Küçük Dünyamdaki büyük Aşklarım ve Vedat Fidanboy

“Bir kimse eğer seni, benim kadar severse,

Cennet yüzü görmeyim, cehennem olsun yerim.

Ancak böyle bir âşık, doğmadı doğmayacak;

Ben var iken dünyada, sana yemin ederim.”

Vedat Fidanboy

Küçük Dünyamdaki Büyük Aşklarım. Önce kitabın ismi büyüledi yüreğimi daha sayfasını kaldırıp içinde yer alan şiirleri okumaya başlamadan. Fidanboy Hocamın hayattaki duruşu geldi gözlerimin önüne sonra. Şahsiyetiyle bütünleşen tevazusunun kitabının ismine de yansıdığını duyumsadım.

Göz açıp kapatıncaya kadar gelip geçen ömrümüzde ne kadar da küçüktür aslında dünyamız.  O küçük dünyaya neler neler sığdırırız hem de en büyüğünden. Kitabının ismi ile aynı adı taşıyan şiirinde Vedat Fidanboy, ruhuna can veren o kudreti, ilk aşkı annesini, sevgi pınarı biricik babasını, cefakâr- vefakâr sevgili eşini, gönlünü bir eylediği Yunus’u, ömrünü mahveden komşu kızını, kalbini aşk için yaratan Tanrı’yı ve daha şiirlerinde anlatmadığı pek çok aşkının içinde derin izler bıraktığını, bu aşkların kendisine sevip sevilmeyi öğrettiğini, karanlık gecesine ışık yaktığını, sevgi rüzgârıyla sarmalayan güzel seslerin her zaman içinde olduğunu tüm samimiyetiyle dile getirmiş.

Şairin, küçük dünyasındaki büyük aşklarını tek tek mercek altına yatırdığımızda karşımıza çıkan yaşamın ta kendisi aslında. Ve buna bağlı olarak da şiir elbette. Çünkü; şiirin kendisi zaten yaşam. Hüzünler, hasretler, ayrılıklar, yalnızlıklar, saadetler, ölümler, vuslatlar, aşklar, sevdalar, dostluklar ve daha pek çok yaşam öyküsü üstadın şiirlerine konu olan. Şimdi soruyorum size, bu mazmunların hepsi hayata dâhil değil mi?

Hayata dâhil olan en önemli şeylerden biri de sevgidir. Hatta olmazsa olmazlarındandır hayatımızın her anında. İşte “Küçük Dünyamdaki Büyük Aşklarım” da beni etkileyen bir başka husus da Vedat Hocamın dostlarının yüreklerinden kopup gelen sevgi selinin satırlara dökülmesi. Hocamın hakkında kaleme alınan yazıları, röportajları okurken bazı yerlerinde çok duygulandığımı,  gözyaşımı tutamadığımı itiraf etmek zorundayım. Ne büyük bir mutluluk böylesine sevilebilmek ve yer edinebilmek yüreklerde! Çünkü geriye kalan tek şey “sevgi” bu yalan dünyada. “Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz, insanı insana ancak şiir sevdirir.” der Sait Faik.  Düşünüyorum da Vedat Hocamı böylesine sevdiren şiirleri mi yoksa “dostluk, sevme ve sevgi” ile özdeşleşenisminin anlamıyla bütünleşen şahsına münhasır kişiliği mi?

Kitabında paylaştığı dostlarının kaleminden dökülen satırlarda, onun kişiliği, hayata ve sanata bakışı, şiir ve şair hakkındaki düşünceleri, edebiyata nasıl başladığı, bu yolda ilerlerken karşılaştığı zorluklar, verdiği mücadele, çalışkanlığı, azmi, başarıları, dostlukları biz okurlarına da yol gösterici, ışık tutucu nitelikte.

Sefil Savaşçılar, Sevda Ayları, A’dan Öncesi, Mabet, Kardelensin Kalpte Açtın. Ve şimdi de “Küçük Dünyamdaki Büyük Aşklarım” ile okuyucusuyla buluşuyor Vedat Fidanboy. Kültür Ajans Yayınlarından çıkan kitabın kapak tasarımı Erhan İvgin tarafından yapılmış. 232 sayfa. Kitabın önsözü Hayrettin İvgin imzasını taşıyor. Yayınladıkları kitaplarda “Vedat Fidanboy” adına yer veren şair, yazar ve bestekâr dostlarını ve onların eserlerini de anmış kitabında Hocam. Sözleri kendisine ait olan şarkıların ve o şarkılara nağmeleri ile can veren birbirinden değerli bestekârların da bir listesi yer alıyor Küçük Dünyamdaki Büyük Aşklarım’da. Şu ana kadar 112 eseri bestelenmiş Vedat Fidanboy’un ve beraberinde pek çok ödül de getirmiş bu eserler kendisine. Kitabın arka kapağında bir dörtlük var sizinle paylaşmak istediğim.

“Hasretle geçen yıllara sonsuz sitemim var,

Ömrüm sana bilmem ki nasıl kıydı bu yıllar.

Mehtap bile bak her gece sevdamıza ağlar;

Ömrüm sana bilmem ki nasıl kıydı bu yıllar.”

Vedat FİDANBOY

Hece ve aruz ölçüsü ağırlıklı olan şiirlerinde sevgi, aşk, vefa, yalnızlık, ömür, dostluk, özlem, gönül, ölüm temaları dikkatleri üzerinde toplarken yıllara yapılan vurgu da gözden kaçmıyor.

“Onca emek var terin içinde,

Nice cevher gizli yerin içinde,

Beden denen mucizenin içinde

Ölümü bekleyen can tende yalnız.”

YALNIZLAR Şiirinden

Sevgiliye düzülen methiyeler, yaptıkları karşısında yine de ona verilen değer, gösterilen hoşgörü süslüyor dizeleri. “Senden gelecek her acı her dert bana zevktir” mısrasından (sayfa 115) da anlaşıldığı gibi Vedat Fidanboy’un hayata bakışındaki pozitiflik, sevecenlik, mütevazılık şiirlerine de yansımış durumda.

Şairinin gönül gergefinde ince ince dokunan ve gün yüzüne çıkan şiirler bunlar. Akılda kalıcı, akıcı bir üslup hâkim şiirlerinde. Ritmin, ahengin, musikinin yanı sıra şiirlerinin ta içine işleyen bir de renklilik mevcut dizelerde.  Şiirlerinin kendine has bir lezzeti var ki okuru çepeçevre kuşatıveriyor. Kendi deyimiyle “Sevgiyi yürekte büyütüyor.” Vedat Fidanboy ve özgün söylemleriyle, şairanelikten uzak durarak, az sözle ne kadar çok şey anlatıyor türkülerimiz gibi.

Hacı Bektaş Veli’yi, Yunus Emre’yi, Mevlana’yı taşıyor dizelerine. Hıdrellezi anlatıyor, maniler yazıyor adına. Doğduğu şehir olan Kırşehir’i de unutmuyor ve “Kırşehir Güzellemesi” ile çıkıyor okurunun karşısına. Polis Marşları da pek güzel.

Vedat Hocamın deyimiyle “Her şey DANDİNİ” olsa da bu fani dünyada, baki kalan şu an elimde tuttuğum kitabı ve kitaplarımız, dostluklarımız, paylaşımlarımız, ruha sarınılan sevgiler.

Böylesine kadirşinas, beyefendi, edepli, vakur, alçakgönüllü bir insanı tanıdığım için kendimi çok şanslı sayıyorum. Ve yine kendimi çok şanslı sayıyorum ki bu kitabı imzalı olarak edinebilme ayrıcalığını yakalayabildiğim için.

Vedat Hocama sağlıklı, uzun ömürler, daha pek çok kitap ve ödüller diliyorum Cenab-ı Hak’tan.

30.01.2013 / Sibel UNUR ÖZDEMİR