Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Kültür emperyalizmi mi dediniz!

Kültür emperyalizmi mi dediniz!
 

Kendimi bildim bileli siyasal hayatın kıyısına yamanmış çevrelerin en özgün diyebileceğim deyişi “AB ve ABD bizi ve geri kalmış diğer ülkeleri kültür emperyalizmi ile ezmektedir”cümlesidir.

Hoş bir cümle olmasının yanında, günümüz teknolojisinin insanoğlunun önüne sunmuş olduğu olanaklar ekseninde pek öyle aman aman bir ciddiyeti olduğunu düşünmüyorum bu cümlenin.

AB ve ABD’nin kafa patlatmasına gerek yok. “Biz gidelim gari şu ülkeleri, var olan bütün kültürlerini terk eyleyelim, bunun için ne gerekiyorsa hiçbir noktayı atlamaksızın hayata geçirelim ve bu geri kalmış ülkeler iyice bir yozluğun pençesine düşüversinler” diye mi çabalıyorlar?

Nedendir acep?

Sahi dünya üzerinde şu anda yayın hayatına sahip kaç TV Kanalı mevcuttur? Dünya üzerinde kaç adet WEB Sayfası vardır?

E tabi bu gibi şeyleri bilemiyorum ama gelde yozlaşma ve o kültür emperyalizmi dediğimiz mahlukata yenik düşme.

Sözüm ona bu canavarlar bizi seksen yıldır yıkmak için uğraşmışlar ve yıkamamışlar. Öyle bir dertleri varmıydı bu canavarların? Hani somut tarafından bilebileceğim bir şey değil bu durum, sadece okuduklarımızdan böyle bir niyetin varlığını düşünüyoruz ama nedense “İşimiz neydide 1.Dünya Savaşının tarafı olmuştuk?” diye sorma zahmetine girmiyoruz.

Okuduklarımızda top yekün Avrupa’nın bizi yıkmaya adanmış güruhlar topluluğu olarak niteliyor ve ilginçtir, kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk, her şeye rağmen yüzümüzü batı uygarlığına dönmemizi salık veriyor. Doğrusu bu çelişkisel durumu pek anlamış değilim ama şayet öyle ise bu kültür emperyalizmi denen mevzuunun anlamını anlamakta bir o kadar daha zorlanacağım gibime geliyor.
Arap alfabesini kaldırıp, Latin alfabesini kullanmaya başlamamız sanırım bu ülkede yapılmış bir devrim değildi. Mustafa Kemal acep kültür emperyalizmine yenik düşeriz diye bir kaygı duymamışmıydı o zamanlar?

Zamane devri bu kavramları yine o bildik argümanlarla tartışma zamanı değil. Ne olacağını sanıyorduk? Bu teknolojinin yanında ne olmasını bekliyorduk? Yoksa TV, Bilgisayar, İnternet, Turizm gibi gerçekleri red mi eyleyelim? “Aman ha kültür emperyalizmi bizi kuşatıverir, sonra halimiz nic olur?” diye dövünelim mi?
“Öneriniz nedir?” diye merak etmiyorsam ne olayım.

Hakikaten bunları söyleyenlerin bizim önümüze koyacakları bir önerileri var mı? Varsa zahmet olacak ama öğrenmeyi çok istiyorum, “Neymiş önerileri?” diye.

Bu toprakların bir ferdi olarak yaşım gelmiş dayanmış kırklara ve gazete okumaya başladığım veletlik dönemlerimden beridir zihnime pompalanmış olan korkuların değişmezliği yıllarca devam ede gelmiş. Ya mürteci, ya bölücü, yada gomonistler.

“Aman ha bölünürüz” öz deyişi çocukluğumdan beri dillendirilmiş en özgün özdeyişlerdendir, hemen yanı başına mürtecinin tepemize oturması, olmadı komünistler bu ülkeye el koyacaklar yollu argümanlar hiç değişmedi. Değişen tekbir şey oldu, oda Komünizm sizlere ömür. Kaldı geriye iki korku. O iki korkunun yaratıcısıda malumunuz AB ve ABD denen melunlar. Lakin bir türlü o şeriat denen ve uygulayıcısı o mürteciler ülkeyi ele geçiremediler ve şu bölücüler bir türlü hedeflerine muvaffak olamadılar! Evel Allah dimdik ayaktayız, ama ne hikmetse bir birinin boğazına yapışmış bir toplum olmuşuzda sanki haberimiz yok. “Ah ne kadar güzel bir ülkemiz ve insanlarımız var” mealinden, zil takıp oynayacağız. Öyle mi acaba?

Böyle düşünüyorsanız ne acı ama. Acıki ne acı. Günde kaç adet adli vaka yaşanıyor bu ülkede? Haberiniz var mı? Bilemiyorum. Ama benim artık bünyem kaldırmıyor üçüncü sayfa haberlerini okumaya. Her haberin vahşetin resmi olduğu o üçüncü sayfa haberleri ülkemizin ne halde olduğuna dair çeşitli ip uçları vermiyorsa bize söylenecek pek de fazla bir şey kalmıyor. Bu vaziyette hani bölünmüşüz veya mürteci gelmiş tepemize oturmuş anlamı ne olaki? Biliyor musunuz a dostlar, son dokuz ayda 4 bin çocuk kaybolmuş. Geçen gün birileri konuşuyordu, kulak misafiri oldum ve aynen bu cümleyi duydum. Doğrudur veya yanlıştır bilemem ama sayı doğru değilse bile bu civarlarda seyreyliyordur.

“Kültür Emperyalizmi” kavramı ne yalan söyleyeyim beni fazla heyecanlandırmıyor. Hani eskiden olsa anlardım ama şimdilerde bu kavram bana o denli komik geliyorki. Biraz önce muhabbet ediyordum MSN’den birisi ile. Muhterem Finlandiyalı. Haftaya tatile gelecekmiş Antalya’ya. Golf turnuvası var. MSN’ime aynı anda birisi daha musallat oldu. Bu muhteremde Fransız. Oda turnuva için gelecek ve dünyanın üç ayrı noktasında üçgen çizmiş muhabbet ediyoruz. E hadi deyiverin kültür emperyalizmi diye bir şeyler.
Yok efendim, benim ruhuma heyecan vermiyor bu kavram.

Neyse biz en azından silahların susacağına dair sevinelim. Ne yalan söyleyeyim, son günlerin en güzel olayı olarak niteliyorum silahların susma ihtimalinin ortaya çıkmasını. Savaş kaybediyor ve yeni yeni gencecik insanlar ölmeyecek ve anaların yüreği dağlanmayacak. Böyle bir ihtimal dahi insanın yüreğini ferahlatan bir durumdur.

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..