Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '13

 
Kategori
Siyaset
 

Kürt Sorunu Bir Milliyetçilik Sorunu mudur?

Kürt Sorunu Bir Milliyetçilik Sorunu mudur?
 

  • "CHP milliyetçiliği, milliyetçiliğin yontulmuş halidir, MHP milliyetçiliği, milliyetçiliğin kaba halidir" diyorsunuz peki, ya Kürt milliyetçiliği veya Ermeni milliyetçiliği milliyetçiliğin hangi halidir? Gelin birbirimizi kandırmayalım, demagoji yapmayalım, dürüst olalım. Milliyetçilik, milliyetçiliktir ve milliyetçiliğin farklı halleri yoktur.Şeklinde bir ifade kullanmış bloğumuzun değerli kalemi Sayın Mustafa Atilla. Kendi görüş ve düşüncelerine aynen katılmaktayım. Ne Kürt, ne Türk, nede Ermeni ve diğer türden milliyetçilikler, pek tabi ki hiç birisinin de insanlığın hayrına dokunacak bir yanı yoktur. Mustafa Atilla’nın dediği gibi insanı insanlıktan çıkartıyor milliyetçilik.
  • Ne var ki Mustafa Atilla neden beni dürüstlüğe davet etti, işte burasını pek anlayabilmiş değilim. Şu sitede yıllardan beri yazıyoruz, “Bana dair herhangi bir şekilde milliyetçi olduğuma ilişkin bir nokta yakaladı da ondan mı acaba?” diye de kendimi alamıyorum. Oysa şahsımın milliyetçilikten hiç hazetmediğini beni tanıyan bilen herkes bilir.  O halde Mustafa Atilla’ya sormak durumunda kalıyorum, “Neden?” diye.
  •  
  • Bu hususu açmak icab ediyor tabi.
  •  
  • Bu ülkenin son otuz yılına sirayet eden yegâne sorunun Kürt Sorunu olduğunu bilmem tekrar etmeye gerek var mı? Yine bu ülkenin başında bir Ermeni sorunu vardır ki İttihat ve Terakki çetesinin bu ülkenin başına sardığı yegâne sorunlardan birisi olarak bu günlere gelmiş ve yıllarca üstü örtülmek suretiyle bir Ermeni Tehciri yapıldığı bu ülkede her zaman saklana gelmiştir. Biz asıl konumuz olan Kürt Sorununa gelirsek, benim bu hususta yaklaşımlar gayet açıktır ve gayet nettir. İnsan Hakları ve Demokrasi benim duruşumda başat bir role sahiptir. Ortaya atılan bir talep insan hakları ve demokrasi kriterlerine uygunsa yanında durur ve ona göre tavır alırım, aksi durumda karşısında dururum.
  • Tam da bu noktada şu soruyu sormak esastır.
  • “Kürt Sorunu bir milliyetçilik sorunu mudur, yoksa bir insan hakları ve demokrasi sorunu mudur?”
  •  
  • Kürt siyasal hareketinin taleplerine baktığımızda ortada insan haklarına ve demokrasiye aykırı herhangi bir talebin olmadığı açık… Ana dilde eğitim, ana dilde savunma, ana dilin özgürleştirilmesi, asimilasyona karşı duruş, eşit vatandaşlık ve saire. Bunların hangisi insan hakları ve demokrasi kriterlerine aykırıdır?
  • BDP eksenli Kürt siyasal hareketini ele alalım…
  • BDP Kürt milliyetçisi bir parti midir?
  • Evet buyurun bu sorunun yanıtını arayalım…
  • Devletin alabildiğine propaganda ettiği hususlardan birisi de BDP’nin Kürt milliyetçisi bir parti olduğu hususudur. Ve bu propaganda da yeterli ölçüde tutmuştur. Oysa BDP’nin içerisine bakıyoruz, son seçimlerde Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğunu oluşturup, bu oluşum içerisinde destek verdiği adayların durumu; Sırrı Süreyya Önder bir Türk, Ertuğrul Kürkçü bir Türk, Levent Tüzel, Karadenizli bir Laz, Erol Dora, Mardinli bir Süryani ve saire… Daha önceki yıllarda Antalya Büyükşehir Belediye başkan adayı yine bir Karadenizli öğretmendi. Ha keza yine BDP eksenli bu oluşumda Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’e dahi vekillik teklifi götürülmüştü. Yine BDP destekli Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğuna destek veren çevrelere baktığımızda, Ermeni, Yahudi ve Rum azınlığın hatırı sayılır bir seçmen kitlesi, eşcinsel dernekleri, Alevi çevreleri, kimi dindar muhafazakâr çevreler ve saireler… E tabi insan sormadan edemiyor, “BDP nasıl Kürt milliyetçisi bir parti oluyor?”. Doğrusu ben bu durumu hiç anlamış değilim.
  •  
  • Hemen dönelim ve BDP’nin parlamento çalışmalarına bir bakalım.
  •  
  • BDP parlamentoda yaptığı çalışmaların ancak % 30’luk bir kısmını Kürt Sorunu eksenli yürütmektedir. Geriye kalan % 70’lik kısmını ülkenin genel sorunlarına ayırmıştır. Enerjiden tutun, yolsuzlukların araştırılması, soruşturulması hususları, cezaevleri, yargı, sağlık, gıda terörü, trafik terörü, iş yaşamı, adalet, kamu yönetimi ve daha birçok hususta BDP’nin verdiği soru ve araştırma önergeleri parlamentoda at başı gitmekte, diğer muhalefet partilerine uzak ara atmaktadır. Bunu ben söylemiyorum, TBMM org sitesi söylüyor. Zahmet olmazsa arada girip bir incelenmesi yerinde olur.
  •  
  • BDP’nin bir diğer ayırt edici özelliği ise eş başkanlık sistemi. BDP hiçbir partide olmayan eş başkanlık sistemiyle çalışmalarını yürütüyor. Dikkat ederseniz, aynı yetki ve sorumlulukla hem Gülten Kışanak, hem de Selahattin Demirtaş BDP’nin liderleri olarak görünmekteler. Bu sadece en üst organda değil, aynı zamanda aşağıdan yukarıya tüm kurullarda, il ve ilçe yönetimlerinin tamamında eş başkanlık sistemi uygulanmaktadır. İlla ki bir kadın ve bir erkek zorunluluğu vardır. Bu yapıyı şu anda Türkiye’de ki hangi siyasi partide görebiliyoruz? Ne var ki vaziyete bakıyoruz, kamuoyu algısına bakıyoruz, milliyetçiliğin her alanda batağına batmış çevreler, BDP’yi milliyetçi olarak kamuoyuna propaganda ediyor. Gülünç tabi ki…
  •  
  • Peki BDP içerisinde hiç m Kürt milliyetçisi yoktur? Mutlaka vardır ama parti politikalarında herhangi bir etkinliklerinin olmadığı da malum.
  •  
  • Diğer bir taraftan;
  • Geçtiğimiz günlerde Fatih Altaylı ki kendisi resmi ideolojinin aktif bir kalemşörüdür, Türkiye’deki en politize olmuş şehirlerin başında Diyarbakır’ın geldiğini, sonrasında Kürtlerin yaşadığı diğer illerin olduğunu söylüyordu. Doğu ve Güneydoğu’da yaşayana insanların bu gün Türkiye’deki en bilinci seçmen kitlesini oluşturduğunu ben söylemiyorum, Fatih Altaylı söylüyor. Aynı zamanda nüfusa oranladığımızda en fazla kitap tüketiminin yine doğu ve güneydoğu coğrafyasında olduğunu da buraya ilave edelim. O halde sormak icab etmiyor mu, “Biz bu durumu nereye oturtacağız?”
  •  
  • Bu ülkeye 1989 yılında Bulgaristan’da yaşayan Türkler göç ederek gelmişlerdir. Bulgaristan gelen Türkler, 1989 yılında yaşanan bu göç olayına “Büyük Göç” demekteler. 
  • Bulgaristan’da yaşayan Türkler neden Türkiye’ye geldiler?
  • Hepimiz biliyoruz ki bu insanlara Bulgar Hükümeti tarafından uygulanan baskıların önemli bir rolü vardı. Şu anda çevremde 1989 yılı Büyük Göçünde gelmiş çok göçmen var. Kendileri anlatmakta. İsimlerinin değiştirilmesinden Türkçe konuşmanın yasaklanmasına, ibadetlerinin kısıtlanmasına kada birçok insan hakları ihlaliyle karşı karşıya kalmışlar. Şimdi bu hakları için mücadele edecek olan Türkler milliyetçi mi olmaktadır? İnsanların en tabi hakları ellerinden alınıp asimilasyona tabi tutulacaklar, buna karşı duruş sergileyenlere biz milliyetçi diyeceğiz öyle mi? Saçmalığın dik alası. Bulgaristan’da yaşayan Türklerin başına gelenler bütün bir çıplaklığıyla ortada. Doğdukları, büyüdükleri topraklarını, köylerini terk etmek zorunda kaldılar. Bundan daha feci bir insan hakkı ihlali olabilir mi? Bulgar Türklerinin acısını, trajedisini hissetmeyen insana insan denebilir mi? Bu trajediyi, acıyı ruhunda hissedip, tavır takınan insanlara milliyetçi mi diyeceğiz? Hadi dürüst olalım. Milliyetçilik bu mudur?
  •  
  • Rahmetli Aziz Nesin’in bir kitabı vardı, “Bulgaristan’da Türkler, Türkiye’de Kürtler” isimli bir kitap. Kafasında soru işareti olanların alıp okumasını, öneririm. Durumun daha iyi anlaşılacağını umuyorum.
  •  
  • Ne var ki Mustafa Atilla’nın esas gelmek istediği noktayı, esas test etmek istediği noktanın ne olduğunu anlıyorum. Bütün mesele “Terör” meselesi…
  •  
  • Bana açıkça şunu sorsaydı, “PKK terörü hakkında ne düşünüyorsun?” diye daha tutarlı olurdu. Çünkü bu sitede felsefe üzerine yazılar yazan bir kimseden ben böyle bir soru beklerdim. Tamam, beklerdim de ne olurdu? Kendisine arşivimi işaret ederdim. Yazdıklarım ortadadır. Ama bu hususu bir sonraki yazıma bırakayım.
  •  
  • Sonuç olarak,
  • “Kürt Sorunu” bu ülkede milliyetçilikle açıklanamayacak sorunlardan birisidir. Milliyetçilikle açıklama çabasına girişenler kendilerini sadece gülünç duruma düşürür.
  •  
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..