyip açalım dedi; Kılıçdaroğlu da kaçalım diyecek. Sende bu kafa, devletin başında da bu adamlar olduğu sürece bu topraklarda terör bitmez.

Korkut palavracı değil. Her sorunun çözümünü söyleyen adam. Türkiye’de PKK sorunu çıkmaz sokak, daha da beteri kördüğümdür. Bütün dünya bilir ki kördüğümü çözmenin tek yolu İskender’in kılıcı (Bugünkü Ankara Beypazarı denilen yerde Büyük İskender’in kördüğümü bir kılıç darbesiyle parçaladığını tarihler yazar. Sonra bu olay nedeniyle oraya Gordion denilmiştir) dır. Burada İskender’in kılıcı halk iradesidir. Doğru yaptığın her şeyde sonuna kadar arkandayız demektir.

PKK dışarıda “Kürt halkı esir, bağımsız olmak istiyor; biz de onun için kurtuluş mücadelesi veriyoruz” diyor. Kürt halkı gerçekten ayrı bir devlet kurmak istiyor mu? Bu konunun açıklığa kavuşması lazım. Gerçeklerden niye korkup kaçıyorsunuz? Korkut gerekirse referandum yapar. Öyle %51 yok. %49 ne olacak? Vay uyanıklar vay! Bir şeyin kabul edildi sayılması için %76 şarttır. Bul %76’yı Fırat’ın öbür tarafı senin anasını satayım! Babayı bulursun. Bu ülkede Kürtlerin %76’sı ayrı devlet istiyoruz desin donsuz gezmeyen adidir.

Referandumda da gözlemci olarak Eskimoları getireceğim. Korkut sözü. Ama bir de tersi sonuç çıkarsa, PKK’ya destek, Kürtlerin %20 oyunu ancak alabilen malum parti gibi olursa bak sen o zaman cümbüşe.

Bu arada PKK, beni bu ülkede PKK aleyhine yazı yazanlarla karıştırmasın. Bu ve buna benzer yazıların her satırını Türkiyeli bir Türk olarak değil dünyalı bir insan olarak yazıyorum. Ve dünyalı bir insan olarak PKK’yı lanetliyorum. Elinde silah olmasa ve haklı bir davada olsan yemin şart olsun bütün Türkiye karşıma dikilse yine seni desteklerdim. Ben Türk olduğum için değil davana inanmadığım için sana karşıyım. Böyle de mert bir yanım var işte.

PKK terör örgütü Türk halkıyla bin yıldır kaynaşarak neredeyse tek bir millet olmuş Kürtleri özgürleştirip ülkenin doğu ve güneydoğusunda sözde Kürdistan adında bir devlet kurmak istiyor.

Peki, yapabilir mi? Dünya tersine dönerse belki. Birlikte yaşadıklarından Türklerin fazla akıllı olmasalar da manyak denecek derecede vatanlarına bağlı olduklarını, bu nedenle Kürt devleti kurulmasının imkânsız olduğunu PKK’da biliyor. Zaten amacı devlet kurmak değil ki. Kürt halkının hak ve özgürlüklerini sağlamak. Peki, bu hak ve özgürlükler bu insanların hakları mı? Elbette. Bunun için savaşmaya bile gerek yok. Kırk bin kişi boşu boşuna öldü.

PKK ya da Kürtler sahip olmak istedikleri, hakları olan, hak ve özgürlükleri dilekçe yazıp Türk Devleti’nden isteseler, devlet onlara bu hak ve özgürlükleri verir mi?

- ………………???????

Kürtlerin sahip olmak istedikleri, hakları olan, hak ve özgürlükleri PKK ya da Kürtler istemeden Türk Devleti kendiliğinden verir mi?

-………………???????

Kördüğüm ki, katmerli; çıkmaz ki ne çıkmaz!

Ya bu yöneticiler komik acayip! Ayakkabı bağı mı çözüyorsun be adam! Büyük İskender kördüğümü nasıl çözdü? Gordion( Bugünkü Beypazarı) ‘da bir kılıç darbesiyle. İşte budur! Korkut gelecek.”Kürtlerin hakları bunlar bunlardır; özgürlükleri şunlar şunlardır; verdik” diyecek. Sonra sınır ötesi harekât nasıl yapılırmış, sınırcık kuşlarına gösterecek. O kadar!

*****************************

On milyon esnaf, aracı, pazarcı, seyyar satıcı tarlada, fabrikada üretilen ürünü alıp tüketiciye getiriyor. Ürün 3 liraysa on lira oluyor. Tüketici yiyor mu kol gibi kazık. “Aracıyı kaldırıyorum” diyemezsin. Valla seni Boğaz Köprüsü’nden atarlar. Kaldırmasan da halkın on kuruşluk ıspanağı bir liraya yiyecek.

Kördüğüm ki, katmerli; çıkmaz ki ne çıkmaz!

Bitmedi. Şimdi bu işi küresel sermayenin market zincirleri aldı. On milyon esnaf ortada kaldı mı? Sizler Korkut’a inanmayın daha! Beş on yıl sonra görürüz. Bir de ülkede işsizlik var. Yarın öbür gün bu on milyon esnaf da iş isteyecek. Yalvarsan olmaz. Ağlasan olmaz. Kaçsan olmaz. Ölsen olmaz.

Kördüğüm ki, katmerli; çıkmaz ki ne çıkmaz!

Tek çözüm var: Korkut ve İskender’in kılıcı.

On milyon esnaf, aracı, pazarcı, seyyar satıcının karşısına dikileceksin.”Size burada ekmek yok “ diyeceksin. Elbette paparayı yiyeceksin. Korkut olmak kolay mı? Kıytırık bir protestocu çıksa Tayyip ne yana kaçacağını şaşırıyor. İlk başlarda biz de öyle oluruz. Kıçımıza tekme yiye yiye alışırız.

******************************

Türkiye’deki eğitim çıkmazı malum. Üniversite kapılarında her yıl kendilerine 500 bin kişinin eklendiği iki milyona yakın gencimiz var. Bu iki milyon gencimiz ve anne babaları sınavda başarı göstererek üniversiteyi kazanacaklarını hayal ediyorlar. Hadi ana babalar bilgisiz. Ya çocukların cehaletine ne demeli? Bu ülkede özel resmi toplam 74 üniversite var mı? Buralara her yıl 300 bin civarında öğrenci alınıyor mu? Her yıl ülkedeki liselerden 500 bin kişi mezun oluyor mu? Bu durumda iki milyon kişi nasıl üniversiteye girecek?

Bu gençlerimizi anne babaları kim bilir ne zorluklarla okutuyorlar. Gençlerimiz bu tahsil hayatını kendileri için istikbal olarak görüp kim bilir hangi hayallerle sınavlara giriyorlar.

Arkadaşlar gerçeği görmüyor musunuz?

En iyi ihtimalle her beşinizden bir taneniz üniversiteye girecek. Geri kalanınız sokaklara. Devletin şu alçak düzenine bakın lütfen! Dershaneler para kazansınlar diye milyonlarca gencimizi kör umut bataklığına atıp geleceğinizle oynuyorlar.

Tepkimiz ne kadar haklı ki bugün bir kısım öğrencilerimiz “ÖSS kaldırılsın” diyorlar. Ama arkadaşlar bu da çözüm değil. Ülkemizde bütün gençlerimizin okuyabileceği sayıda üniversite yok. Hem herkes üniversitede okusa ne olacak? 500 bin işletme mezununa nerde iş bulacaksın?

Sizin için “halk üniversitesi” tarzında mesleki eğitim sistemleri geliştirdik. Üniversite kapılarında beklemenize gerek yok. Ama lütfen yani okumuyorsunuz ki! Yanlışımız varsa söyleyin. Eksiğimiz varsa katkı yapın. Bugünkü saçma sapan düzene mecbur ve mahkûm değilsiniz. Boş verin Korkut’u. Okuyun yazılarımızı. Doğru buluyorsanız hükümete dayatın, diretin, uygulatın. İki milyon üniversiteli genç Türkiye’de çok şeyi değiştirir. Hele de öğretmenlerin tavrını aklım almıyor. Siz böyle bir sistemi nasıl kabul edersiniz ya! Bırakın siyaseti miyaseti. Türkiye size emanet, size! Yarın bu ülkeye bir şey olduğunda ilk yakasından tutulacak olan sizlersiniz.

AB’ci çevreler var ülkemizde. Türkiye’nin gelecek umutları bunlara göre AB’ye girmemize endeksli. Tamam girelim. E almıyorlar. Belirsiz bir tarihe gün verdiler. Ama bazı şeyleri yapmazsak o tarihte de olmayacak. Halk istemezse devletler bir şey yapamazlar. Avrupa halkları Türkiye’yi topluluğun içinde istemiyorlar. Alman Merkel bu nedenle imtiyazlı ortaklık diyor.

Kendileri bizi almıyorlar, bize bir şey vermiyorlar ama her şeyimize karışıyor bizi adeta onlar yönetiyorlar. İlginç istekleri var. Hep Türkiye’nin bölünmesi amacına hizmet eden projeler, talepler. Şımarık çocuk gibi bir de yaptıklarımızı beğenmiyor numarası yapıyorlar.

Biliyorum, bu sözlerim şu ulusalcı mıdır nedir bir kısım çağın dışında kalmış çevrelerin söylemleriyle benzerlik gösteriyor. Ama ne yapayım gerçekler de bu yönde. AB için kanun yapılır mı ya? Biz kendi kanunumuzu kendimiz yapamıyor muyuz? Aptal yerine koyuyorlar bizi. Bu da bir kördüğüm. Ve üzülerek söylüyorum ki bu kördüğümün çözümü de Korkut ve İskender’in kılıcında. AB’nin kriterleri var. Başlık açıyorlar. Korkut’un yazılarını baştan sona okuyun. AB’yle kıyaslayın. Belki teknik eksiklikler olabilir ama özde AB’den daha geri, daha basit ve daha yanlış görüşlerim varsa yırtarım o yazıları. Tabi ki onların ki daha teknik, daha detaylı ve daha derli toplu olur. Bir kişiye onlarca devlet.

Malum çalışanlarımızın emeklilik durumları, sosyal güvenlikleri SGK tarafından sağlanacak. SGK’nın eskiye göre bir tek olumlu yönü var: Emekli sandığı, SSK ve Bağ kur’un tek çatı altında birleştirilmesi. Kara delik duruyor. Kimin ne zaman emekli olacağı konusundaki belirsizlikler duruyor. Pirim rezaleti devam ediyor. Yani sosyal güvenlik devletin sırtında hala korkunç bir yük.

Aslında bence ülkemizdeki en büyük kör düğüm bu. Bu düğümü çözmeye İskender’in kılıcı bile yetmeyebilir. Memur emeklisi 1100 lira alıyor; işçi emeklisi 600, Bağ kur emeklisi 400 lira alıyor. İşçi de memur gibi 25 yıl çalışıyor; Bağ kurlu da aynı süre prim ödüyor. Peki, üç sektördeki emekli ücretlerinin böyle farklı olmasının nedeni ne?

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..